bugün

Ülkeye el koyacak ne ordu kaldı, ne de ordunun el koyacağı bir ülke.
ordu ne zaman iki eliyle bir siki doğrultumuş da şimdi doğrultacak. bu ordu sayesinde bu islamcı demokratımsılar türedi. bir daha gelirlerse herhalde komple monarşiye döneriz. saçma ve densiz istektir.
edit: eksilenmişik amk. tamam la darbe olsun. akşamları sokağa çıkma yasağı, her köşe başı kimlik kontrolü, bir anda askerler tarafından kaçırılıp faili meçhul olmak falan. valla lan olsun darbe.
niye ordu la konyanın neyi eksik, nüfüssa nüfus.
kekolardan alışveriş yapanlar sizinde payınız vaar bu terör olaylarında..
Bir orducu sosyalist olarak üzülmeyeceğim gelişme. Şimdi olsun desek hemen darbe falan dava açarlar. Biz de olsun demiyoruz, yasalara saygılıyız. Ama olursa üzülmem yani, zaten ben orducu sosyalistim.
En azından sokakta bomba patlamaz amk.
bir gecede kuvvet komutanlarının değiştirilebildiği ülkede olmaması gerekir.
türkiye'nin tek kurtuluşudur. ırak ve suriye olmamamız için tek çıkar yoldur. tsk acilen yönetime el koymalı kafasını çıkaranın kafasını koparmalıdır. mahkemeler desen zaten adamına göre hareket ediyor, mit yatıyor, polisin askerin eli bağlı nereye kadar bombalar ile yaşayacağız. bir an önce anayasa ve uluslarası anlaşmalar ulusal güvenlik gereği askıya alınmalı ve yönetime el konulmalıdır. kusura bakmayın hak ettik
bozmayın, muhalifler hayal kuruyor.
Liechsteinstein'da halkın yana döne olmasını istediği durumdur. Zira başkent Vaduz'da büyük bir patlama olmuş ve 34 insan ölmüştür.(!?)
Sana koysun....
Ordu yönetime el koysun da iki üç yıl ilerledik derken 20 yıl daha geri gidelim. Belki daha fazla.Geçmişten ders alamadığımız , ,her bir olayda kendini belli ediyor.
Bu zamanlarda olamasına ihtimal bile vermediğim durumdur.
milliyetçi ihtilaller demokrasinin önnü açar.
Artiz mi? Artiz ne arar la bazarda?
Ordu deyince aklıma bu geldi.
Oğulun evin reisliğini babasından, daha babası elden ayaktan düşmeden alması gibi bir şey olur.
laiklik elden gidiyor diye sokaklarda tank dolaştıran ordumuz, kaç aydır ülkenin anası ağlarken niye sessiz acaba.biz türk silahlı kuvvetlerine de güvemeyeceksek ülkeyi kapatıp siktirip gidelim.
Ordunun siyasete dahil olması

Amin Maalouf'un 2019'da yayınlanan, bir Lübnanlı'nın, daha doğrusu Lübnanlı bir azınlık mensubunun yaşamı süresince Orta Doğu'da olan biteni kendi perspektifinden özetlediği, gayet güzel bulduğum Uygarlıkların Batışı adlı eserini okurken bir cümle dikkatimi çekiyor:

"Nisan 1979'da, Pakistan'ın eski başkanı Zülfikar Ali Butto, katı bir şeriat uygulanmasını isteyen darbeci askerler tarafından sosyalizm ve laikliği savunmakla suçlanarak asıldı."

iflah olmaz bir laik olduğum için bu cümle beni biraz üzüyor ve Pakistan'dan bağımsız, genel olarak istemsizce şunu düşünüyorum:

"Ordu siyasete karışmasa olmaz mı?"

Düşünelim.

Her şeyden önce bir kere şunu sormak gerekiyor: "Ordu en başta nasıl siyasete dahil oldu?"

Bu olay Türkiye özelinde şu şekilde gerçekleşti:

Şu entryde (#42349783) Osmanlı'nın eğittiği azınlığa, yani askerler ve bürokrat takımına, "reayayı nasıl isterseniz öyle yönetin" alt metni aşıladığına değinmiştim.

Hah, Osmanoğulları işte bu alt metni aşılayarak ilköğretim müsaderesinde çekingen çocuğunu "hadi oğlum hadi oğlum" diye sahneye ittiren veliler gibi, Türk ordusunu tarih sahnesine çıkmak ve milleti adına kararlar almak zorunda bırakmıştır.

