"16. ve 19. yüzyıllar arasında Afrika'da büyük bir insan talanı yapıldı. Köleleştirilen milyonlarca Afrikalıdan bir olan Ota Benga hayatları zaten dramatik olan bu insanların arasında belki de insanlık tarihine utanç olarak geçecek bir uygulamaya maruz kalmıştır.

Afrikalı kabilelerden Chirichiri'lerin bir ferdi olan Ota Benga'nın ismi kendi dilinde "Dost" demektir. Evli ve iki çocuk babasıydı.

1904 yılında Amerikalı misyoner Samuel Philips Verner tarafından Belçika Kongo'sunda yakalandı ve diğer renkdaşları gibi zincire vurularak ve çok zor şartlar altında Amerika Birleşik Devletleri'ne götürüldü.

1904 yılında St.Louis Dünya Fuarı'nda çeşitli maymun türleriyle birlikte aynı kafeste "insana En Yakın Ara Geçiş Formu" olarak teşhir edildi. 2 yıl sonra New York'taki Bronx Hayvanat Bahçesi'nde birkaç şempanze, bir goril ve bir orangutan ile birlikte "insanın Eski Ataları" adı altında sergilendi. Hayvanla insan arası geçiş aşamasını bulma iddiasındaki ırkçı bilimciler, üzerinde çeşitli deneyler yaptılar.

Maruz kaldığı bu uygulamaların etkisinden kurtulamadı ve 20 Mart 1916 yılında 32 yaşında iken yaşamına son verdi." *

ayrıca umut kayanın bu hafta biraz dramatik biraz trajik şekilde anlattığı hikayenin baş kahramanı.
umut sarıkaya nın 'vay be süper döktürmüş' şeklinde okuduğum ve çok beğendiğim öyküsü.yukardaki entrye bakılırsa gerçekmiş. şaşırdım. gerçekten hüzünlü bir hikaye. zamanında sözlüğe üye olurken okumuş olsaydım nick'im "ota benga" olurdu büyük ihtimalle.
bazı hristiyan hayır kurumlarının baskısıyla hayvanat bahçesinden çıkartıldı ve medenileştirme adı altında çeşitli uygulamalara maruz bırakıldı. Maruz kaldığı bu uygulamaların etkisinden kurtulamadı ve 20 Mart1916 yılında 32 yaşında iken çaldığı bir tabancayla kendisini kalbinden vurarak intihar etti.

Afrikalı kabilelerden Chirichiri’lerin bir ferdi olan Ota Benga’nın ismi kendi dilinde “Dost” demektir. Evli ve iki çocuk babasıydı.

ota benga insanın ne kadar acımasız olduğunun bir belgesidir. akıldan çıkmaz.
"Ota Benga, 1883 (veya 1884) yılında doğmuş ve 20 Mart 1916 yılında intihar ederek ölmüş, bugünkü Kongo Demokratik Cumhuriyeti (o zamanki "Kongo Özgür Devleti") topraklarında yaşamış siyahi bir Mbuti pigmesidir. Mbuti insanları Kongo'da yaşayan yerli bir kabiledir ve pigmedirler; yani popülasyonlarının boy ortalaması 150 santimetrenin altındadır. Bu kabileden olan Ota Benga'yı meşhur yapan konu ise, 1904 yılında ABD'nin Missouri Eyaleti'nin St. Louis kentinde düzenlenen Louisiana Alım-Satım Sergisi'nde, sonrasındaysa 1906 yılında Bronx Hayvanat Bahçesi'nde açılan ve büyük tartışmalar yaratan "insanat Bahçesi"nde sergilenmesidir. Onu spesifik olarak meşhur edense, bilim düşmanlarının bu tekil örnek üzerinden giderek hem koskoca bir bilim dalı olan Evrimsel Biyoloji'yi ayaklar altına alma çabası, hem de halkın gözlerinin içine baka baka yalan söylemeleridir. Çünkü Ota Benga, durmaksızın iddia edildiğinin aksine ne evrimsel biyolojinin bir "ispatı" olsun diye evrimsel biyologlar (ya da bilim düşmanlarının tabiriyle "evrimciler") tarafından o tartışmalı insanat bahçesine konmuştur, ne de Ota Benga'nın evrimsel biyolojiyle herhangi bir alakası vardır. Hatta yazı içerisinde göreceğimiz gibi, bu tür insan sergilerinin kökenleri Evrim Teorisi'nden çok daha öncelere dayanmaktadır ve on milyonlarca insanın köle edildiği bir dönemde, sadece 1 tanesinin başından geçenlere bakarak var olan en güçlü bilim dallarından birine kafa tutmak yersizdir. "

makalenin tamamı:
http://www.evrimagaci.org/makale/15