bugün

ölümden sonra dirilmeye inanmayan bir çok insanda gözlemlenen bir hadisedir.

yalnız bir gecede düşünür insanoğlu, bazen uzun zaman çalmayan telefonu, kapı zili bile unutulduğunu hisettirir de ona bunu bile kabullenmekte zorluk çeker, hemen arar bir iki arkadaşını.

peki ya öldükten sonra yok olmak. tamamen silinmek. ölümcül bir hastalığa yakalanmış bir insana anlatın, öldükten sonra yok olacaksın diyin işte onu o an öldürürsünüz. kabullenemez, inanmaz tıpkı daha önce ateist olan bir insanın anlattığı gibi öldükten sonra yok olmayı hazmedemiyorum, tek cehennem olsun ama yine de yok olmıyayım. son olarak:

sonum yokluk ise bu varlık niye?
nfk
(bkz: melankolik nihilizm)
(bkz: arthur schopenhauer)
korkmak bilinmezlikten.
cennet ve cehennem olgularına inanma ile sonlanabilecek eylem.
(bkz: ahiret kavramının varoluş sebebi)
aşılması gereken bir durumdur. eninde sonunda tıkıcaklar kıçına pamuğu gidicen. he yok olur musun onu bilmem. bu inançla ilgili bir şeydir. bence biraz mevlana okumak gerekir. onun varlık anlayışını öğrenmek belki de birçok sorunu giderir.
bir gün otobüste ayakta gidiyorum yanımda bir adam var. birden bana doğru döndü ve şiddetli şekilde hapşurdu. neyse ben sorun çıkarmamak için adama döndüm ve 'tanrı uzun ömür versin' dedim. adam ne dese beğenirsiniz? adam bana döndü, baktı ve ben ateistim dedi. ne diyeceğimi bilemedim ve afalladım. daha sonra din muhabbetleri yapmaya başladık. bana küçümseyerek sordu. sen ölünce ne olacaksın? ben de: ben ölünce cennete gidecem ve müthiş bir hayat sürecem. peki ya sen nolacaksın? diye sordum. adam kendinden çok emin bir şekilde: 'ben ölünce toprakla bir olacam ve bi süre sonra benim toprağımdan bir ağaç çıkacak. işte ben o ağaçla birlikte hayata yeniden atılacam.' evet, adam buna inanıyordu. ölecek ve bir ağaç olarak dünyaya geri dönecek..

düşünsenize.. o ateist adam ölüyor, toprakla bir oluyor, daha sonra büyük bir ağaç olarak hayata geri dönüyor, sonra elinde baltalı bir adam gelip o ağaçı kesiyor, ağaçı işleme fabrikasına götürüp odunları işletiyor, odunlardan kağıt yapılıyor ve o kağıtlardan 'incil' basılıyor..!!!

not: dane cook adlı komedyenin anlatımıdır.
ölümü bir son olaraka nitelendiren insanın içine düştüğü umutsuzluk. ölümün bir son bir bitiş olmadığı manevi bir dünyaya açılan kapı olduğunu düşündüğümüzde bu sorun ortadan kalkar. hatta ölüme sıcak bakılabilir.

her son bir başlangıçtır sanırım tam da buraya uygun düşüyor.
(bkz: ahirete inanmak)
düşünen insanı korkutan cümle. ama benim aklıma ölüm ve ötesi gelince inanmaya başlıyorum. çünkü yok olmayı hazmedemiyorum. içime sinmiyor yok olup gitmek. sonsuz bir uyku. ben inanıyorum ki o uykudan beni kaldıracaklar. cehenneme bile razıyım yeterki ölüm ötesinde bi atraksiyon olsun. bi heyecan olsun.

insanoğlunun kafasına hep takılmıştır bu tip sorular. ve cevabını da din fazlasıyla vermektedir. bu yüzden insan kafası ve düşünce tarzı 'ben bi dine kanalize olayım da' mantığıyla bir din seçip veya ona doğuştan gelen doğmalarla bir din seçtirilip ona inanmaya itilmektedir. bende bunu yapıyorum.. en kolayı bu. hiç olmazsa bi ödül var. bu ödül sayesindede bi dine sığınma olayını gerçekleştiriyor insanoğlu.

yok olmayı hazmeden ateistleri ise anlamıyorum. gelin islam'a. bak büyük ödül var. şaraplar huriler falan.
çözümü için:

(bkz: varoluşçuluk)
insanı hayvanlardan ayıran özelliğinden kaynaklanan durumdur. insan, dünyada düşünen varlıktır. hayvan gibi değildir. bir köpek acıkır, açlıkla o an havlar. önüne bir yal attıktan sonra sevinçle yemeğini yer ve keder falan kalmaz. hayatına devam eder. insan ise acıkır, didinir durur yemek için. yemeği bulup yerken ise kederi devam eder. çünkü bilir acıkacağını. (1)

aynı şeklide insan, anı yaşar ama geçmiş ve geleceği düşünen bir yaratık olduğundan geleceğin bilinmezliğiyle kederle doludur. önce uzak ölümler, sonra dede, nine gibi yakınlarının ölümleri onu düşünmeye zorlar: "nereye gittiler?" bereber bunca şeyler yaşadığım sevdiklerim şu an ne alemde. sonra daha yakınlarını kaybedince düşünce işin içinden çıkılmaz hale gelir. ziyatine gittiği torağa verdiği yakınları acaba ne haldedir? cevabı somut olmasa gerek? baksana kazınca toprağı belki birkaç kemik.

ancak insanın kafasındaki boşlukla yaşaması zordur. bu adam da yaşayamaz, arayışa girer. ve en güzel cevabı islam'da bulur. en ufak ayrıntı atlanılmadan kendini tanımaya başlar. nereden geldiğini, sonra nereye gideceğini bilir. bilir sevdiklerinin nerede olduğunu artık. yaratılmışların en şereflisi insana gönderilen gerçek din söyler bunu. bu dünyada güzellikleri gördükten sonra bunları sonsuza değin insanın isteyeceğini bilen ve onlar için daha iyilerini hazırlayan Hz. Allah'ın (c.c.) bir ahiret yurdu hazırladıını bilir.

(1)- Sizler Allah'a gereği gibi tevekkül etseydiniz, sabah aç olarak gidip, akşam ise tok olarak dönen kuşları rızıklandırdığı gibi, elbette Yüce Allah sizi de rızıklandırırdı. (Hadis-i Şerif)
reankarnasayona inanmak,
nasıl olsa yeniden gelecem o zaman görürsünüz siz.