bugün

evliliği boyunca tuzlu salatalık yiyecek hanım kızın "fırsat bu fırsat" dediği andır.

aklınca intikamı baştan alır!

(bkz: rıfat kahveme tuz koymuşlar lan şerefsiz!)
Oğuz Türkmenlerinden kalma bir göçebe adetidir.
Damat adayının sabrını ölçmek için değildir.
Kızın gönlünün o erkekte olduğunu göstermek için yaptığı bir gelenektir. Gelenek aslında demirciden alınmış demir soğutma suyundan damata bir miktar ikram edilmesidr. Ancak demircilik azalınca yerine, içine tuz katılmış su verilmeye başlanmış.
Uzun yıllar sonra yemen civarından gelen kahveyle tanışan yerleşik türkler kahveye tuz koymaya başlamışlar.
Yazılı olmayan, sözle aktarılan kültürler için bu tip sürüklenmelere sıkça rastlanır. Genellikle geleneklerin sadece biçimleri yahut benzetmeleri/yakıştırmaları ayakta kalır anlamı yitrilir.
bu geleneği abartarak, enişte beyin renk değiştirmesine sebep olmuştu bir abimiz... kahvenin içine tuz,karabiber,pul biber ve naneyi boce etmişlerdi.asıl sabır bu olsa gerek. yazık lan. *
nikah masasında sorulan soruya ''hayır'' diye cevap vererek işin içinden komple çıkılır. uyuz oluyorum geleneklere kardeşim.
(bkz: öyle göte böyle yarak)
Bu geleneği bulanında çıkartanında icat edeninde amına koyayım. 3 yıl bitti aha 4. yılama giriyorum evlendik evleneli herşey geçti o tuz acısı geçmedi. Günahı boynuna ben baldızdan şüpheleniyorum. Ulan kahveye tövbe ettim tiksindim artık hiç içemiyorum tiyniyetinizi sikeyim
güzel bir gelenektir aslında.
Bir kezo aktivitesi.
Bana yapilsa halinin orta yerine çikaririm amk.
En son arkadaşımın kuzeni kusmuştu. Başıma gelmesinden korkuyorum.
Her şey iyi hoş da, o fincan takımı nedir arkadaş?
Çok değil, 2-3 ay sonra yeni gelin evi saçmalığı ile karşılaşacağız. Sığınaklar hazır mi sözlük?

T: saçma bir adet. Kahve tuzlu diye damat kalkıp gidecek mi sanki? Neymiş seve seve içerse kıza iyi bakarmış. E olum bu kadın cinayetlerini kim işliyor o vakit?
t2: allı, pullu kahve fincanları ile servisi yapılan tuzlu kahve geleneğidir. Bundan sebep o fincan takımı ne öyle tepkisi verilmesi gayet olağandır.
kahveyi yapana içireceksin en temizi. veya alıp kenara koyacaksın herkesin göreceği şekilde hiç dokunmayacaksın.

sorsan erkekler şöyle böyle hiç dertleri yok sıkıntıları yok. o kız isteme merasimi boyunca boncuk boncuk terliyorsun. çocukluğuna kadar iniliyor nasılda sümüklerin ile gezindiğine kadar. tuhaf tuhaf sorular soruluyor üstüne evdeki kız tarafının tamamının gözü senin üzerinde. ağzından çıkan her kelime tartılıyor. üstüne acaba ayakları büyük mü göbeği var mı g.tü büyük mü habire kontrol kontrol kontrol. yetmiyor üstüne bir de tuzlu kahve getiren eş adayı.. sabır testi diyorlar. kimse bizim sabrımızı test etmeye kalkmasın !1!!!11!
müstakbel ise tuzlu kahvenin içirilmemesi gereken damattır.

tuzlu kahve kızın istemediği erkeğe verilirmiş eskiden. tabii şimdiki gibi her gün birlikte geçirilmez, sadece isteme günü birbirlerini görürmüş gelin-damat.

gelin adayı erkeği beğenmezse "baba/anne ben bunu beğenmedim ben Berkecan'ı seviyorum" diyemeyeceği için de tuzlu kahve yapar, damat adayına "ben senin ağzının tadını bozarım yiğidim" demeye getirirmiş.

damat tuzlu kahveyi içince ağzı yüzü kayar; gelinin babası/annesi kızın istemediğini anlar, kızı vermezlermiş.

yani eğer damat sizin sevgilinizse evlenmek istiyorsanız bunu yapmayın. basın şekeri.

bir damat anlatmıştı " isteme günü kızın arkadaşlarının gazıyla tuzu fazla kaçırmış bizimki. kahvenin yanındaki suya da katmışlar tuzu. tuzlu kahveyi bir anda içtim ben tabii, tadı çok kötü dediler diye. 5 dakika sonra gözlerim karardı suyu içtim daha kötü oldum. çevremdekilerden lokum falan aşırmaya çalışıyorum terlemeye başladım kız sordu noldu diye mutfağa kaçtım ben de orada ayıldım" demişti. damat da kiloluydu hızlı oynuyordu tansiyonu herhalde.

demem o ki yapmayın sevgili gelin adayları. rezillik çıkmasın.
hiç de damat içmek zorunda değildir.

yeri gelince batılı gibi davranan türk kızlarımız, konu evliliğe gelince nedense tüm gelenek göreneklere noktası virgülüne uymak istiyorlar. e bu mantığa göre siz de istediğinizle evlenmeyin, babanıza en çok parayı kim verirse ona bir mal olarak satılın. sonuçta bu gelenekler bir bütün değil mi? neden iki yüzlülük yapıyorsunuz?

diyelim ki damat adayı hadi üzülmesinler, istediği olsun diye yerine getiriyor bu sikik adeti, peki sen paylaşmak mı zorundasın? nasıl köpek ettim havası mı bu neyin kafası? şahsen ben diyelim ki bunu hadi üzülmesin diye içtim diyelim, sonra hesabını sormayacak mıyım sizce? seneler boyun başının etini yemeyecek miyim yalnızca bu sebepten ötürü? yaparım elbet, sen de tek kelime edemezsin. neden biliyor musun? çünkü işine gelince gelenek görenek, işine gelince de batılı olmak istediğin için. ben de evlendikten sonra gün boyu kahvede takılayım, akşam eve gelince ayaklarımı yıkatayım, kafama göre dışarı çıkayım ama sen de dizini kır otur evinde. yapmazsın değil mi? e o zaman ben de o kahveyi içmem.

bir de siz yalnızca tuz mu atılıyor zannediyorsunuz? bulaşık deterjanına kadar neler koyuyorlar içine neler... bu yüzden bir damat adayının öldüğü haberini hatırlıyorum ben be!

o gelinin kodumun evde kalmış kezban arkadaşları yok mu, heh işte o orospular yaptırmak istiyorlar daha çok bu gelenekleri, amına kodumun orospusu hasetinden çatlayacak çünkü, tokmaklanmak istiyor acilen.
32 yaşında bekar biri olarak o ritüeli yaşamak isterdim kız isteme ortamlarında bulunmadım ama insan merak ediyor nihayetinde...