Ordu böylelikle kendi alanı olmayan yerlerde faaliyet göstermeye başlamış ve Kurtuluş Savaşı'nda da rüştünü ispat etmesi neticesinde kimse "vay efendim ordunun bu işlerle ne alakası var?" diye sormaz olmuştur.

Burada şu sorulabilir, Kuruluş döneminde ülkeyi ordu mu yönetmiştir de ordu kendine buradan pay devşirmektedir?

Eh, ordu yönetmediyse de Atatürk yönetmiştir ve gayet askeri biçimde yönetmiş olmasının yanı sıra herkes Atatürk'ün en nihayetinde bir asker olduğunun farkındadır ve TSK da kendini Atatürk'ün ordusu olarak gördüğünden (öyle görüyordu bir aralar) ne zaman şirazenin kaydığını düşünse kendinde müdahale hakkı görmekteydi.

Dolayısıyla görüldüğü gibi kendini "Atatürk ilkelerinin ve laik demokratik hukuk devletinin bekçisi" kabul eden TSK'nın şöyle ya da böyle meşrulaştırdığı bir müdahale zemini var.

Peki bu yok edilemez mi? Ordu kendi sınırları dahilinde kalsa olmaz mı?

Olur tatlım, neden olmasın? Ama bunun için öncelikle siyasetin kendi sınırları dahilinde kalması gerekiyor.

Bu nasıl olacak?

Şöyle olacak, sağcı iktidarlar her başa geldiklerinde işi çığrından çıkarmayacak, sağcılık adı altında siyasal islamcılık (arapçılık) yapmayacak.

Neden yapmayacakmış? Sağcı iktidarın siyasal islamcı olmaya hakkı yok mu?

Yok. Neden Yok?

Şu sebepten yok hanımlar beyler. Kabul etmek gerekir ki siyasal islam bir zehirdir.

Çünkü siyasal islam bünyesinde çok yüksek düzeyde fetih ruhu ve güç istenci barındırır, öyle ki kendinden olmayana yaşam hakkı tanımaz.

Bunun iktisadi boyutunu görmek isterseniz, en belirgin örnek olarak en kuvvetli iktisadi alanı inşaatçılık olan (bkz: inşaat ya resulallah) hükümetin, dünyanın en büyük inşaat şirketlerinden biri olan Türk firması Enka'ya sırf kendilerinden değil diye nasıl Türkiye dahilinde hiçbir iş yaptırmadığına bakabilirsiniz.

Siyasi-toplumsal örnek istiyorsanız, 1990'ların sonunda üniversiteye türbanla girme hakkı olarak ilk kez ciddi anlamda kamusallaşan ideolojinin 2020 itibariyle ülkeyi getirdiği noktaya bakabilirsiniz:

tamamıyla biat etmiş bir yargı,
medyadan başka her şeye benzeyen bir medya,
işlevsiz, öylesine bir yasama organı,
hiçbir şekilde güven vermeyen ve kör topal ilerleyen bir ekonomi,
çocuğu normal (bakın iyi değil normal) eğitim alsın isteyen insanlara yılda en az 25 bin lira ödettiren bir eğitim sistemi
ve sonuç olarak bir adamın KHK çiziktirerek yönettiği bir ülke.

Siyasal islamın bir ülkeyi getirebileceği en iyi nokta budur.

Özetle şunu söylemek istiyorum, siyasal iktidar 40-50 yıl kadar bir süre boyunca ülkeyi anayasaya uygun olarak, yani demokrasinin, laikliğin sosyal devletin ve hukuk devletinin canına okumaksızın yönetirse, ordu müdahalesi gerekmeyecek, olası bir müdahaleye toplum yoğun tepki gösterecek ve olağanlaşmış ordu müdahalesi Türk toplumunun hafızasından silinip gidecektir.

aksi takdirde, siyasal iktidar Türkiye'de demokrasinin canına okumaya devam ettiği müddetçe kendini "Atatürk ilkelerinin ve laik demokratik hukuk devletinin bekçisi" olarak gören TSK, sık sık bu yönde davranacak ve gücü yettiği ölçüde siyasete müdahale etmeye devam edecektir.

Mesele bundan ibarettir.
40 sene önce olmuştu. bu fethullahlar, dinciler pıtrak gibi çoğaldı sonra.
Genelde pek hayırlı olmayan durum. Eğer darbe partizanı değilse isanların panik, korku, gibi duyguyu çok sık yaşayabileceği dönemdir