bugün
- hadise'nin külotla marş söylemesi30
- bu gece intihar edeceğim47
- şarap içip entry girmek8
- sözlük abazanları kız bulduğu zaman olacaklar11
- hangi süper güce sahip olmak isterdiniz16
- icardi190511
- utanmadan fenerbahçe kollanıyor diyebilmek8
- galatasaray30
- ali koç12
- kocaeli de ders basan veli9
- allah neye benzer14
- ilkokuldaki sevgilinizle yaptığınız çılgınlıklar11
- okan buruk'un rakiplerine küfür etmesi22
- fenerbahçe30
- albay kemal11
- fenerbahçe taraftarı13
- fenerbahçe 38 de 38 yapsa olacaklar10
- anın görüntüsü8
- bütün pitbullar uyutulmalı17
- son 22 yılın özeti12
- akp döneminde kürtlerin asimile olması9
- sinovac mı biontech mı12
- sözlük yazarlarına acı ama gerçek bir şey söyle9
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- kulaklığını paylaşan erkek cuckold mudur8
- keyiflenmek için ne yapıyorsun9
- fettullah gülen'in ölmesi16
- kılıçdaroğlu'nun yeniden aday olacağım demesi19
- ateist ve deistler bunu açıklasın12
- karısının onlyfans açmasına izin veren erkek11
- düğün yapmak akıl dışıdır11
- allah intikam sahibidir15
- fenerbahçe amblemindeki ot11
- kur an çevirisi yapmanın haram olması34
- mauro icardi23
- ülkemde başı açık tavuk is te mi yo rum8
- fransız kızın üzerine işeyen göçmen15
- dilan dere ile evlenmek11
- müslümanların anadili arapçadır13
- sevgiliyle uyumak13
- kadın vücudunun olağanüstü bir tasarım olması8
- emre belözoğlu15
- sözlüğün en iyi yazarı olmak11
- mert hakan yandaş16
- abberrline9
- 2023 2024 sezonu süper lig şampiyonu galatasaray17
- israil'in refahta sivil çadırlarını vurmasi27
- fenerbahçe'nin gs'nin balonunu patlatmış olması20
- astrolog meral güven20
- galatasaray ın verilmeyen penaltısı9
Macarların Hürriyet savaşçısı ve milli şairidir.
(bkz: Bir Düşünce Kurcalar Kafamı)
(bkz: Bir Düşünce Kurcalar Kafamı)
15 Mart 1848 ayaklanmasına Peşte gençliğinin önderi olarak katılmıştır ve "Talpra, magyar!" (Haydi Macar, Uyan!) adlı şiiri Macar Devrimi'nin simgesi olmuş Macar lirik şair, ulusal kahraman.
su, rüzgar ve namus başlıklı bir şiiri mevcuttur:
daha çocukluğumda,
dinlemiştim bu masalı:
su, rüzgar ve namus,
bir gün saklambaç oynamışlar.
önce su saklanmış;
fakat çabuk bulunmuş,
derin vadiler arasında...
sonra rüzgar saklanmış,
onu da bulmak kolay olmuş,
yüksek dağların tepesinde...
sıra namusa gelmiş,
o da şöyle söylemiş:
dinleyin bir kere,
ben kaybolursam,
bulunmam hiç bir yerde...
işte o günden beri namus,
kaybolunca,
bulunmaz hiç bir yerde.
daha çocukluğumda,
dinlemiştim bu masalı:
su, rüzgar ve namus,
bir gün saklambaç oynamışlar.
önce su saklanmış;
fakat çabuk bulunmuş,
derin vadiler arasında...
sonra rüzgar saklanmış,
onu da bulmak kolay olmuş,
yüksek dağların tepesinde...
sıra namusa gelmiş,
o da şöyle söylemiş:
dinleyin bir kere,
ben kaybolursam,
bulunmam hiç bir yerde...
işte o günden beri namus,
kaybolunca,
bulunmaz hiç bir yerde.
Öyle kolay sanma sen bu işi, kardeşim,
Hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye!
Sazı bir kere eline almaya göresin,
Bir görev yüklendin demektir, bilesin,
Çok ağır bir görev, ve belâlı.
Geldinse anlatmaya yalnız kendi derdini, kardeşim,
Yalnız kendi zevkini anlatmaya geldinse,
Bırak elinden o kutsal sazı,
Sana burda hiç kimse kulak asmaz.
Biz yaşamadayız bugün bir çölde, kardeşim,
Çok eskilerde bir musa vardı hani,
işte biz o musa gibi yaşamadayız bugün;
Tanrı tekparça ateşten bir kılavuz vermişti ona,
O da ateşten kılavuzun peşinden gitmişti.
Bugün tanrı tekparça ateşten şaire ne der bak:
Sizsiniz halkı mutluluğa götüren yolu aydınlatacak.
Ey şairler, gireceksiniz halkla kol kola,
Alevlerin, fırtınaların içinden geçeceksiniz,
Hiç durmadan yürüyeceksiniz, ama hiç durmadan;
Alçaktır halkın bayrağını elinden düşüren de,
Şurda, geride, bir kenarda gizli gizli,
Bir parça dinleneyim, diyen de alçak.
