bugün

başında ölüm korkusu gelir. evet, islamın şartlarının ne kadarını yerine getirdiğim tartışılır ama kendimi inançlı bir müslüman olarak addediyorum ve kendi şahsımda bu gerkçeyi açıklamaya çalışacağım.
evet dostlar, ölüm korkusu. nice hükümdarları sanatçıları fikir adamlarını göt koskusundan tir tir titreten akıl ve zeka dolu bir yaratık olan insanoğlunun bir çare bulmak için henüz bir merhale kat edemediği evrensel gerçek. freud a "musa ve tek tanrıcılık"ı yazdıran, cahit sıtkı nın uykularını kaçıran, nemrud a firavun a yüksek kuleler yaptıran ızdırap. düşün lan, 65 yıl ömür. var mı 65e yıl bana yeter diyen bir allah kulu, ben şahsen 65 yıla sığamam. en sevdiğim insanları 65ime kadar bir bir gömeceğim, 65imde de en sevdiklerim beni gömecekler. kurtlara kuşlara börtü böceğe meze olacağım. yüzüne bakmaya doyamadığım sevgilim öldüğünde kokusundan yanına bile yaklaşamayacağım, o güzelliği en fazla 20 yıl yüzünde kalacak. eğer ölümden sonra yaşamak için binde bir bile ihtimal varsa onu sonuna kadar kullanırım sözlük. ha şurası da var, inanç da inançsızlık da akıl işi değildir. tanrının varlığı ve yokluğu akılla ispat edilemez, cebirsel olarak yüzde elli ihtimaldir. inanç bir varsayımdır, descartes'in a piori bilgi dediği ön bilgidir, sezgidir. inançsız bir insan inançsızlığına ne kadar delil bulabiliyorsa inançlı bir insanın da inancına inanın o kadar delili vardır. neyse vakit çıkmadan ikindiyi de eda edeyim bir.
huzur kaynağı olmasıdır.
Geri kalanın boşlukta olması.
elif'in hiç bir harfle birleşmemesi ancak tüm harflerin ona birleşmeye can atmasıdır.
(bkz: boş küme)

not: gerekçeler olabilir ama haklı gerekçe yoktur.
hala samanyolu tv izlememiş olmak.