bugün

''pedro franco'yu oynatmayıp necip uysal'dan stoper yaratmak'' başlığının sözlüğe yedirilmiş hali.

bunun muhatabı sanırım slaven bilic. gerçi franco'yu kendi isteğiyle mi aldı bilmiyorum. yanılmıyorsam zeki önder özen 'in işiydi o. yalnız ne olursa olsun julien escude 'yi göndermeyi kafaya koyduysan dahi franco'nun kamp döneminde kazanılması için bir çaba gösterilmeliydi. ve trabzon maçında necip değil franco sahada olmalıydı. üstelik, tutarsa geleceğe yönelikte bir kazanç elde edilebilir.

bana bu şeyi anımsatıyor bu sefer teknik adam değil bir kulüp tercihi olarak. roberto hilbert'i gönderip orta saha topçusu ya da ön libero serdar kurtuluş 'tan sağ bek yaratmaya kasmak. (serdar kurtuluş vs roberto hilbert)

tamam mancini 'de felipe melo 'yu defansta kullanmaya başladı da bu sanırım chelsea maçı öncesi hem istenmeyen yabancı oyunculardan kurtulmak hem de defansa bir adam almak için elinizi çabuk tutun gözdağını vermekle ilişkiliydi.

beşiktaş'ın aldığı oyuncuyu kullanmaması, hilbert'in yerine ondan çok daha yetersiz serdar'ı monte etmek gibi bir çabaya girmesi, geçen yıl devre arasında ligi çok iyi tanıyan webo'yu elinden kaçırması sonra da daha yetersiz michael eneramo 'yu alması, manuel fernandes 'e kötüyken tahammül edilmesi/ hugo almeida 'yla ve onla sorunun çözülememesi, ronaldinho ve diğer takviye transferler de uygulanan başarısız sistem (çıtayı hayli yükseltip gerekli yerlere hiç oyuncu almamayı düşünmek falan)ve gene stat konusundaki çaresizlik küçük takım refleksini layıkıyla verdiğimizi göstermekte.

herkesi yerli yerinde oynatmayı düşüneceksin, pedro franco'yu alacaksın, hiçbir maçta kullanmayacaksın sonra necip uysal'dan stoper yaratacaksın sonra da belli konuları sorgulamayı bilen beşiktaş taraftarına laf anlatacaksın. zor görünüyor.