bugün

Ülkelerin Kendini savunma duyusuyla gelişen bir endüstridir, daha çok olasılık ve korku odaklı* hazırlanan senaryolar dahilinde ihtiyaç duyulur geliştirilmesine, Çağlara göre ve bilimdeki "bunu başka nasıl kullanabiliriz?" sorusuna istinaden gelişim göstermektedir Mevcut ilk çağdan beri, Av için kullanılan taş uçlu mızrakları, rakipleri yaralamak için de kullanabileceklerini fark eder mağara adamı(alternatif olarak Namusuna göz dikilen bir Paleolitik Çağ adamının eşini kurtarırken savunma dürtüsü, taştan oyma mızrağı rakibinin göğsüne zerk etmesini sağlamış ve bu sayede kafalarda yanan kıvılcımın bir anda hırs fitilini ateşlemesiyle başlamıştır ilk savaş, kesinlikle yemek kavgası değil.)Mızrak, kılıç, kalkan derken insan yorulur bunları savururken ve Sonrasında ademoğlu, oradan buradan biriken bilgisiyle bilim bilincini elde eder, Gelişmekte olan bilim ve topluluklar arası göt korkusuna dayalı olan güvenlik mevzusu gerçek amaçta kitleleri katletmeye dayalı teknolojiler üretir, barut gazının ivedi itici gücünü fark eden cingöz bir bilim adamı, ilk ateşli silahın altına imzasını atmıştır. Bu gelişimle tek bir mermide belli bir alanda derin iz bırakabilecek olan top atarı ve eğlenceli gözüken havai fişeği geliştirecektir insanlık. Fizikteki basınç bilgisiyle bir bomba, mayın, top atar mermisi yani hassasiyete duyarlı her hangi bir patlayıcı geliştirir ve uzun bir süre bu gelişimde tıkanacaktır bu endüstri, yeni silahlar mevcut olanın geliştirilmesiyle ortaya çıkar, makineli tüfek, daha hızlı bir mermi, patlama gücü olan ufak mermiler vs... Derken, Sam amca*, monotonlaşan savaşlardan sıkılmış, içtiği kan kadehlerde bayatlamış bir şekilde gözünü kimya alanına dikmiştir, istediği şey kanın hep taze ve aynı tatta olmasıdır... Kimya biliminin insanları, kendi başına savaşlardan olabilecek en az hasarla sıyrılıp savaşları göz ardı ederken olaylara baktığı merceğin mihrakını küçülterek, maddenin en küçük birimi olan atomu kurcalamaya başlar, Elde ettikleri bilgiler son derece objektif ve deneysel iken hatta en masum duygular ile toplum değil, evrene fayda sağlamayı amaçlarken, sam amca, olayı son derece subjektif bir açıdan dramatikleştirir ve özlem duyduğu cehennem atmosferini dünyada solumak ister*. Bilim de nitekim, maddiyatta bir kaynağa ihtiyaç duyar, ve iyi niyetini parayla orospu eder bir kısmını bu pezevenge. Geliştirilen yeni silahlar bu amcamızın iştahını bir süre tıkar, hatta iyi bir bakış açısıyla gözlerini parlatır patlama gücü yüksek füzelerin bombardımanları, ve gözlerini yaşartır, insanlar ölürken; o çok sevdiği toksin gazları. Bu hadiselerle bir devir daha geçer. Zaman ilerlerken iyi niyetli desteğe muttalip kimseler çıkar ilginç fikirleriyle Nükleer enerji gibi, ve sam amca gebe olduğu savaşlar uğruna yeni tatlara aşermeye başlar...

Şimdi ben bu kadar satırı sırf ukteci arkadaşın isteği üzerine yazdım ama aslında tek cümle yeter, Savaş teknolojisi çeşitli bilim dallarından yararlanılarak ve olası savaş senaryolarına dayalı stratejik gelişim gösteren bir alandır. Tarihine inecek olursak, kavgada kullanılan ve rakibin daha fazla hasar alıp, etki tepkiden mütevellit bizim de nasipleneceğimiz hasarı azaltan ilk gereç ile emeklemeye başlamıştır, bu mesela bir taştır sonrasında bir sopa ve ardından bir bıçaktır. Laf-ü güzaf ettik, bol eksileri hak ettik.

* 1- Sam amca, uncle sam: Kurgusallaştırma esnasında kullanılan hırsa bağlı olan hakim, egemen duygu. *
savaş teknolojileri başlığını açarken eve düşen atom bombası
istanbul teknik üniversitesi'nde adı biraz daha yumuşatılarak itü savunma teknolojileri yüksek lisans programı olarak eğitim verilmektedir.

bu bölümde savunma ve savaş teknolojilerine yönelik çalışmalar yapılması öğrencilerden beklenmektedir.
Yazmam gereken konu bağımsız bir makalede düşündüğüm fakat vazgeçmek durumunda kalabileceğim potanyel konu. Ekonomi bilimi özelinde bir konu seçmek zorunda kalacağım böyle giderse.

Bölümüm makine ya da elektrik elektronik olaydı iyiydi.
ilerleyen zamanlarda elektro manyetik fırlatıcılar ile üretilmiş silahları daha fazla göreceğimiz endüstri. Bu silahlar elektrikle çalışan, attığı mermide barut bulunmayan ve mermi çekirdeğinin hız limitinin olmadığı çok yıkıcı silahlardır. Kötü yanı ise enerji için çok büyük bataryalara ihtiyaç duymaktalar. Bu sebeple gemilere monte edilebilmektedir. Ve ilerleyen yıllarda uzaya malzeme gönderimi ve uydu yerleştirmesi de bu fırlatıcılar vasıtasıyla olacağa benziyor.


Gelişen savaş teknolojilerinden bir diğeri ise filmlerdeki gibi süper askerlere sahip olmanıza yarayan cinsten. Biyonik kol bacağa benzeyen bu sistemler, askerlerin daha yükseğe zıplamasına, arabaları kaldırmasına yarıyor.

Bir diğer gelişen kol olarak görüntü analizinin kullanılabileceği drone silahlarını örnek verebiliriz. Hali hazırda dronelar savaşlarda, suikastlerde kullanılmaktadırlar. Gelişen teknoloji ile bu alan daha fazla yayılacak ve dronelar belirlenen arazi içerisinde devriye atıp, oradaki canlıları tespit edebilecek ve sonrasında vurup vurmama kararını verebilecektir. Bu size çok uzak gelmesin hali hazırda üniversite okuyan ve drone yapan arkadaşlar iyi bilirler ki; yarışmalarda belirli şemaların tespitine göre drone kendi komutunu vermek üzere kodlanıyor.