bugün

şu anda habertürk'te yayınlanmakta olan ve kürt sorunu ile ilgili olacak yiğit bulut moderasyonundaki tartışma programı. osman pamukoğlu ve ümit zileli gibi iki isimden çok şenlikli ve devlet söylemi merkezli olacağı açık programın. neyse ki altan tan da varmış. hadi bakalım.
altan tan denen cahil zirzobun ahmet han'dan geçen hafta yediği ayarların daha beterini yemesini beklediğim programdır.
18+ öğeler içeren filmlerin, videoların tüm ayrıntılarını gerçeğin çıplaklıgıyla oldugu gibi gösterdiğini belirten bişey de olabilir bu kelime.
(bkz: osman pamukoğlu/#5686232)*
yiğit bulut'un ''çok sıkıştık reklama gitmek zorundayız'' cümlesi ile reklam arası vermiş program.
az sonra adnan oktar' ın konuk olarak darvinizmi 26346242819. kez çürüteceği program. merakla bekliyoruz, bayimizden ısrarla istiyoruz.
y.rrg değil de;

(bkz: yarak afedersin)
yiğit bulut'un habertürk'deki programı.

bu akşam evrim teorisini tartıştılar. ama adnan oktar ve tayfası ile. çıkıp bilimadamı gibi konuşuyorlar bir de. çok güldüm çok eğlendim . teşekkür ederim kendilerine. din işi inanç meselesi. inanırsın ya da inanmazsın kişinin kendi tercihi ; ama evrim denilen olguyu kabul etmemek , evrim yok demek nasıl bir cahillik. darwin'i faşizme , sosyalizme bağladı bir de. hatırlıyorum bu anti-evrimciler bundan 15 yıl önce doğu'nun ücra bir köşesinde beleş kitap dağıtıyorlardı. hala da istanbul'un çeşitli semtlerinde cam kavanozların içinde üç beş kemikle adam yemeye çalışıyorlar.

tekrar etmek gerekirse inanç denilen kavram evrimden bağımsız düşünülmeli. inanmak bir seçimse inanmamak da bir seçimdir. bok atıp karalamaya çalışmak saçma. ayrıca yiğit bulut'u evrimi tartışmak istiyorsa cemaatlerden bağımsız kişilerle bunu yapmalıdır. hatta hatta kendisi ekonomist galiba. kendi alanı ile ilgilensin. bilimi bilim insanlarına bıraksın. türkiye'de belli bir kitlesi olan herkes istediği her meseleye burnunu sokuyor. bu akşamki yayına katılan - adını çıkaramadım şimdi - dediği gibi çapsız insanlarla bu iş yürümez.
bir tartışma programının nasıl olması gerektiğini bize göstermiş olan programdır kendisi. evrim teorisini tartışıyoruz diyorsun ama stüdyodaki konukların arasında evrim teorisini savunan kişi yok. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu ulan. sen zaten programdan önce konunun veya konuşulanların nereye gideceğini biliyorsun ve bunun adına tartışma diyorsun. yok böyle bişey. madem tarafını bu kadar belli ediyorsun, gizleme kardeşim. yok ben moderatörüm yok tarafsızım deyip komik duruma düşmektense açık açık belirt "benim tarafım bu, bu programın amacı da aslında evrimi tartışmak falan değil evrimcileri ya da darwinistleri de allah a inandırmaya çalışmak" de ciğerimi ye. ne de olsa türkiye'nin %99 u müslüman. dimi güntekin

program sayesinde big bang in de ıspatlandığını görmüş olduk. artık teori dememize gerek kalmadı.

ayrıca (bkz: evrim teorisi çürütüldü ateistler büyük panikte)
geçen hafta yaptığı "harun yahya" safsatalarıyla dolu taraflı yayınından sonra, muhtemelen gelen tepkiler üzerine, yarın saat 21:00'de bilimin gerçek sesine ekranlarını açacak programdır. (14 ağustos 2009)
ender helvacıoğlu ve bilim ve gelecek dergisi çevresinden akademisyenlerin katılacağı programı mutlaka izleyelim ve izlettirelim. ülkemizin harun yahya safsatalarıyla dolmasına izin vermeyelim. mümkünse e-maillerimizle, programı düzeysizleştirmeye yönelik (ki bunu öngörüyoruz) amaçları boşa çıkaralım.
bilimin gerçek sesi şu an itibariyle habertürk'te bu programda! program konukları;
(bkz: ender helvacıoğlu)
(bkz: ergi deniz özsoy)
(bkz: hasan aydın)
bilimin bilim insanları tarafından tartışıldığı program. kanımca çok yararlı oldu birçoğumuz için. yine de yiğit bulut'un saçma soruları karşısında az küfür etmedim değil. evolution , tez-anti tez, nedensellik kelimelerini iki de bir söyleyince bilim adamı olmuyor insan. '' her şeyi sadeleştirelim , hiçbir şey bilmeyenler anlasın '' deyip duruyor. la desene bi' mok bilmiyorum.

