bugün

lise yıllarının vazgecilmezi, tartışma programlarının çıkış noktası, öğrencilerin birbirlerini okulun bahçesinde yememesi için bir çare olarak başlatılan, bir konunun iki farklı tarafını iki ayrı gruba vererek bu tarafları tartıştırmak suretiyle kazananı belirlemektir. bir munazara efsanesi olarak;
gruplara verilen konu yoğurdun beyaz mı siyah mı olduğu imiş. yoğurdun beyaz olduğunu savunacak grup rahat ve hazırlanmadan gelmiş, fakat siyah olduğunu savunacak grup münazarayı kazanmış. anlaşılması gereken nokta ise, sadece bir tane doğrunun olamayacağı.
benimsenmeyen bir dusunce savunulmak durumunda kalındıgında, soguk terler dokturen yarısma
mütealâ, GÖZDEN GEÇiRME ,inceleme gibi manâlar taşımaktadır.
hani şu bilhassa lise de 2 gurupun bir husustaki farklı görüşleri karşılıklı sıralarda oturarak müdafaa etmesi ve herkesin araştırmasını izah edebilmek için belli bir mühlete sahip olduğu ama nedense hiç bir zaman bir türlü bir neticeye varılamayan vakıa!..hee birde şu var ki aslında hiç araştırma yapılmadan gelinen tek tartışma!..
geveze ve ısrarcı olmanın işe yaradığı tek yer.
lisedeyken iyi münazara yapan herkese "senden iyi avukat olur" denilir. bu işi iyi yapan herkesin başarılı bir avukat olacağını düşünmek türkiye de avukatlık mesleğinin bir ally mc beal şov olarak görülmesinin nedenidir. oysa iyi münazara yapmakla türkiyede avukat olmak arasında zerre kadar bir ilgi yoktur burdan yetkililere sesleniyorum münazara yapan çocuklara gaz verip hukuk yazdıran çeteleri ortaya çıkarın:)
önemli olan kimin daha iyi savunma yapabildiğidir, konunun dezavantıjlı veya mantıksız olup olmaması önemli değildir. tezler mantıklıysa sorun yoktur.
(bkz: unutmadım jüri)
(bkz: haksızlık)
üniversiteler arası düzenlenen tartışma karşılaşmalarının da adıdır. hükümet açılış, hükümet kapanış, muhalefet açılış, muhalefet kapanış şeklindeki dört grubun* bir konuyu birbirlerine karşı savunmalarını kapsar.karşı kanadın argümanlarını çürüten, konuya yeni boyut getirebilen grup münazarayı kazanır. katılanların diğer üniversitelerdeki arkadaşlarıyla etkileşimi ve yarışmaya katıldıkları üniversitelerin şehirlerini gezmeleri yanlarına kar kalır bir bakıma.
türkiye'de liseden sonra en profesyonel anlamda üniversite platformunda devam ettirilen etkinlik. 8 senedir 40 dan fazla üniversitenin katıldığı münazara turnuvalarında lisedekinden farklı olarak bu işi uzun süre yaptıktan sonra tekniklerini kavramış jüriler bulunur. avrupa'da sadece prestijli üniversitelerin münazara kulüplerinin olması aslında bu işin nekadar emek istediğinin bir göstergesidir. avrupa münazara turnuvasında elemeleri geçerek yarı final oynayan ilk ve tek türk takımı odtü'den çıkmıştır, koç üniversitesi ise 2 kere uluslararası turnuva düzenleyerek organizasyon konusundaki başarısını kanıtlamıştır.
dünya kupasından sonra en büyük turnuva olarak addedilen avrupa üniversitelerarası münazara turnuvasının ev sahipliğini ise bu sene koç üniversitesi üstlenmiştir.
avrupadaki öncüleri 1815 yılında kurulan cambridge debate society ve 1823 de kurulan oxford debate society dir. tarih bu kadar eski olunca yasanan cekisme de kupayı sen aldın ben aldımdan ziyade yetistirilen basbakan sayısı bazında yasanmaktadir.
Münazara, karşılıklı iki grubun bir fikri zıt taraflardan tartışması şeklinde gerçekleşen yarışmadır. Bu tanımda münazaranın genel kuralları, turnuva formatı ve başarılı bir münazara konuşmasının nasıl olması gerektiği anlatılacaktır.

ilk olarak; münazarada genelde 4 kişiden, finallerde ise 8 er kişiden oluşan bir jüri ekibi vardır. Jüri, konuşmacıları dinler ve puanlama yapar. Konuşmacıların açık taraflarını, havada kalmış yanlarını not ederek puanlamayı ona göre yapar.

