bugün

https://www.youtube.com/watch?v=ZOkriuARIWA
Demirkubuz ile Benzer konulara sahip iki film üzerinden karşılaştıracak olursak 3 maymun, kor'un eline verir.
bugün doğum günü. 60 yaşına girdi.

https://pbs.twimg.com/media/Dx1J_U9XQAI7rM6.jpg
"Insanlar arkadan daha savunmasız görünüyor kesinlikle."
avrupalı olsaydı ödül alamazdı. anlattığı köylü hikayeleri, doğulu yerlilerin ilginç dünyası kategorisinden ödül alıyor. bir zamanlar kafeste sergilenen zenciler gibi bir şey. yoksa nuri, evrensel bağlamda oldukça çapsız bir yönetmendir.
Ahlat ağacı filmi çok güzeldir.
Kasaba'sı, bir zamanlar anadoluda'sı.
tüm filmlerini severek izledim , benim favorim kış uykusu.Bana göre ülkenin en başarılı yönetmeni.
'insanları ve onların küçük hesaplarını anlamıyor, ruhuma yabancı ve boğucu buluyorum.'
ahlat ağacı filmini izledikten sonra çok iyi bir yönetmen olduğunu düşünmeye başladım. filmleri ağır fakat bize bizi anlatıyor.
Röportajlardan bile belli ediyor kalitesini.
Yaşayan en iyi yönetmenimiz.
görsel

En sevdiğim eseri olan 'bir zamanlar anadolu'da' filminin bir de kitabı çıkmış.
diğer yönetmenler gibi emirler yağdıran değil, mesleği biz astlarına sabırla öğreten okul gibi adam.
görsel

Evlilik fotoğrafı ortamlara düşmüş ödüllü yönetmen. Değişim muhteşem olmuş, adam yaşlandıkça karizmatikleşmiş. (bkz: swh)
Ahlat Ağacı filminin kamera arkasından, Nuri Bilge Ceylan ve Bennu Yıldırımlar

Özellikle "Uzak" filmiyle beraber -çok aşırı olmasa da, bir miktar- izlenme kaygısı ile sinemasını seyirciye yaklaştırma kaygısı taşıdığını düşündüğüm yönetmen. Özellikle Uzak filminden önce -ki bence hala en iyi filmi- Mayıs Sıkıntısı'nı izleyin ve bir de son dönemde yaptığı işlere bir bakın.

Son günler de Bennu Yıldırımlar ile olan mevzusu çok konuşuluyor. NBC filmlerine bakarken parça parça bakmak çok büyük bir hata olur. Keza yönetmenin en iyi çalışmasında dahi filme salt oyunculuklar olarak bakılırsa hep bir havada kalma hissi hep bir amatörlük hissiyatı vardır bence. Örneğin; Mayıs Sıkıntısı filminde yaşlı adam...

Bu yüzden bir NBC filmi bütünü ile ele alınmalı. Yani özetle oyuncuların onun filmindeki fonksiyonu kameranın önüne takılan lensten bence farksızdır. Nasıl ki lens doğal bir fonksiyonu yerine getiriyor, oyuncusunda da istediği bu. Rol yapma...

Bence yönetmen özellikle tiyatro kökeni güçlü oyuncular ile çalışmamalı.
bence abbas kiyurastaminin pek ötesine geçememiş bir yönetmendir. konu ve üslup olarak da arkasından gidiyor gibi geliyor bana.
tıpkı fazıl say gibi türkiye'de değeri anlaşılamayan, ismiyle müsemma kişilik. sinema bilgesi, müthiş bilgi birikimine sahip, cannes film festivalinde "bu ödülü tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum" diyebilecek kadar alçak gönüllü ve günümüz konjonktürüne hakim olarak hayatın içinde üç maymunu oynamayan, karakterli, hisseden, başarılı yönetmenimiz.
ROZA

Yoldular, soydular, kırıştılar
insanı insanla yıktılar
Aşna fişne iskandiller ağında
Bıçkınları puluçlarla oydular

Adındır, dudağımda asırlık
Esrarına amade yalım
Adındır, terk etmez, sıddık
Vurur yumruğunu
Sadrıma sadrıma
Hücremin başkenti suskunluğun

Gözlerin, yalın kılınç
Gözlerin ıssız, kallavi
Bir benim şimdi
Firari sensizliğin belasında
Bir benim tütsülü
Voltalı ahrazlığa

Şimdi yürek yorgun
Virane, ıssız
Ansızın yaşlanmış bir gecede
Yaşlanmış canına kadar
Orostopolluk
Sırtlanca, sefil
Yığınların tenhasında savrulmuş
Yırtılmış bir hecede
Kursağıma avazın gelmiş

