batı sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca savunan dinsiz tip.
bulaşıcı hastalıklar müzesindeki bir ibret levhasıdır sadece.
ali fuat cebesoy un yeğenidir.
annesine hocası yahya kemal beyatlı aşıktı. ilk şiirlerini o düzenledi.
necip fazıl ın sınıf arkadaşı.
türkçeyi en iyi kullanan şairlerden bir tanesidir.
bazı şiirleri çok iyidir.

ama olmadı işte. popülizme kurban oldu hep.
ana tarafından soyu fransız yahudisidir.
Sütünün gereği olarak da hapisten kurtulur kurtulmaz Sovyetler Birliğine kaçmıştır.
Aşık olmaya aşık ve mücadelesine aşık bir şairdir.
"önce tevrat, sonra tarih" derdi.
şiirlerinin çoğunda islam inancını açıktan inkar eder, ergenler bilmez.
"Benim kelime hazinem çok geniştir, derdim. Senin bir kelimene yetemedim; git, ne demekti sevgilim?"
vaktiyle türkiye'nin bir numaralı komünisti olup,sovyet rusyaya kaçan ve oradaki türklere yapılan zulmü gördükten sonra komünizme sövmeye başlayan yazardır.bazen insanların gerçeği görebilmesi için onu yaşaması gerekir.ama gel de bunu yurdum solcularına,komünistlerine anlat...
(bkz: kırım sürgünü)
Kendisini begenmeyen kendisinden haz etmeyen insanlarin var oldugunu gordukce beni sevindiren mutlu eden insan. Kimse anlamasin seni nazim. Kimse inanmasin sana. Ben inanir, ben anlarim.
dörtnala gelip uzak Asyadan
akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim...

blekler kan içinde
dişler kenetli
ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak
bu cehennem, bu cennet bizim...

şiirini yazan vatanseverdir.
sevmediğim ve çevremde böyle zorla sevdirmeye çalışanlar oldukça da asla sevemeyeceğim şairimsi.

sevmem için hiç bir neden yokken sevmemem için bir sürü nedeni olan biri sadece. her şeyin başında adam bi kere ülkesine ihanet etmiş la. haindir bana göre. sevmiyorum ulan var mı ötesi?
Herkes Gibisin

Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.

Bu ve yüzlerce mükemmel şiirin sahibi..
Kar yağıyor.
Ve belki bu akşam,
ıslak ayakların üşüyordur.
Kar yağıyor,
Ve ben şimdi düşünürken seni,
Şurana bir kurşun saplanabilir.
Ve artık bir daha,
Ne kar, ne rüzgar, ne gece.

Nazım Hikmet Ran
necip fazıl' ın hapishanede ziyaret etmediği ve seni önce idam eder sonra da arkandan ağlarım demediği büyük şair. o anlatılan hikayenin asla bambaşka olup necip fazıl ile zerre alakası yoktur. anlatılan sadece bir halk efsanesidir, uydurmadır; ama internet kültürü sağ olsun bana hala doğru diye iddia ede mallar çıkmaktadır. kaynak göster dediğimde götünü dönmek zor geldiğinden internetteki saçma sapan forumları gösterir.
mavi gözlü dev filmi oldukça güzel çekilmiştir.nazım'ın bursa cezaevindeki günlerini anlatır.
umudun, insanlığın en güzel umudunun, şairidir.
üstad necip fazıl'ın ayarı verdiği şairdir.

--spoiler--
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.
Tabi Necip Fazıl oruç ama Nazım Hikmet değil.
Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıl'a demiş ki:
-'Şunun haline bak,oruç tutmaktan ne hale gelmiş' demiş.
Tabi Necip üstad altta kalırmı hemen cevabı yapıştırmış:
-'Aaa Nazım sen bilmiyormusun hayvanlar oruç tutmaz...'
--spoiler--
Kalbimde kalbine yok bile kinim, bence artik sende herkes gibisin, dizeleriyle hicligi anlatilabilecek en etkili sekilde anlatmistir.
Sevdiğim bir yazar. (bkz: kerem gibi)
bir erkeğin nasıl bir kadınla beraber olması gerektiğini iliklerine kadar hissederek anlatmış şair.
(bkz: kızıl saçlısına)
necip fazıl ile ilgili uydurma hikayelerinin kaynağı da belirtilse de biz nazım hayranları da öğrensek nerede nasıl olmuş ve kim tarafından aktarılmış bu uydurma hikayeler? liseden sonra görüştükleri bile meçhuldür.
1902 de selanik de doğmuş şair, senaryo yazarı ve yönetmendir. eserleri birçok ödül almıştır. türkiye'deki yaşamının çoğunu hapiste geçirmiş daha sonra moskova'ya gitmiştir. 1951 yılında türk vatandaşlığından çıkarılmış, 2009 yılında geri alınmıştır. ceza evine girdikten sonra şiirleri de yasaklanmıştır. başlıca şiirleri; memleketimden insan manzaraları, sesini kaybeden şehir, rubailerdir.
''Bu geç vakit bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi,
madde gibi ebedi,

göz gibi çıplak, el gibi ağır
ve yıldızlar gibi pırıl pırıl kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yüreğinden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni, onlar : ana,
onlar : kadın ve yoldaş olan..
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,

kelimelerin insandılar''

demiş üstad.