Halk bakacak, görecek, anlayacak,
Acı çeken kim, başkaldıran kim, dövüşen kim,
Kim işi oluruna bırakmış,
Kim günü gün eden,
Kim şarlatan,
Kim korkak!
Peygamberler çıkacak, yalancı ve kurnaz,
Durun, diyecekler size, durun, ey insanlar,
işte burası, diyecekler, sizi yaşatacak yer,
işte burası bolluk ülkesi, mutlu toprak.
Bu korkunç yalanlara kanmayacak ama hiç kimse,
Ne açlık kanacak, ne susuzluk kanacak, ne de umutsuz yaşamak,
Haykıracak güneşte kavrulan milyonlarca insan,
Hepsi yalan, diyecekler, hepsi yalan, hepsi yalan.
Ne zaman eşit pay alırsak bolluk sepetinden,
Ne zaman hepimiz sırayla oturursak halk sofrasına,
Ne zaman her eve girerse bereketli aydınlığı bilimin,
Ne zaman pırıl pırıl yanarsa tekmil evler aydınlıklar içinde,
işte o zaman deriz, burada duralım, tamam,
işte burası bolluk ülkesi, mutlu toprak.
Biz o güne kadar, dur durak bilmeden
Sürdüreceğiz amansız savaşımızı,
Dağ taş demeden yürüyeceğiz,
Gözler çakmak çakmak, yumruklar sımsıkı.
Sonunda, bütün bu çabalara karşılık
Hiçbir şey geçmeyebilir de elimize,
Yola çıkarken zaten biz bunu göze almıştık.
Ölüm kondurup alnımıza yumuşak bir öpücük,
Kaparsa usulcana göz kapaklarımızı,
Ve ipekten kefenler ve çiçekler içinde
Alıp korsa bizi kara toprağa,
Bu bile yeter de artar bize.
Hemen kalkışma tellerden şarkılar döktürmeye!
Sazı bir kere eline almaya göresin,
Bir görev yüklendin demektir, bilesin,
Çok ağır bir görev, ve belâlı.
Geldinse anlatmaya yalnız kendi derdini, kardeşim,
Yalnız kendi zevkini anlatmaya geldinse,
Bırak elinden o kutsal sazı,
Sana burda hiç kimse kulak asmaz.
Biz yaşamadayız bugün bir çölde, kardeşim,
Çok eskilerde bir musa vardı hani,
işte biz o musa gibi yaşamadayız bugün;
Tanrı tekparça ateşten bir kılavuz vermişti ona,
O da ateşten kılavuzun peşinden gitmişti.
Bugün tanrı tekparça ateşten şaire ne der bak:
Sizsiniz halkı mutluluğa götüren yolu aydınlatacak.
Ey şairler, gireceksiniz halkla kol kola,
Alevlerin, fırtınaların içinden geçeceksiniz,
Hiç durmadan yürüyeceksiniz, ama hiç durmadan;
Alçaktır halkın bayrağını elinden düşüren de,
Şurda, geride, bir kenarda gizli gizli,
Bir parça dinleneyim, diyen de alçak.
Halk bakacak, görecek, anlayacak,
Acı çeken kim, başkaldıran kim, dövüşen kim,
Kim işi oluruna bırakmış,
Kim günü gün eden,
Kim şarlatan,
Kim korkak!
Peygamberler çıkacak, yalancı ve kurnaz,
Durun, diyecekler size, durun, ey insanlar,
işte burası, diyecekler, sizi yaşatacak yer,
işte burası bolluk ülkesi, mutlu toprak.
Bu korkunç yalanlara kanmayacak ama hiç kimse,
Ne açlık kanacak, ne susuzluk kanacak, ne de umutsuz yaşamak,
Haykıracak güneşte kavrulan milyonlarca insan,
Hepsi yalan, diyecekler, hepsi yalan, hepsi yalan.
Ne zaman eşit pay alırsak bolluk sepetinden,
Ne zaman hepimiz sırayla oturursak halk sofrasına,
Ne zaman her eve girerse bereketli aydınlığı bilimin,
Ne zaman pırıl pırıl yanarsa tekmil evler aydınlıklar içinde,
işte o zaman deriz, burada duralım, tamam,
işte burası bolluk ülkesi, mutlu toprak.
Biz o güne kadar, dur durak bilmeden
Sürdüreceğiz amansız savaşımızı,
Dağ taş demeden yürüyeceğiz,
Gözler çakmak çakmak, yumruklar sımsıkı.
Sonunda, bütün bu çabalara karşılık
Hiçbir şey geçmeyebilir de elimize,
Yola çıkarken zaten biz bunu göze almıştık.
Ölüm kondurup alnımıza yumuşak bir öpücük,
Kaparsa usulcana göz kapaklarımızı,
Ve ipekten kefenler ve çiçekler içinde
Alıp korsa bizi kara toprağa,
Bu bile yeter de artar bize.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar