bugün

ek$i sözlük' te şöyle bir yazının sahibi adam. yüreğini, kalbini ve tüm varlığını öpüp, önünde saygı ve sevgiyle eğilmeyi kendime bir görev biliyorum.

başlık: gerçek aşk.

--spoiler--

günbegün inancımı yitirdiğim bir şey. belki ben yozlaşıyorum. hani derler ya özünde iyi bir insan ama çevresi kötü. belki de öyle bir şey ama bolan inancımın yittiğini günbegün hissediyorum. öyle bir şey galiba benim için gerçek aşk. yaşanılanlar, bir erkeğin bittiği anlardan birisini yaşamak...

vapura biniyorum. kendine yakınlaşabildiğin muazzam bir yer vapur. ama yalnız bineceksin, açığa çıkacaksın, denizi izleyeceksin. kendini göreceksin suda, kendini dinleyeceksin. öyle bir yer. kapılar açılınca hücüm ediyorum ben de, üstte iyi ber yer kapmak için. ama önümde iki çift var, tin tin tin yürüyorlar, yerde vermiyorlar.

"hadi yürüsenize, kapacaklar kenarları" diye düşünüyorum, sinirleniyorum. zaten ben olur olmaz hemen sinirlenirim. ama bunlar halen tin tin tin yürüyorlar, yer de vermiyorlar. en sonunda yandan ufak bir aralıktan solluyorum onları, sinirimi de belli etmek için elimi yana doğru açıyorum, görsünler diye. görüyorlar belki de ama tepki vermiyorlar. hemen geçiyorum kapıdan dış kısma ve vapurun gidiş istikametinde bir kenar buluyorum ve oturuyorum. güneş gözlüklerimi takıyorum. güzel güzel manzaranın keyfini çıkarıyorum.

az önce önümde tin tin tin yürüyen çift de geliyor karşıma oturuyor. "tersine oturdular, zevki çıkmaz ki öyle vapurun" diye düşünüyorum. yan yana oturuyorlar, birbirlerine iyice yanaşıyorlar.

garson arsızı geliyor "çay, kola, fanta, gazoz" diye bağırıyor. kız susamış belli "bir tane su alsana" diyor çocuğa. çocuk hemen garsona dönmeden "bir su" diye bağırıyor. eliyle de koltuğa vurarak. anlam veremiyorum yaptığına. sonra su geliyor.

çocukla kız elele tutuşuyorlar. ben onları izliyorum, ama gözümde güneş gözlüğü var, nasıl olsa görmezler diye düşünüyorum. kız sürekli yere bakıyor, gözleri de sürekli bir oraya bir buraya gidiyor. çocuk da sürekli çok yakından kıza bakmaya çalışıyor. bir şeyler söylüyor. onun da gözleri kıpır kıpır, bir oraya bir buraya gidiyor.

sonra kucağındaki çantaya bakıyorum. gesf yazıyor. gesf. görme engelliler spor federasyonu. görmüyorlarmış birbirlerini. manzarayı da görmüyorlarmış. benim onları izlediğimi de zaten gözlük takmasam bile görmeyeceklermiş meğersem.

gesf...

kız bir mutlu bir mutlu. çocuk sürekli bir şeyler söylüyor kız sürekli gülüyor, sonra kız bir şeyler söylüyor, ikisi de çocuk gibi gülüyorlar. o kadar mutlular ki. birbirlerinin ellerinden tutuyorlar sıkı sıkı. çocuk kızın saçlarını okşuyor, bilmiyor belki de hangi renk olduğunu ama o kadar seviyor ki onu.

kız o kadar mutlu ki, gülüşü beni bile ısıtıyor. "bu sevgi" diyorum kendi kendime, "aşk bu. birbirlerini görmeden seven iki insan. birbirlerine bağlanmış iki insan."

bir birlerinin gözünün içine bakamıyorlar. gözlerim doluyor azicik ama eminin ki birbirlerini herkesten daha iyi görüyorlar. ruhlarıyla görüyorlar birbirlerini. sevginin bir şey ifade etmediği, aşkın basit bir et parçasına dönüştüğü, kötülüklerle çepeçevre bir dünyada birbirlerinin içindeki o güzelliği görebilip aşık oluyorlar birbirlerine. ne yüce bir şey. gerçek aşk bu işte.

farkettim de ben o çocuk kadar içten gülmemişim şimdiye kadar, kahkaha atmışım bol bol ama sevgiyle gülmemişim. ama gerçek aşk o kadar uzakta.

