bugün

Büyüdükçe gözüme çarpan, cehaletimizin farkında olmamamızın ardından gelen büyük bir sorundur kanımca. Bitmek bilmeyen trafik, sevmediğin bir işi yapmak, sürekli
'Daha sonrasini' dusunulerek gecirilen bir hayat... Mutsuz, sevgisiz ve renksiz bir yaşam... birbirimizi anlamaya dahi çalışmıyoruz. Çok ilginc dogrusu. Bence ki insani insan yapan beyni, ve bizlerin diğer canlilardan buyuk olcude ayıran sey hislerimiz ve mantığımız. Buna rağmen neden durup 1 saniye de olsa düsünüp hak vermiyoruz birbirimize?
tüm tahammülümü öğrencilerime kullanıyorum. onun dışında tahammül gerektiren hiç bişeye de sabır göstermiyorum paldır küldür yardırıyorum ne düşünüyorsam.

tahammüle onların ihtiyacı var. eşek kadar insanlar adam olsunlar, akıllı olsunlar, bizi delirtmesinler.
aptal insanlar tahammülsüz olur.

zeki insanlar umursamaz. kasmayın fazla gençler.
Sevgisizlikten. insan sevmeyi bilmiyorsa oto boka atar gider yapar. aşık olan kişi, kimseyi kıramaz kolay kolay.
bence yaşadığmız hayat şartlarından kaynaklı düşünsene abi cepte para yok okul okuyanlarda gelecek kaygısı iş zor iki kuruş kazanıyosun oda eve oraya buraya gidiyo haftada bi gün tatil yapıyosun onda da uyuyamadığın günlerin intikamını alıyorsun uyuyarak hele birde hayattan keyif almanı sağlayacak bir arkadaşın vs yoksa. nasıl yaşanılır ?
tahammülsüz insanlara karşı tahammüllü olmak gerçekten çok büyük bir erdem dir .

yaşı kaç olursa olsun ellerinden öperim . sayıları 1000 de 1 kadar dır ne yazık ki .
Zihinlerin hızla trolleşmesinden dolayı. Son 50 yıllık medya ve sosyal medya bu işe yarıyor.
Anı yasamak istememekten dolayi olan durumdur.
Sosyal medya hesabi kullanmam her bokumu paylasmam ani yasar gecerim budur yani.
Yeni olusan biseyde degil ki bu artik.
çivisi çıkan dünyadan kaynaklı sanırsam..

asla dönülemeyecek yıllara olan özlem de var tabi, gün geçtikçe yorulmanın da getirdiği..

uykusuz gecelerce biriken dertlerin de etkisi var,
gittikçe nefes almanın zorlaşması gibi..
''neşet ertaş'ın gay olması'' diye başlık var ve hala silinmiyor birader nasıl tahammülsüz olmayalım.

neyse ki türkiye'de yaşamıyorum da biraz olsun akıl sağlığım yerine geldi. fakat tv haberleri açarsam yine eski halime dönüyorum. yılda bir kez mecburen istanbul'a gidiyorum hasta olup geri dönüyorum. insanlar birbirini yiyen domuzlara benziyor.
hepimiz psikolojik harp gazileriyiz.
Tahammülsüzüz çünkü hayatın bir sonu olduğunu çoğu kez unutup kendi hırs, ego ve beklentilerimizde boğuluyoruz.Tahammulsuzuz cunku toplumdaki insanların da bireysel düşündüğünün farkındayız "ben bilinci"ne sahip insanlara "biz bilinci"ni öğretemeyeceğimizi düşünüyoruz.Tahammulsuzuz cunku gereklilik ve luks ihtiyac nedir bilmiyoruz ihtiyacimiz olmayan seylerin ureticileri öyle bir ele gecirmiş ki algımızı bir an evvel sahip olmazsak ölecekmişiz hissine kapılıyoruz.
Tahammulsuzuz cunku etrafımıza baktığımızda her güleni mutlu , her yardımseveri zengin, her insanı dürüst, her ses çıkaranı gereksiz, her susanı dilsiz, her soranı meraklı, her gideni haksız, her döneni çaresiz görüyoruz.Tüm bunlar bizi öyle tahammulsuzlestiriyor ki tahammulsuzlugumuze bile tahammul edemez hale geliyoruz farkinda dahi olmadan.
Çünkü duygusuz bir domuz, bir bok parçasıyım ;).
insanız kardeşim istiyoruz doğamızda var bu. Sabretmeyi bilen insanlardan değilim ama bazen de beklemekten başka yapılacak bir şey olmuyor maalesef
çünkü dolduk. çünkü bazı şeyleri beceremedik. çünkü herşeyi tek başımıza beceririz sandık. yeterince sevmedik, sevemedik. çünkü biz kendi kendimizi, kendimiz yetiştirdik
çünkü biz herşeye doyduk... acıya, hüzne, sevince, mutluluğa umuda, umutsuzluğa...
ve en sonunda bu hale geldik. evet! ciddi derecede tahammülsüzüm. etrafımda hiçkimseyi istemiyorum. kimseyle konuşacak bir çift lafım dahi yok. eski dostlar, maceralar, yaşanmışlıklar... hiçbirisi gözümde yok. sanırım vücudumuz hayatının baharını yaşarken, ruhumuz ömrünün kış mevsiminde...
Çünkü acı tecrübeler biriktirdik.
Çünkü boğazımıza kadar battık.
Çünkü büyüdük, hem de çok büyüdük... diye cevaplanılası.
neden tahammül edelim? kimseye tahammül etmek zorunda olmadığım için hep yalnızım. uzun bir zaman iş bile aramadım. şu an ortam iyi olduğu için az paraya keyfi çalışıyorum ama hala yalnızım. kimseye tahammül edemem. etmek zorunda değilim.
Peygamber sabrı gibi olan beni bile zorluyosunuz artık tahammül et et biyere kadar yeteeeeer ya yeterrrr çıkarmısınız sayfadan ağlıycam.
sokaklarda ki her aklına geleni yapan

din din diye zır zır ötüp yemediği b*k

kalmayan tiplere tahammül zor.
aklımız "anında görüntü" ye alıştığından, duygularımızı beklemeye sabrımız yetmiyor.
başkasına tahammül edemeyen, kendisine de tahammül edilmeyeceğini peşinen kabullenmelidir.
Çünkü karşımıza düşünmeyen, sorgulamayan insanlar çıkıyor. Bizim de bu insanlar için sabrımız Yok.
Sabrımız bitti. E noolacaadı ya.
tahammül seviyesi yüksek bir insansanız gelen öper giden silkeler. nasılsa ses etmiyor mal bu derler. en varoş ortamda da en parlak mermer salonda da bu iş böyle.
Kendi alanımıza kimseyi sokmak istemiyoruz, daralmak hoşumuza gitmiyor, bu yüzden tahammülsüzüz.

Kendi egomuz, kendi özgürlüğümüz kısıtlandığı için bu kadar tahammülsüzüz.

Böyle bir soru sorana milyon çeşit cevap verilir, üşendim şuan yazmaya.
Egomuzdan.