bugün

okey oynama süresini bir hayli etkileyen fakat her el bittiğinde "bi' sorun çıkacak mı acep" diye oyuncuları strese sokan, yeni nesil kahve(cafe)lerde görülebilecek masadır.

ortada bir kapsül içinde iki zar bulunur. el değmez. dört tarafta da bir tuş. her oyuncu el kendisine geldiğinde tuşa basar ve zarlar karışır. 2 ve 6 geldi diyelim, 2'nin 6'sı şeklinde okey seçilir ve taş dağıtma başlar.
taşlar mıknatıslıdır. okeyi tutup ters duran bir taşın üstüne koymak da sıkıntı olur. ters kutup dalgası ile illallah dedirtir ve siz de yere koyarak sorundan kurtulursunuz.
biri bittiğinde ortada duran dairenin bir tuşuna basılır, bu daire asansör gibi yükselir siz de altındaki boşluğa oyundaki tüm taşları dökersiniz. tekrar kapanan daire altında taşlar karıştıktan sonra, her ıstakanın önünde yer etmiş boşluklardan yeniden doğmuş edâsıyla taşlar dizili olarak çıkar.

ilk defa oynayacak iseniz mekân sahibinin masayı anlatırken ki havasına özellikle dikkat edilmelidir. sanki adam mars'a fırlatma rampası icat etmiş de "şuraya basarsan füze yörüngeye oturur, buna basarsan da otomatik pilot devreye girer" diyormuşcasına anlatır da anlatır, suratta da yavşak bir gülümseme "eee olm yoksa siz hâlâ kahve köşelerinde tek tek taş dizerek mi oynuyorsunuuuz??" demeye getirmekte.

ilkinden sonra hemen alışılmakta tabi. sigara küllükleri de var hemen yanlarda. iyi bir icat. kesin çinliler bulmuştur...
(bkz: oha dedirten icatlar)
(bkz: nerde o eski okey masaları)
(bkz: taşın taşa vurma sesi)