yürek burkan bir durumdur.

geçenlerde dershaneden arkadaşım olan selim ile görüştük. aslında bunun adına görüşmek denemez uzaktan bakınca "derdim az" göründüğü için "derdim var abi" diyenler kervanına katılmak istemiş kendisi de sanıyorum aradı, gittik el mahkum.

öncelikle selim'den bahsedeyim onurlu ve gurur sahibi bir çocuktur. polislik, bana göre çok ciddi bir handikaptır bu yapıdaki adamlar için. belki de bu sebepten polislik meslek yüksekokulu'nda eğitiminin sürdüğü süre zarfında sıkça başını belaya sokmuştur sikimsonik "devrecilik" muhabbetlerinden dolayı. haketti mi küfrünü küfeyle edersin, gene de dönüp af diler kabahati için ama haksızlığa gelemiyor selim ç.'m benim.

girizgahtan sonra yaklaşık 6-7 yıldır görüştükleri bir sevgilisi vardı selim'in ve hatta polis olmasının en büyük sebeplerinden birisi de bu "düzenli ilişki" haliydi. gel zaman, git zaman artık yaş da 30'a doğru tırmanınca evlilik kararına varmışlar beraberce, allah mutlu-mesut etsin dedim haliyle. babasını aşamamışlar kızın. önümüzdeki hafta bir iftar organizasyonu vesilesi ile kız, babasıyla tanıştırıp seneye yaza da düğünü organize edeceklermiş esasen ama son olaylardan sonra kızın babası tutturmuş "kiralık katil" aşağı, "kiralık katil" yukarı diye polisler için. hanım kızımız ne dediyse de babasının gönlünü yumuşatamamış bir türlü.

amca bildiğin kıza "günün birinde karşıma damat adayı diye bir polis getirirsen karışmam" kelamları etmeye başlamış. hayır, polisleri son hadiselerden sonra ben de çok sevmiyor öncesinde de şahsımda hasıl olan hoşlantısızlığın etkisiyle belki de daha itici buluyorum, kabul. ama selim'i bir görseniz "polis" demeyi hakaret sayarsınız bu kardeşime arkadaş. yok yani mümkün değil sırf "amirler yapın dedi" gerekçesiyle insanlığını kaybedecek bir adam değildir. şeker gibi çocuktur ama gel gelelim ki işte amcaya durumu anlatmak güç olsa gerek.

ilk aklıma gelen "ertelemeleri" fikriydi. en azından şimdi, hadise bu kadar sıcak ve bey amca bu kadar diş bilemiş haldeyken "ben polis memuru selim" sunumu, işlerini adamakıllı zorlaştırırdı bana göre. hayır zaten çelimsiz bir şeydi selim, bildiğin derdinden eriyor çocuk. hatta konuşurken bir ara "intihar" falan diye geveledi ters bakmamın tehditkârlığı ile iki etmedi. daha geçenlerde polis okulundan bir arkadaşının da benzer bir şekilde sevgilisinden ayrıldığını anlattı bizimki, intihar etmiş o eleman. onunkinde direk sevgilisi cephe almış "ya mesleği bırakırsın, ya da ilişkimizi bitiririz" diyerek.

arkadaş polis de insan evladı, yazık be. hadi intihar eden elemanı tanımıyorum, kalanlarına sabır versin vereni de selim'i bilirim ben dedim ya "polis" desen hakaret olur çelimsizliğine.

neyse ki gelin adayı için herhangi bir cephe alma durumu yokmuş, öğrendik onu da. babayı, bir şekilde ikna edecekler artık bakalım. ama ben selim'in 4-5 yıllık polislik mesleğinde ilk kez bu kadar kambur oturduğunu gördüm, belindeki tabancası görünmesin diye, kimliği açık olmasın diye bu kadar pustuğunu gördüm.

utanması gerekenler utansın be selim'im e mi?
(bkz: polise kız vermeyen baba)

bu hale getirenler utansın.

Kimisinin,vatan ve millet duygularıyla kahramanca davranıp olmak istediği,

kimisinin maddi sıkıntıları aşmak,ailesine destek olmak istediği,

kimisinin, polis üzerinde oluşturulmuş tabuları yıkmak için olmak istediği,

kimisinin de insanlara güç kullanmayı meşru hale getirmek için olmak istediği,

ama çoğunun aslında bu pis işe bulaştığı için pişman olduğu,

bu şerefli ve kutsal mesleği

bu hale getirenler utansın.
insan olarak değerlendirmek gerekir. polis olduğu için ağlayan kişi meta olmuştur.
eğer bu ülkedeyse hak verilmelidir. empati kuruyorum da, polis olsaydım ben de ağlardım.