bugün

Hayatımda radikal değişikliklere gittim..

Bi de böyle deneyelim bakalım neler değişecek, neler aynı kalacak..
Sandığım gibi boşveremedim. yanş her şeyin çok güzel olacağını biliyordum ama tam olarak değilmiş.Belli bir yaştan sonra gelince zor oluyomuş. Ailemi , arkadaşlarımı , evimi ve o zamanlar beğenmediğim Tekirdağ’ı bile çok özledim. yurt dışına taşınmam kesinleşince herkes “oo kurtuluyosun buradan” vb. şeyler söylediler ve ben de daha iyi bir hayat beni bekliyor diye düşündüm. evet hayat güzel ama kendimden beklemediğim bu özlem beni hem şaşırtıyor hem çok üzüyor. Aileme ya da arkadaşlarıma da söyleyemiyorum çünkü hepsi bir şekilde benim kurtulduğum yönünde düğünüyorlar. Söylesem sanki şımarıklık yaptığımı düşünecekler. Bakalım belki alışırım, daha yeniyim. Ama alışmak istiyor muyum?.. Bilmiyorum.
ezhelin söylediği gibi gülüşmemizin özgürlük, sevişmemizin ibadet olduğu bir dünya hazırladım ama sen nerdesin.
Yıldım,yılıcam be aq yazık ya valla giden gençliğime yazık.
Tam 6 sene önce bugün hayatımın akışı değişti. Tam 6 sene önce bugün sadece kendini düşünen bir "canlı" olmaktan çıkıp bir başkasını kendi canından Daha çok sevmek neymiş gözlerimle gördüm. O güne kadar gerçek aşkın ne olduğunu hiç yaşamamış olduğumu anlayıp sana sımsıkı sarıldım. Kokoş kokoş gittiğim doğumdan mutluluk göz yaşlarından yüzüm gözüm akmış rimelle simsiyah olmuş şekilde çıktım. Tam 6 yıldır ben, senin sayende kendimi tanıdım, kendimi buldum. Bende olup da o yaşıma kadar görmediğim her şeyi seneler sonra bana sen öğrettin oğlum. Bir kadının tek başına neler yapabileceğini, korkuların üzerine gidince puff diye nasıl da kaybolduklarını hepsini, etrafta söylenenlere kulak asmayınca hayatın nasıl da kolaylaştıgını ben senin o minik ruhun sayesinde öğrendim. Ben seninle ben oldum, şimdi de mutlu bir çocuk, sağlam karakterli bir genç adam olman için bütün çabam, bütün yorgunluğum.

Bugün benim oğlumun doğum günü. Son günlerde burayı o kadar çok sevdim, burada o kadar iyi kalpli insanlar tanıdım ki, bunu da, hislerimi de sizle paylaşmak istedim.
Kendimi normal piller gibi hissediyorum.
AMINA KOYiM BU EKMEK DENEN ŞEYi BABALAR EVE GELiRKEN ALAMIYO MU? EVE GiRDi "PAŞAM Bi EKMEK AL GEL" DiYO PAŞAN SiKSiN SENi AMK DAHA YENi DIŞARIDAN GELDiN.
Neyin cezası bu bilmiyorum ama bir termos kahve çantama döküldü, powerbank ve kulaklık çöp oldu. Lanetlenmiş hissediyorum.
*sevgilim yoktur
* Komünist arkadaşım evlenmiştir. *karım vardır.
aynı gün hem telefonum bozuldu, hem de laptopun klavyesine çay döküldü ve klavye de bozuldu. sanırım bize nazar değdi.

