bugün

(bkz: burhan altıntop)
bir panik atak hastası olarak zaman zaman katıldıgım bir onermedir. (sozlukteki psikiyatrist arkadaslar konuya bilimsel bir yaklasım gosterirlerse daha iyi algılanır.)

bir atak hic beklemediginiz bir anda karsınıza cıkabilir, ama bu atakların zamanlamasının gun icinde yasanan olaylarla baglantısı oldugunu dusunuyorum ben. soyle ki; son atagımı yasadıgım gun inanılmaz gergin bir hukuki olayla karsılasıp ne yapacagımı bilemez bir haldeydim. panik atak bu durumlar icin sinsi sinsi bekler sizi. tamam her sey yoluna girdi dediginiz anda, uyumadan once bogulup, oleceginize inanır, baslarsınız vasiyet tayinlerine. bu kadar fecidir.

(bkz: panik atak)

hamis : isbu yazarın demek istedigi; sozlukteki psikiyatristler var mı bu isin cozumu?
asıl düşüncelerin özgürce ifade edilemediği sistem komunizmdir. insan kendini en iyi liberal bir ortamda gerçekleştirebilir. devletin verdiği tavukları beslemek kendini gerçekleştirmek midir? panik atak hastalığı bununla ilgiliyse eğer komunist bir sistemde daha beteri olacağı kuşkusuzdur.
olabilirliği yüksek durumdur. önüne gelenin 'bende panik atak var zaten' demesi de bununla alakalı oluyor bu durumda.
yarınından kimsenin emin olamadığı bir zamanda yaşıyoruz. bu durum insanlarda ciddi kaygılara yol açıyor. kaygılı insanın panik atak olması için de bu kadarı yeterli oluyor.

kapitalizmin kimi hastalıklara sebep olmasının ötesinde, hastalık icat etmesi durumu da söz konusudur. örneğin kimi ilaç üreticileri, kan değerlerindeki limitleri aşağı çekerek, bir anda yüzbinlerce sağlıklı insanı, hasta insan kategorisine sokabiliyor.

bir de tedavisi geciktirilen hastalıklar vardır ki, tam tez konusudur. örneğin yakın dönemin ünlü bakterisi 'helicobacter pylori' ne zaman bulundu ve ne zaman bu bilgi halkla paylaşıldı, başlıbaşına inceleme konusudur.

kapitalist düzende ölmek, bazen hasta olmaktan iyidir, desek yanlış olmaz.
(bkz: panik atak)
(bkz: panik bozukluk)
ben anlatayım efendim bir panik atak hastası olarak kapitalizmin hayatımdaki etkisini... kapitalist sistemin etkisi önce cilt problemleri ile başladı. ben de bir öğrenci idim ve at gibi yarıştırılıyordum bünyem fazlaca zorlanıyordu, her seferinde daha hızlı koşmalıydım çünkü... gel zaman git zaman ülser oldum on altı yaşımda! doktorlar bile şaşırdı bu yaşta çocuğun ülser ile ne bağlantısı olabilir diye...

detaylar ve mükemmelliyetçi bir yapı benimkisi, rekabetçi sistem getirdi beni bu hale... sabahlara kadar çalışıp, sınavlarda bir haltı beceremememin sebebini panik atak olarak açıkladı doktorlar... doğru dürüst nefes bile alamıyorum şimdilerde...

iş arkadaşım ahmet'in benden daha çok çalışıp ertesi gün yapılacak toplantıda benden daha başarılı olması benim işimi kaybetmem ve ailemi geçindirememem anlamına geliyor çünkü!

beni değil bu güzel hava...

rekabetçi kapitalist sistem mahvetti... oysa hayatımın baharındaydım daha... *
katilmamak elde değil bir tespittir bence de.
uyum bozukluğu yaşarsınız çünkü bu hayata karşı.
sadece kendiniz için başkaları için de kaygılandıgınız dönemde ilk tohumları atılır bu hastalığın.
sonrasında her şey yolunda giderkene * birden ilk atak kriziyle hayatiniz tepetaklak olur.
artik yeşil reçeteli birisinizdir ve o ilaçlar olmadan sokağa adımınızı atamazsınız.
herkesin "biraz rahat bıraksan kendini, herseyi böle inceden düşünmesen, ne var sanki, sen abartıyorsun herşeyi" saçmalıkları arasında beyniniz size pis bir oyun oynar. aslinda bu oyunu beyniniz değil, düzenin ta kendisi oynar her seferinde...
bilirsiniz de birşey diyemezsiniz yine de.
öyle acınası hallere düşürür ki sizi, "ölsem de kurtulsam" dedirtir bazı anlarda.
carpilma denilen hastalik yiz yillardan beri var aslinda korku sonucu oluyor yani bi yerde korkuya kalman lazim ama o ole kedi kopek korkusu degil carpilman lazim terazi kaymasi lazim.yoksa izzet gullunun dedigi gibi telkin filan bos ise yaramiyor.yaradigi yer bas agrisindan panik atak tehsisi alanlara