Sevmişem, şahidim dağlar
Sevmişem Allah’ına kadar
Ölünceye dek değil
Ölümden sonra da
Yeşerinceye değin
Tutuşan ellerimiz
Seni yangın bağrımın
Avlusuna gömmüşem

Şair Bilal Yavuz

BEJNA

Gözlerin savruk bozkırlar
Gözlerin hoyrat
Ceylansı, afacan
Sevimli taraçalar koylarda
Kalyonlar kanyonlarda
Herkesten sakladığım
Künyeni sayıklar
Gözlerin, gözlerin jiyan

Perçemin pençeler canı
Perçemin perva
Vahim, amansız
Çitlembikler taç olmuş saçlarına
Cimcime sekseklerin
Otağıma volkandır

Fezan; behişt, benefşe
Fezan saflık, insaniyet
Sen bana gürül gürül memleket
Ben sana hep gurbet kalmışım

Biz bizde Diyarbekir
Biz bizken masumiyet
Biz bizsizsek esaret
Bir gün sen de anlarsın
O gün sen de ağlarsın

Rengin nasıl da ateş Bejna
Teninde nehirler ve başaklar
Gülüşün nasıl da mermi
Nasıl da hançer bakışın

Vefakâr boranlara
Harfsiz vasiyetimdir
Kurutunca yokluğun
Beni simana gömsünler

Şair Bilal Yavuz

SEVDE

Çifte dikiş gider sabanlar
Fersiz toprağın koynu
Fersiz, yetim, analar
Kuş uçan, kervan geçen
Bostanlar ölgün şimdi
Ölgün Dicle denizi

Ve çakırkeyif buğdaylar
Kahyalar körkandil çeper
Mösyölerde bir kültür
Nankör çıyanlık
Kepenekler mahzun
Bağlamalar öksüz
Kalleşlik mazinin töresine
Şimdi âdet diye bellenen
Hicapsız ikirciklik

Heybesiz bulvarlarda
Cartalı haybeciler salınır
Dümenci dubaralar
Ertekeden nümayiş
imam kayığındayız sürgit
Façalar çiğnedik muttasıl
Erce, âdil, hilesiz
Bundandır kavlimizden kaçışı
Geçmişi tam kınalı
Piyazcı sendikalar
Kaparoz puştlarının

Çifte dikiş gider sabanlar
Cana bir çınar gerek
Yüreğin, yüreğin gibi serin
Derin kuyular içim
Mars olmuş, dumanaltı
Kaybolmuşam, gel artık
“Karışsın köz yaşlarımız
Karışsın, yeşil…”

Şair Bilal Yavuz
1959 yılında istanbul'da dünyaya gelmiştir. altın palmiye ödülü almış türk yönetmen, senarist ve ödüllü fotoğrafçıdır. en etkin yılları 1995 yılından halen devam etmektedir. altın palmiye, altın portakal en iyi yönetmen, ulusal film yarışması en iyi senarist ve bir çok ödül almıştır. en iyi eserleri kış uykusu, bir zamanlar anadolu'da, uzak ve iklimler eserleridir.
izlediğim her filminin net 1 hafta etkisinde kaldığım, yönetmendir. 1 hafta sonrasında ise ara ara sahneleri hatırlamaya devam ediyorum. Filmlerini izledikten sonra ben de oluşan duyguyu tarif edebileceğim bir kelimeye rastlayamadım henüz..
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde içişleri Bakanlığı Göç idaresi Genel Müdürlüğünce Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle 14-21 Haziran'da çevrimiçi düzenlenecek Uluslararası Göç Filmleri Festivali'nin jüri başkanı.
Nuri konular yaratıp anlamanızı sağlama gayretine girmeyen, sanatı halk için icra etmeyen bir yönetmendir. Filmlerindeki boğuculuk bundandır belki de, kişi kendini sorgularken film boyunca; aslında kendinden sıkılıp bunalır aynı zamanda.
Size kafanızı dağıtacak filmler çekmez, kafanızın içindeki en derin düşüncelere ulaştırır. Tamamen içe dönüktür filmleri. Kendi gerçeklerine ulaşmak isteyen, kafasını kumdan çıkarıp farkındalık oluşmasını dileyen izleyici kitlesinin olması da kendisine duyulan saygının bir diğeri.
5 saatlik film çek izleyelim.

çünkü filmleri film değil, bizde ordaymışız gibi oluyor.

https://www.youtube.com/watch?v=KYPMb2lMjdE&t