bugün

yeni nesil türk gençliği'nin düştüğü gaflettir. türk milleti ve türk müziği geçmişinde yetiştirdiği bestekarlar ile türk sanat müziğine katkı sağlamıştır. şimdi birisi çıkıyor, poşet diye ne olduğu belirsiz bir şarkı yapıyor. sonra ergenlerimiz, ergen ruhlu gençlerimiz bu şarkıları dinleyip o adama sanatçı diyor. sanatçı nedir arkadaş? sanat dalına emek ve eser veren kimse. en basit tanımı.

şimdi sen kalk poşet diye sikimsonik bir şarkı yap, ben sanatçıyım, ben bestekarım diye ortalarda gezin. sen daha babanın bi taraflarında vitamin iken, münir nurettin selçuk, hacı arif bey, selahattin içli, selanikli ahmet bey türk sanat müziğine unutulmaz eserler kazandırdı. sen bunları reddedip, hala poşet diye şarkı yapan adama sanatçı diyebiliyorsan, saydığım isimlere haksızlık ediyorsun.

ufak bir örnek vereyim.

münir nurettin selçuk bey ile, serdar efendiye bakalım, ki aradaki farkı görelim.

serdar efendi'nin poşet şarkısı ; *
ben ne sana taparım ne seni ararım ne trip atarım
sen ne beni oyala ne omuz ovala işime bakarım

ben o nazı çekemem günaha giremem kötü söz edemem
aşk bu kızıl ötesi yaralı müzesi hareket edemem

münir nurettin selçuk bey'in besteleri ;

dönülmez akşamın ufkundayız
kalamış
hülyama doğan son güneşim

bu bir karşılaştırma değildir. sözlükte bulunan bazı ergen ve ergen ruhlu gençlerimizin aradaki farkı görmesi için yapılmıştır.
geçen yıllarda bir program vesilesiyle beni şasırtan durumdur.. kendisinin sayısız bestesi olan bir sanatçı olarak niteldiriyordu. bana hüzün vermişti gerçekten o zaman. o sayısız bestelerini toplasan bir beste bile etmeyecekken böyle konuşabiliyor olması gözlerimi dahi yaşartmıştı..
Şaşırılmaması gereken Türkiye gerçeğidir.
her gırtlağı olanın sanatçı diye peydahlandığı bu devirde normal karşılanan sessiz felaketlerden biridir aslında.