Münazarada konuşma süresi 7 dakikadır. En ideal olanları 6.45 ve 7.30 arası olan konuşmalardır. 7.30 dan sonra söyledikleriniz jüri tarafından kayıt altına alınmaz ve bir değeri yoktur. Bu nedenle konuşmanızı 7-7.15 arasında bitirmiş olmanız sizin için en faydalı olanıdır.

Münazara sırasında 1. ve 6. dakikanın dolmuş olduğu zil sesiyle ya da el çırpma ile belirtilir. 1. ve 6. dakikada işaret verilmesinin nedeni itiraz hakkının ;nın bu süre içinde istenebilir olmasındandır.

Genelde münazarada itiraz hakkı ayakta ve sol el havada istenir. itiraz isteyen kişilerin konuşmacının dikkatini çekmek için kendi kullandıkları soru hakkı isteme kalıpları olabilir; Tam bu noktada, Bu konuyla ilgili şeklinde soru hakkı isteme kalıpları kullanılır genelde.

Münazara ikişer kişilik 4 takımdan meydana gelir. Verilen önermeyi (münazara konusu) savunan taraf hükümet, buna karşı çıkan taraf ise muhalefet şeklinde adlandırılır. Takımlar; hükümet açılış, muhalefet açılış, hükümet kapanış ve muhalefet kapanış olmak üzere 4 çeşittir.

Konuşma sıraları şu şekildedir;

(1) Açılış hükümet ilk konuşmacı
(2) Açılış muhalefet ilk konuşmacı
(3) Açılış hükümet ikinci konuşmacı
(4) Açılış muhalefet ikinci konuşmacı
(5) Kapanış hükümet ilk konuşmacı
(6) Kapanış muhalefet ilk konuşmacı
(7) Kapanış hükümet ikinci konuşmacı
(8) Kapanış muhalefet ikinci konuşmacı

* Hükümet açılışın -başbakan diye de adlandırılan- ilk konuşmacısı verilen önermeyi değerlendirmek ve kendisine göre bir kalıba sokmak durumundadır. Bu ilk değerlendirme maçın gidişatını belirleyecek olan en önemli konuşmadır. Çünkü karşı takım konuyu sizin ele aldığınız gibi almadıysa, bütün tezlerini yeniden düzenlemek zorundadır.

Burada amaç karşı tarafın tezlerini çürüterek kendi söylediklerinizi de ön plana çıkartmak olduğundan, siz başarılı bir açılış konuşması yapabilirseniz karşı takım bir anda gücünü kaybedebilir ve size karşı söyleyecek fazla bir şeyleri de kalmayabilir.

*Muhalefet ilk konuşmacısının görevi ise kendi takımının çizgisini ve konuşacağı konuyu belirlemektir. Hükümet açılışın ilk konuşmacısının tezlerini çürüterek kendi tezlerini öne çıkartma işi muhalefet başbakanının görevleri arasındadır.

Eğer hükümet ilk konuşmcısının önermeyi yanlış şekilde algıladığı ve bu önermeye yanlış bir tanım getirildiği düşünülüyorsa bunu ifade etmek muhalefet başbakanının görevidir. Bunun yanlış bir tanımlama olduğunu söylediği gibi kendi tezini de içeren doğru tanımlamayı muhalefet başbakanı yapmak zorundadır.

*Hükümetin ve muhalefetin ikinci ve üçüncü konuşmacılarının görevi kendinden önce takım arkadaşlarının söylemiş olduklarının arkasında durmak, daima onlara destek olmaktır.

Siz 3. konuşmacı olarak 1. konuşan takım arkadaşınızın yanlış tanımlama yaptığını düşünüyorsanız bile buna itiraz edemezsiniz. Maç içinde buna aykırı bir tutum sergileyemezsiniz. Eğer böyle yaparsanız direkt olarak maçı kaybetmiş sayılırsınız. Çünkü münazaranın belki de en önemli noktası tutarlı olmaktır.