--spoiler--
ekşide açtığı başlıkların, uludag sözlük'ü neden ilgilendirdiğini merak ettiğim şahıs.
*
ek$i sözlükten uçurulma sebebimdir.

şimdi ne alaka lan diyecek olabilirsiniz, hemen aktarayım konuyu. sabırtaşı yazar yapmışlar sağolsun, çok zikler bir durum tabi bu. baktım bu sabırtaşı olayı yalan dolan bir iş. insanları yazar yaptılar ve daha sonra hiçbir şekilde bahane ya da sebep göstermeden çatır çatır silik yaptılar. demek ki bu sabırtaşı olayı insanları kandırmak için yapılmış bir tezgah dedim ve aynen gidip bu peder zickler başlığının altına verdim veriştirdim aynen uçuruldum hatta son cümlede şu ibare geçmekteydi " sen şimdi takıl ben bir ara yine gelir sana gerekli ayarı çekerim. " daha sonra kendimden haber alınamamıştır.
-lan bugün pederin arabasını kaçırsana, tur atalım.
+saçmalama olm peder zickler beni sonra!..
-deme yahu
ekşi sözlük'ün 7. nesil suser'ları arasında yazılarını ilgiyle takip ettiğimiz, ailecek okuduğumuz tek yazar. eskiden ian harte da vardı ama onu uçurmuşlar..
bu isim bi yerden tanidik geliyor ama nereden acaba? heh, yersiz oyuncular'in oyunundan olsa gerek.*
medyaeteginde bizim sözlügümüz yerden yere vurmaya calısan grubun üyelerinden bir tanesi.
son zamanlarda nedenini pek anlayamadığım bir şekilde islamiyetle ilgili konularda saçma sapan yorumlar yaparak nezdimdeki tüm sempatisini kaybederek sıradan bir ekşi sözlük yazarı olmuş kişi. tamam dine bakışını her insan gibi paylaşabilir fakat bunu kutsal şeylerle taşak geçerek yapması şahsen de tanıdığım kendisinin ne inancına ne de karakterine hiç yakışmıyor, ya da ben yakıştıramıyorum. biz, en azından ben onu böyle biri olarak tanımamıştım. vallahi üzülüyorum bu değişimine çok samimiyim.
''bu hafta pazar keyfini kim sunsun'' sorusunun cevabıdır. * * * *
(bkz: peder zickler ne lan)
kimsenin zicklemediği peder ve tayfası, bsg diyoruz alayına.
"siyasi görüşünüz nedir?" sorusuna verdiği;

"Siyasi görüşü olan insanların hepsi, siyasetçiler de dahil olmak üzere aptal insanlardır. Güçsüz insanlardır. illa kimlik istiyorsan şudur: Beni kategorize etmeyi isteyeceğin her düşüncenin, kimliğin karşısında olan bir kimlik."

cevabıyla aslında savunabileceği bir konunun olmadığını itiraf etmiştir. dikkat edin sözlüklerde başkalarının görüşlerine bok atan insanlara senin düşüncen, görüşün nedir dendiğinde hep ''şu an içinde bulunabileceğim bir siyasi görüş yok'' diye cevaplarlar. ortak amaçları sadece eleştirmektir. tamam eleştirmek için illa da taraf olmanız gerekmez ama önerdiğin alternatif nedir dendiğinde de insanların verecek cevapları olmalıdır.
(#276171)
(#276208)
ekşi sözlüğün ajdar anık'ı.
hakkında girilen olumsuz entrylere ssg'nin kapakvari cevap verdiği, cuk oturtan yazar. inşallah götü kalkıp yönetime laf etmez de yazılarını takip etmeye devam ederiz.