bugün

yapışkan yerine gözyaşı olurdur heralde parçaları birleştiren... umut da yine her zaman ki gibi tekrardan parçalanmaması için dua ederdi...

(bkz: hayallere tutunmak)
(bkz: insan hayalleri kadar insandir)
(bkz: bally)*
nefes aldırılabilecekse, hayatı biraz yaşamaya değer kılabilecekse, yüzü güldürebilecekse; yerindedir. hayatın soğuk yüzüne sıcak bir tokat atmak için gereklidir, olmalıdır.
suya düşen kağıdı kurtarmaya çalışmak gibidir, kağıt kurutularak kurtarılmıştır ancak üzerindeki kağıt ve kalemin -iki sevgilinin- nişanesi olan ve büyük hikayecinin "yazmasaydım çıldıracaktım" itirafında bulunduğu yazılar bulanıklaşır, okunmaz olur. hayallerin parçalanmasına neden olan hadiseler yaşamı yeniden şekillendirmiştir ve kırık hayallerin nerelerinden, nasıl yapıştırılacağı ise muhaldir.
(bkz: boşu boşuna uğraşmak)
benim hala umudum var demektir.
hayatın yapbozunu yapmak gibi bir şey aslında, eksik parçaları hayallerle tamamlamak, bulamadıkların yerine koyacak şeyler bulabilmek, aslı gibi olmasa da hiçbir zaman..
kesilen ipi bağlarsın ama nedense eline hep o düğüm yeri gelir..
bu da bunun gibidir.
bir hayal olmayacak olamayacaksa yapiştirmaya kalkmak zaman kaybidir. hayali yedeğie alir uygun zaman kollarsiniz. tabiki olmasi gereken hayallere ağirlik verip onlari gerceklestirmeye calisirsiniz. zaten hayat bir hayalden diğeri kosusturmaktan baska bir şey değil midir?
bir bardak kırıldıktan sonra nasıl yapıştırıalmıyorsa, hayallerimiz de kırıldıktan sonra bir daha asla yapıştırılıp eski haline döndürülemez. hayal kırıklığı heveslerin yok olmasıdır. geri gelmez giden gider..
boşuna uğraşmaktır.
siz istediğiniz kadar yapıştırın, o ince kırıklar ve çatlaklar en ufak bir güneş ışığında kendini belli edecektir.
artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.