bugün

Halkın sosyalist Karl Marx ve Friedrich Engels'in devrimci fikirlerine yönelmesinden korkan almanya şansölyesi otto von bismarc tarafından ortaya atılan ve Halkın sokakta açlıktan ölmemesini sağlamak aileler, dernekler veya özel sigortaların değil hükümetin görevidir mottosuna dayalı devlet modelidir.
asgari ücret, işsizlere güvenceler ve emeklilere emeklilik maaşı gibi o dönemlerde ekstrem görünen ekonomik politikaları uygulanmasını savunarak kapitalizmin güncellenmesinin sağlanması ve bu fikir ışığında işçi ve sermaye arasındaki çelişkileri azaltıp marx'ın otoriteryen devrimini anlamsız kılan, sosyal devlet kavramıyla kapitalizme hayat öpücüğü veren fikirlerin toplamıdır refah devleti kavramı.
muhtemelen de dünyada dökülen kanın sorumlusu yine aynı kavramdır. zira refah devleti sayesinde yaşam standartlarının artmasının farklı ihtiyaçlar doğurmasıyla birlikte bu ihtiyaçların karşılanması noktasında devletlerin daha neoliberal politikalar benimsemesi ve küresel çapta teröre kadar varabilen emperyalist politikalar uygulaması kaçınılmaz olmuş. refah devletinin yarattığı teknolojik gelişim büyük oranda savaş ve silah sanayisinde kullanılmıştır.
sömürgeci ve emperyalist devletlerin temel düsturları büyük sermaye gruplarını ve onları ayakta tutan vatandaşlarının refah seviyesini düşürmemek ve bu uğurda terörizm de dahil olmak üzere küresel çapta ekonomik, siyasal ve askeri eylemler yapmaktır.

bencesi tabi işin bu. iş bu başlığın bir kısmı kronolojik bilgi bir kısmı şahsi yorumlarımdan oluşmaktadır.
Oy verenlerin refahı için oy vermeyenlerin canının alındığı veya canlarının alınmaması karşılığında köleleştirilerek yaşama izni verildiği sistemi.

Refah devleti demek, firavun devleti demektir.