not: bu entari kör edici ekran klavyesinden girilmiştir.
Yeniden başlayabilirim sandım. Yaşayabilirim yani bunun üstesinden gelebilirim sandım. Normal bir insan olabilirim içimdeki bu garip hissi bastırıp yoluma devam edebilirim zannettim. Olmadı! Olmuyor yani zannettiğimden daha da güçsüzmüşüm meğer. Ufak tefek sorunlarla küçük sıkıntılarla baş edebileceğimi sanıyordum hiç yoktan lakin bir sıkıntı bir sorun olmadığı halde yapamıyorum hiçbir şey. Yapmak istediğim onca şeyden vazgeçmiş olamam herhalde bilmiyorum. Sorsalar anlatırdım onca şey şimdi istemiyorum. Sorun şu ki neti istemediğimi de bilmiyorum. Unuttum. Ne istiyorum? Neyden vazgeçtim? Bilmiyorum her şey koca bir boşluk.
yok ki.
çocukluğumda süper kahramanların varlığına inanıyor'dum. itfaiyeci ve polislerin gizli kahramanlar olduğunu düşünürdüm.
tabi gerçekleri birisi bana anlatınca ya kadar hayallerim hepsi kırıldı. o günden sonra mucizenin gözle görülür değilde ufak olasılıkların gerçekleşmesi sonucu ortaya çıktığını öğrenince benim için bir devri kapatıp yeni bir devir açıldığı zamandı.
Bugün neredeyse kaza yapıyordum. Bir anlık dalgınlıkla önümdeki arabaya girmeye ramak kalmışken frene bastım. Önümdeki aracım markası ise range rover. Çok şükür ki çarpmadım. Verilmiş sadakam varmış.
Geçmişe bakınca Kısa ömrüm boyunca hep zor tarafta, güçsüzün yanında olduğumu düşünüyorum. Kıl payı kaçırılan fırsatlar ve başarılar, emek verilen şeyler sonucunda hep afedersiniz yarrak çıkması, her şeyin sonunda asla ve asla tatmin edici bir şeyle karşılaşamamak insanı gerçekten mahvediyor. Evet, Keşkeler keşke hiç olmasa.
Yalnızım.
o kadar boktan bi' durumdayım ki, belki seneler önceki ben olsam koşardım. koşardım ve şemsiyem kırıldı, üşüyorum derdim ona. sorgusuz ısıtırdı elbet. şimdi neden istediğim halde ses etmiyorum bilmem. belki yoruldum, belki sonu yok, belki artık o da kırabilecek cümleler üretmeyi başarmış.
işyerinde Allahın her günü bana bakış atan bir kız çalışıyor.

Allahım sen sonumuzu hayır et amin.
Oğlum 9 aylık olduğundan beri tüm kuşlara " gaga " diyor. Onun için tüm kuşlar " gaga" evet. Aslında mantık doğru. Ne yaparsam yapayım " kuş" dedirtemiyorum şu an 19 aylık. Vardır bir bildiği nr diyeyim.
Bazen tüm hayatımızı yaşayıp yaşlandığımızda bir yerlerde karşılaşırız gibi bir his var içimde. Aşk değilde farklı bir duyguyla.
Güvenemiyorum.
Kaç yaşında olduğunun bile bilinmediği, önemli de olmadığı zamanların birinde bir akşam vaktiydi.
Ev kalabalıktı; koltuklar, yatak üstleri, yerlerde bile oturan insanlar vardı. Her gelen bana - daha önce görmediğim ve bundan sonra da göremeyeceğim- bir ilgiyle yakın davranıyordu. Bense oturma odası ile mutfak arasında mekik dokuyordum. Insanlar arasında dolaşıyor, yerimde duramıyordum. Gelenlerden biri - kimdi hatırlamıyorum- bana çikolatalı gofret getirmiş, açıp da yemeye kıyamıyordum. Elimde tutmaktan pakettin içindeki çikolatanın eridiğini hissettiğim an , açıp yemeye karar verdim. Isıra ısıra değil, yalaya yalaya yiyordum, çabuk bitmesin, bu tat uzun sürsün diye... Her zaman gördüğüm bir şey değildi, bundan sonrada çok göreceğimi sanmıyordum. Halbuki o yaşta bunu düşünmeye sevkeden neydi bilmiyorum ama öyle hissediyordum.
Zaman bana gösterdi ki hislerimde yanılmamışım. Çikolatayı da, o günkü ilginin küçük bir parçasını da göremedim. Ne ailemden ne de gelenlerden ... Neydi, ne oldu hatırlamıyorum, tek hatırda kalan bu...
Biz itiraf edersek siz yerinizde duramazsınız.
hiçbir şeye heyecanlanmaz oldum.ne bir şarkıya ne bir yazıya ne de bir insana.
Gülerken dudaklarını ısırmak istiyorum, çok tatlı.