bugün

tamamen karşıtlıklar üzerine kurulan bu hayatta; kendime yakıştırdığım güzel erdemlerden birini yaşıyorum. geceyi anlamlı kılan gündüz, iyiyi anlamlı kılan kötü, siyahı beyaz... tüm var olan bu karşıtlıklar içinde kendine karşı hiçbir olumsuz ifade işitmeyecek kadar asil ve nedensiz tek bir eylem vardır. o da sevmektir. insanın sevmek için hiçbir nedene ihtiyacı yoktur. sebepsiz seviyorum onu. beklentisiz, korkarak, üzerine titreyerek, düşünerek, özleyerek... hissederek ve isteyerek...
Çünküsü vardır. Çünküsünü kabÛl etmeme, kabûllenememe vardır.
(bkz: eşeğin zikinden dolayı)
Onda kendimi görüyorum
.
Çünküsu yok. içimden bi his onun eşim olacağını söylüyor çünkü..
Çünküsü yok. Ama o beni sevmiyo o ayrı. Evet, bunu bildiğim halde hala seviyorum.
Her gördüğümde, aklıma her geldiğinde deliler gibi mutlu oluyorum. Her sabah uyandığımda aklıma ilk gelen o oluyor.
çünküsü yoktur. insan sevmişse sevmiştir, çünküsü olmaz ki azizim.
sabah insanı mutlu eden tek şey günaydın sevgilim mesajıdır.
çay yapıyor. Çay veren adam hiç kötü olur mu ?
onu seviyorum çünkü onu sevmek için bir nedene ihtiyacım yok.
Gerçekten sevse nedenini bilmezdi insan.
Gerçekten sevse nedenini bilmezdi insan.
seviyorum lan var mı ötesi, çünküye gerek mi var.
Hülyadaki ses varlığının gayesi sanki...
bana ihtiyacı yok şeklinde tamamlanabilecek cümle.
Sözlük yazarlarının sevdiklerini niçin sevdiklerini sorguladıklarında kendi içlerinde buldukları cevabın başlangıç kısmıdır.
-Beni hâtâlarımla kabÛl edebiliyor.
-Kendisinden çok beni düşünüyor.
-Canım sıkkın olduğunda moralimi yerine getirmek için elinden geleni yapıyor.
-Beni herkesten çok seviyor. Ve beni herkesten çok seviyor.
-Geçmişimdeki hÂtÂların geçmişimi ilgilendirdiğini, önemli olanın bugün ve yarın olduğunu düşünüyor.
-Benim sevdiğim aktiviteleri yapmaktan, sevdiğim filmlere gitmekten keyif alıyor.
-Elimde değil. içimden gelerek seviyorum.