(bkz: pazar horozu)
liberalizm yanlısı bir şahıs olmamakla birlikte, kişilerin ekonomik anlamda yaptığı bireysel hamlelerede, öcü gibi bakan bir yapım yoktur lakin kapitalist bir düzenin esiri olmuş, mamafi hayatını idame ettirmeye çalışan bünyenin , bütün hafta boyunca günde 12 saat ve haftada 72 saat sömürülmüş olaraktan , kendisine verilen sadece bir günün tadını uyuyarak geçirme hakkınında , sabahın körü sayılabilecek bir vakitte '' sarı patatessss sarıııı, patatessss sarııııııı '' diye höykürerek bağıran bir vatan evladı tarafından katledilmesine sessiz kalmaması ve patlaması durumudur.

kişi özgürlük ve haklarına son derece sadık bir birey olan bendeniz, şişmiş çapaklı gözlerim, ve uyku sersemi halimle kendimi pazar sabahımın kabusu olan patatesçi yerine koyarak yatağın içinde empati yapmaya başladım.onu anlamaya çalıştım bakmakla yükümlü olduğu çocuklarını düşündüm belkide tek göz gecekonduda sürdürmek zorunda olduğu zor hayatını ve bunun için belkide onun benden daha çok kapitalist sisteme esir olmuş olabileceği gerçeğini idrak ettim. benim en azından tatil yapmak ve dinlenmek için bir pazar günüm var iken , onun o pazar gününü çalışarak geçirdiğini düşündüm.

fakat yapmaya çalıştığım hiç bir empati, beni pazar sabahı saat 9'da sağlıklı bir insan evladının, patates alabileceği gerçeğine inandıramadı.bu ülkede ekmekten sonra bulunması en kolay gıda ürününü , en kıytırık bakkalın bile reyonunda bir çuvalı ile sizi bekleyen bu ürünü, pazar sabahı saatini kurup 8,30'da kalkıp '' şimdi geçmesi lazım aldık aldık alamazsak bu haftada patatessiz yaşamak zorunda kalıcaz '' diye tırnak yiyerek endişe içinde bekleyen bir güruh varmı diye düşündüm, akabinde bu ne biçim bir satış tekniği, bu ne s.kim bir pazarlama stratejisi deyip okkalı bir küfür patlattım.

sonra kendimi ahmet yılmaz'ın kıllanan adam'ı gibi hissettim bir sigara yaktım. ayağımda çizgili pijamam, üstümde beyaz atletim olmadığı halde.