Her kalkan konuşmacı kendinden önce söylenenleri pekiştirmek ve geliştirmek zorundadır. 2. ve 3. konuşmacıların temel görevleri kendi argümanlarını ileri sürmek ve karşı taraftan gelen argümanları çürütmektr.

*Hükümet ve muhalefetin son konuşmacılarına en büyük görevlerden biri düşmektedir. Belki de takıma maçı kazandıran, maçın kilit noktası bu son konuşmalardır. Son konuşmacılar her iki tarafın da ileri sürdüğü tezleri tekrarlamak, maçın kitlendiği noktaları saymak ve karşı tarafın tezlerini ne şekilde çürüttüklerini tekrarlamak zorundadır.

- Unutmayınız ki münazarada temel görev kendi tezinizi pekiştirirken aynı oranda da karşı tarafın tezlerini çürütmektir. Yalnızca kendi argümanlarınızı ileri sürerek -her ne kadar mükemmel bile olsalar- maçı kazanamazsınız.

Sizin itiraz etmediğiniz, karşı tarafın ileri sürdüğü her kabul edilebilir argüman onların hanesine yazılan bir artı puan niteliğindedir. Eğer siz öne sürülen argümanları mantıklı bir şekilde çürütebilirseniz artı puan size geçer ve avantajı yakalamış olursunuz.

- Söz hakkı münazara içindeki en stratejik elemanlardan bir tanesidir. Eğer yalnızca konuşmanızı yapar ve diğer konuşmalar boyunca yerinizde oturursanız bu sizin için pek hayırlı olmaz. Çünkü sizin göreviniz jüriyi kendi savunduğunuz konunun doğru olduğuna inandırmaktır. Bunu da maç içerisinde diğer konuşmacılara sorduğunuz sorularla, söylenenlere yaptığınız itirazlarla pekiştirebilirsiniz.

itiraz hakkı 15 saniyedir. bu yüzden soracağınız soruyu kısaltıp, anlaşılabilir bir hale getirmelisiniz. Üzerinde düşünülmemiş, gereksiz bir itiraz jüri gözünde puan kaybetmenize neden olacaktır.

Konuşmacı mümküm mertebe kendi 7 dakikalık konuşması içerisinde karşı tarafa 2 veya 3 söz hakkı tanımalıdır. Hiç söz hakkı tanımama şansınız da vardır fakat bu da jüri tarafından hoş karşılanmamaktadır.

Sorulan soruyu görmezlikten gelmek, ona cevap vermemek puan kaybetmenize neden olacaktır. Her söz hakkı verdiğiniz kişinin sorusuna açıklama getirmek mecburiyetindesiniz.
Bu yüzden, karşı tarafın yırtıcı, mükemmel sorular soran elemanına söz hakkı vermemek, onun yerine takımın diğer üyelerine söz hakkı vermek sizin için en hayırlısıdır.

- Kazanmak isteyen bir münazır bunu her şekilde jüriye hissettirmeli ve savunduğunun kesin doğru olduğunu kabul ettirmelidir. Normal hayatta tam tersini düşündüğünüz bir konu bile gelse bunu tabiri yerindeyse o 7 dakika için ölümüne savunmanız gerekmektedir.

Münazaradaki iş, jüriyi kendinizin doğru olduğuna inandırmaktan geçmektedir. Bunu da jestlerle, mimiklerle, alçalıp yükselen ses tonunuzla ve göz temasınızla hissettirmelisiniz. Seyirciyi kendi tarafınıza çekmek, jürinin hoşuna gidebilecek hareketler yapmak da sizin yararınıza olabilir.

Konuşmanıza esprili bir şekilde başlayarak jürinin ve seyircinin sempatisini kazanma yolunu seçebilirsiniz. Münazaralarda esprili olmak genelde artı oy sebebidir.

