bugün

* başta opec üyeleri olmak üzere petrol üreticisi ülkeler, kendi bünyelerinde değerlendiremeyecekleri miktarda ihtiyaç fazlası paralarını abd ve avrupa'daki bankalara yatırırlar.
* abd ve avrupa'daki bankalar ve hattâ imf, bu paraları nakit ihtiyacı içerisindeki gelişmekte olan ülkelere satar.
* krediyi alan gelişmekte olan ülkeler, bu parayı bağımlı oldukları petrolü satın almak için harcarlar.

petrol üreticisi - finans kurumu - petrol tüketicisi arasındaki bu dolar çevrimi, petrodolar döngüsüdür.
mısır ve suriye 6 ekim 1973'de yahudilerin yom kippur tatilinde israil'e saldırarak dördüncü ve en yıkıcı arap-israil savaşını başlattı (bkz: yom kippur savaşı). mısır, suudi arabistan'ı, israil'in en büyük destekçisi abd'ye karşı petrol ambargosu uygulaması konusunda iknâ etti. iran, suudi arabistan ve diğer birkaç ptrol üreticisi arap ülkesi petrol fiyatlarını %70 oranında arttırdıklarını duyurdu. bir yıldan kısa bir süre içerisinde, tüm arap petrol üreticilerinin ambargoya katılımıyla, petrolün varil fiyatı beş kattan fazla arttı.

ambargo, abd'de büyük bir yıkıma yol açtı. abd, bu felâketin tekrarlanmaması için son derece ilginç bir çözüm buldu. elinde ihtiyaç fazlası korkunç miktarda amerikan doları bulunan, ancak doğru dürüst hiçbir altyapıya sahip olmayan suudi arabistan'a şu teklifi götürdü:

* suudi arabistan, böyle bir ambargoyu tekrarlamama karşılığında, abd tarafından yeniden inşâ edilecekti. ülkenin tüm alt ve üst yapısı, ordusu abd tarafından kurulacaktı.
* abd, suudi hanedanının bekâsını diplomatik ve askerî anlamda garanti edecekti.
* ve tüm bunları suudi sermayesiyle yapacaktı.

suudi arabistan elindeki ihtiyaç fazlası petrodolar ile abd hazinesi'nden değerli kağıtlar alacak; abd'de bu sermayenin kârıyla, abd mal ve hizmetlerini suudilere müthiş bir katma değerle geri satacaktı. suudiler bu teklifi kabul etti; modern suudi arabistan, kendi parasıyla amerikan şirketlerince yeniden inşa edildi. böylece petrodolar döngüsü'nün ilk çevrimi başlamış oldu.

bu durum, suudi arabsitan'ın israil'e neden tavır almadığını, ırak'ın işgâline nasıl yardımcı olduğunu anlamaya yardımcı olacaktır.
petrodolar döngüsü, sadece suudi arabistan'ın, kuveyt'in inşâsından ibaret değildir. yapılan antlaşma ile, suudi arabistan, petrolünü sadece amerikan doları cinsinden satmayı kabul etmiştir. bunun anlamı şudur:

* petrole bağımlı tüm ülkeler, petrol alışverişi yapabilmek için dolarla borçlanır veya dolar rezervi bulundurur.
* örneğin çin, petrol bağımlılığı nedeniyle bütün ihracatını amerikan doları ile yapmakta, bütün rezervini bu para birimi ile korumaktadır.
* bunu sağlamak ve istismar etmenin yolu; abd'nin, hiçbir karşılığı olmayan amerikan doları basma ve yaymasıdır. dolar kuruyla istediği gibi oynatıp, dünya ekonomisini istediği gibi yönlendirmesidir.
70'li yıllardan yakın bir tarihe kadar, OPEC petrolünün satışında kullanılan yegâne para birimi amerikan doları'ydı. Bu, petrol ithalatçısı ülkelerin yüklü Dolar rezervi bulundurması anlamına geliyordu. Türkiye bir dönem döviz darboğazına girmiş, petrol alamama riskiyle karşı karşıya kalmıştı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel "yetmiş sente muhtacız" derken, bu riskten bahsetmiş; Amerikan Doları rezervinin, Türkiye gibi petrol ithalatçısı ülkeler için ne kadar kritik olduğunu ortaya koymuştu.

iran, 2003 yılının başından bu yana Avrupa ve Asya'ya yaptığı petrol satışları karşılığı Euro talep ediyor. iran bu kararını ileriye götürüp, 2007 yılında Kiş Adası'nda kurduğu Serbest Bölge'de, iran Petrol Borsası'nı kurdu. Petrol ve türevlerini sadece Euro ile değil, diğer dövizlerle de satmaya, hattâ diğer üreticilere sattırmaya hazırlanıyor. Rus Rublesi'ni rezerv edilebilir hale getirmeyi amaçlayan Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin de, 2006 yılında yaptığı açıklamada, Rus petrol ve doğalgazını Ruble'yle satacağını duyurmuştu. Venezuela, iran ve Rusya'nın ABD'yle arasındaki gerginliğin arka planında; başkanlarının sivri dilinden çok, sahip oldukları petrolü Amerikan Doları dışındaki para birimleriyle satma; ABD'nin "Aşil Tendonu"; olarak da adlandırılan Petrodolar Döngüsü'nü kırma girişimleri yer alıyor.
iran Petrol Borsası'nın ABD'nin Petrodolar Döngüsü'nü kırma riski, 2005 yılında, dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından da dile getirilmişti. Saddam Hüseyin'i "Euro karşılığı petrol satma kararı" nedeniyle idam sehpasına çıkaran Bush; iran'ın Euro karşılığı petrol satışının Amerikan Doları'nın egemenliğini tehdit ettiğini kabul etmişti. Bununla beraber, bu girişimi durdurmak için bütün yöntemlerin masada olduğunu eklemeyi unutmamıştı.

Dolar'ın tahtını sallayan bu gelişmelere rağmen; Çin Dünya'nın en büyük petrol tüketicisi haline gelse de, bu günün birincisi ABD en kötü ihtimalle ikinci olacağı gerçeği göz ardı edilmemelidir. ABD, bu durumda bile petrol ihtiyacını Körfez Ülkelerinden sağlamaya; petrolü, Arapların elinden kendi Doları ile almaya devam edecektir. ABD'ye olan petrol bağımlılığı, Japonya'yı Pearl Harbor'a saldırmaya zorlamış, bedelini atom bombası ile ödetmişti. Japonya, petrol konusunda yeni arayışlara girse de, en büyük müşterisi ABD'yi fazla üzmek istemeyecektir. Hepsinden önemlisi ABD; sadece Japonya'nın değil, Çin'in de en büyük müşterilerinden biri konumunda. Son yılların en iyi tüccarlarından Çin'in, bu iyi müşterisini kaybetmeyi göze almayacağı ortada.
17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu'nun sebebi. dünyada kimse içinde dolar geçmeden petrol satamaz. petro-altın olayına girenin kellesi uçar. rıza zarrab gibi bir kahraman buna meydan okuduğu için kellesini aldılar.