o otobüsü yakalamak için süreyya ayhan'la birlikte idmanlara katılmış olmanız gerekir.şoför sizden bihaberdir ve gaza bastıkça basar.sizi gören bazı medeniyetten uzak insanlar görmezden gelirler,hatta büyük ihtimalle "deliye bak,nasıl yakalayacaksa otobüsü,bir de koşuyor" diyerek gülerler.şansınız kalbi olan bir allah'ın kulunun sizi görmesine bağlıdır.kan ter içinde kalırsınız.sanki mirkelam'ın klibinde oynamaktasınızdır.sonra o kalbi olan allah kulu şoförü uyarır,şoför ya "burası durak mı kardeşim?" der durmaz ya da daha fazla koşacak hali olmayan kişiye acıyıp,otobüsü durdurur.otobüse kapak atan kişinin nefes alıp verme sesi tüm otobüste yankılanır.
vapuru yakalamaya çalışmaktan daha erdemli bir iş.
-öndeki aracı takip et
-otobüsü mü abi
-hayır.sendeki otobusu yakalamaya calismak çabası nedir?
-içimde ukteydi, doldu abi.
-hımm
-yalnız sen tam uydurumadın gibi
-artık uysada...
(bkz: allah allah diye bagirarak otobuse kosmak)
(bkz: hilal taktigi ile otobusu cevirmek)
bir sonraki otobüsün zamanında gelmesi halinde bile bekleyeceği zamanı göz önüne alarak zaman kaybı yaşamak istemeyen kişinin yapmak zorunda kaldığı eylem. işin kötü tarafı yakalasan da yakalayamasan da içte bir eziklik hissedilir.
bu kutlu hedefe bir taksi vasitasiyla erismeye calisan bir insan turu de mevcuttur.. ***
otobüse yakın bir hızla koştuğun halde yakalayamazsan,üzülüp ağlarken,kaderine küfrederken,arkadan yeni bir otobüsün gelmesiyle acayip bi mutluluk yaşarsın...anlatılmaz yaşamak lazım
gece geç yatmanın, sabah saati ertelemenin, süslenmeyi abartmanın ağır bedeli...
ardından koşarsınız şoför sizi gördüğü halde durmamaktadır sonra feryat figan "piç herif, ibne durmadı ya der" geri dönersiniz.