- Jüriler konuşmacıları şu şekilde değerlendirir; ilk başta jürinin baktığı konuşmacının tezlerini nasıl savunduğu, takım arkadaşlarıyla uyumlu olup olmadığıdır. Tezinizi söyledikten sonra onu açmalı ve onunla ilgili örnekler vermelisiniz. içerik, bir konuşmada jürinin aradığı şeydir. Daha sonrasında, akıcı ve düzgün bir Türkçe jürinin size olan ilgisini artırabilen bir diğer etkendir.

Teklemeden; Eee eee şeklinde duraksamadan konuşmak sizin için artı puan nedenidir. Karşı tarafın tezlerini çürütme de size puan getirecek bir diğer konudur. Karşı tarafın öne sürdüğü argümanları başarılı bir şekilde çürütmek sizin kazanmaya yakın olduğunuzun göstergesidir.

Daha önce de belirttiğim gibi nüktedanlık da bir konuşmacı için artı puan sebebidir. Jürinin ve seyircinin hoşuna giden bir konuşma stili artı puan sebebidir. Takım çalışması da jürinin değerlendirmesinde çok önemli bir etkendir. Sizden öncekilerle uyumlu olduğunuz, aynı çizgi üzerinde durduğunuz müddetçe sizin artılarınız artacaktır.

Kaynak: http://www.etumunazara.com
osmanlıca sözlükte:

* Karşılıklı konuşmak.
* ilmî ve kaideye uygun olarak yapılan münakaşa.
* Mübahese.*
saçmasapan bir konu bile olsa ikna kabiliyetiniz yüksekse kazanılabilen hededir zira kendimden biliyorum:

gazeteler her şeyi yayımlayabilir *
bilimsel tartışma, tartışı olarak da bilinen münazarada daha önceden belirlenmiş bir konu ortaya atılır ve bu konu üzerine iki ya da daha fazla karşıt görüşlü grup tartışma ve savunularda bulunur. grupların savunmaları gereken düşünceyi ya da görüşü münazara durumu dışında benimsemiş olmaları gerekmez, konunun kendi savundukları boyutunun doğruluğunu juriye ispat etmek için tezler öne sürülür, sürülen tezlere antitezler sürülür, istatistik bilgiler verilir, beyin fırtınaları gerçekleştirir, pratik uygulamalar örnek gösterilir, tabi bu noktada en önemli ve belirleyici silahlardan birisi de uslup ve hitabet tekniğidir. bunlar da yetmez, olay yavaş yavaş sidik yarışına dönmeye başlar, karşılıklı bok atmalara uzanan tartışmanın kalitesini düşürecek söylemlerde bulunulur, gruplar kendi savundukları fikrin doğruluğunu ispat etmek adına amuda kalkmaya, ters tomballak açmaya, demagojiye kaçmaya, makyavelist bir tutum sergilemeye başlarlar. iyiden iyiye çığırdan çıkan tartışma, karşılıklı hakaret etme, görüşlere sövme, mahalle karısı kavgalarına dönüşme halini aldığı sırada juri yapılan münazaranın istenilen kıvama geldiğini düşünerekten münazarayı sonlandırır ve değerlendirmelerini yapıp hangisini beğendiğine karar verir. lakin verilan karar tartışmanın bilimselliğinden ziyade, tartışmada belirleyiciliğin lafebeliği olduğu için kimse dünyayı kurtaramamıştır. kazanan grup ereksiyon halinde münazaranın gerçekleştirildiği alanı muzaffer bir organizma olarak dolaşmaya başlar ve işeyerekten işaretler. kaybeden taraf ise kuyruğunu sıkıştırdığı kıçına baka baka malübiyetin vermiş olduğu eziklikle olay mahalini terk eder. münazara biter.

genelde münazara yapılabilmesi için bir kaç koşul ve yöntem şartlılığı bulunmaktadır. bu şartlılıklar ; parlementer bir sistem oluşturmak, bu yapıya göre muhalefet ve hükümet olarak grupları ayırmak grup başkanlarının açılış konuşması ve kapanış konuşması yapması gibi alengirleri de mevcuttur.
münazaraya gözde canlandırabilmek için örneklendirmek gerekirse en bilindik şekilleri, ali kırca'nın bir dönem siyaset meydanı proğramında iki karşıt görüşlü üniversite öğrencileri arasında yaptığı ve emre kongar'la mehmet barlas'ın yorum farkı adlı proğramlarının konsepti verilebilir. *
illaki bu tarz triplere girmeden de münazara, iş başvurusu gibi daha farklı platformlarda da hayatımıza sokulmakta çok matah bir bokmuş gibi uygulanmaktadır. amin.
lise yıllarının vazgecilmez tartışma olgusu olarak göze çarpan bir jüri önderliğinde farklı iki grubun kendi konularını savunmalarıyla geçen ve bu konularında birbirleyle oldukça ilişkili olmasıyla birbirlerinin görüşlerini destekleyen bir kazananında çıkmadığı bilimsel tartışma uygulaması.
oldukça zahmetli ve devlet üniversitelerinin ödenek için sorun çıkarabildiği seyahatlara sahip tamamen öğrencilerden oluşan organizasyon.. avrupa üniversiteler arası münazara turnuvası için koç üniversitesinin şimdiden antalya'da bir otel* kapatıp restore çalışmalarına başladığı rivayet ediliyor.. *
belirlenen bir konu üzerinde bir veya birden fazla kişilerden oluşan tarafların hakem/jüri eşliğinde konu üzerindeki fikirlerini belirtmesi olayıdır. "bilimsel tartışma" olarak tanımlanabilir.

tartışan tarafların konuya hakimiyetinden çok savunma şekilleri ve kullandıkları argümanlar karar merciini etkilemekte çoğu zaman daha fazla rol oynar.

"siyaset meydanı" ya da yiğit bulut'un sunduğu "sansürsüz" programı münazara formatına yakın sayılabilir.

zaman zaman karıştırılanı için: (bkz: müzakere)
iki grup arasında bir hakem heyeti huzurunda tartışıldığı konuşmalardır.
dünya üniversiteler arası münazara şampiyonası(wudc) nın bu sene antalyada koç üniversitesi tarafından düzenlendiği, özellikle üniversitede okuyan herkesin en az 1 yıl yapmasının gerekli olduğunu düşündüğüm oluşum.
Münazara belli kurallar çerçevesinde farklı fikirlerin ortaya konduğu, formatı gereği savunmayı hiçbir zaman düşünmediğiniz bir fikri bile savunmak durumunda kaldığınız ve o fikri savunurken tabuların yıkıldığını anladığınız bir tartışma biçimidir.

Tartışma hükümet ve muhalefet olmak üzere iki kanat üzerinde yürür.Her iki kanatta ikişer kişi olmak üzere yer alır.Bu formatta fikirler beyan edilirken kişinin konuşması, o kişi istemediği sürece bölünmez, söz haklarıyla karşı konuşmacıya 15 sn soru sorma hakkı verilir.Karşı fikirlerde saygı çerçevesinde dinlenir hakaret vari konuşmalar ve ithamlarda kesinlikle bulunulmaz.

Tezler ve anti-tezler mantıklı bir perspektifin ürünü olarak ortaya konur ve entelektüel doyuruculuk aranır.Konular geniş bir yelpazede spordan sanata, politikadan sağlığa belirli tartışılabilir bir yargıya dönüştürülerek münazara yapılır..
son ulusal münazara finalisti thelugh tur.
yarın okullarası olan ama benim kılımı kıpırdatmadığım eylemdir. uyuştum resmen stresten. çalışamıyorum. *
(bkz: tartışma)
Günümüzde münazara'nın maçları da olmaktadır ki seyir zevki yüksek karşılaşmalar yaşanmaktadır. Kendi takımınızda, bireysel ikna kabiliyetiniz ile karşı takımın düşüncelerini çürütüp, onları ikna etme durumunuza bağlı bir tartışma platformudur.
(bkz: Alkıştan önce 100 çürütme darbesi...Yer yer tecavüze varan çürütmeler.)
lisede savunduğu şeyi tüm detaylarıyla düşünüp ikna kaabiliyeti için önemli olabilse de aslında hızlı hızlı konuşmak, laf yarıştırmak gibi özellikleri olduğundan lüzumsuz olan gereksiz tartışma. lisede yap bitsin sonrası gereksiz.
Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışmadır. bazı liseli ergenler anlamını bilmese de orjinali böyledir.

http://www.tdk.gov.tr/TR/...&Kelime=m%C3%BCnazara