son olarak yiğitçim o kadar jöle falan kullanıyosun o saçlara yazık olmuyo mu ? bizimki niye dökülüyo anasını sataym.*
Yiğit Bulut'un tavrını ve tarafını anlayamadığım program.Final bölümü varmış.Bakalım ne olacak...
yiğit bulut'un "tahta neden kedi olmuyor?" sorusuyla aklıma kazınan program.
(bkz: kavgayı kaçırmayın)
Az önce allahın kanıtlandığı program. Bambaşkaymışsın lan.
kanımca ülke için yararlı olmuş program. bilim insanları ortaya veriler , kanıtlar sunuyor. oktar babuna denen insan ise şu şekilde savunma yapıyor:

'' protein tozlarını yan yana koyunca neden insan olmuyor''

bu cümleye neremle gülsem bilemedim - gerekirse anket bi başlık açar buna çözüm ararım-

dikkat edildiyse adnan oktar ve küçük prenslerin sürekli bıdı bıdı ayı şeyi tekrarladığı görülür. ara geçiş formu yok deyip duruyorlar. yahu adamlar gösteriyor , fosil bilimci var diyor , gidin british museum'da var bakın diyorlar. hala iki cümleden biri ara geçiş formu yok .

neymiş bi de :

'' neden yarım yamalak eciş bücüş canlı fosili yokmuş'' gösterin 10 trilyon vereceğiz diyorlar.

bilim insanları diyor ki : '' yarım yamalak organlı canlı zaten yok , olmayan bir şeyi nasıl gösterelim ''

sonra bir sonraki cevap hakkında diyor ki evrim karşıtları :

'' yarım yamakalak eciş bücüş canlı fosili yok gösterin ''

ciddi anlamda ne içtilerse aynısından ben de istiyorum. aynı şeyi tekrarlayıp durmayın artık. hayatımda bu kadar şarlatan , şaklaban oluşum görmedim.

programa katılan 3 insan da gayet iyiydi. hatta kendi açımdan birçok şey öğrendim evrim adına . teşekkürler. ilahiyatçı yrd. doç 'un dine bakışı da oldukça hoşuma gitti.

onun da tekrar ettiği gibi '' bilim ve dini'' savaştırmanın mantığı yok. insan karışık bir canlı. farklı ihtiyaçları var.

herkes istediği ihtiyacını farklı şekillerde karşılayabilir.

hastaysanız ilk olarak bilimden medet umarsınız , bilimden yardım alırken dua da edebilirsiniz.

budur.
mantığını çalıştırmayı, aklını kullanmayı bilen en azılı yaradılış inancına sahip kişiye bile "acaba" dedirtecek türden 3 bilim adamını bir araya getirip araya da komedi çeşnisi olsun diye oktar babuna'yı bağlayan program.

şöyle bir muhabbete de sahne olmuştur ergi deniz özsoy ve oktar babuna adlı güldüren şahıs arasında ki, yarmıştır.

oktar babuna: ünlü paleontolog x y'yi tanır mısınız?
ergi deniz özsoy: tanırım, çok iyi tanırım, bu da kendisinin imzalı kitabı.

o anda oktar babuna'nın yüzünü görebilmek için ben de 10 trilyon verirdim. oktar babuna'nın o anki yüz hali kesinlikle bir ara geçiş örneğidir. *

ergi deniz özsoy, berna alpagut ve oktar babuna'nın katıldığı bir program yapsa da yiğit bulut 10 sene yetecek kadar gülsek. bir de adnan oktar bonus olarak katılırsa 30 sene depolanır. *
iki hafta ustuste darvinizm ve evrimi konu alan yigit bulut un sundugu izlediginizde akil sagliginizi kaybetmenize sebep olacak program.darvinizm ve evrim konulu ilk programda yigit bulut mine kirikkanat tan cok afilli, cok saglam bi firca yemistir.
Evrim dediğimiz olay bilimsel anlamda iki çeşittir. Bunlar "macro evolution" ve "micro evolution" olarak adlandırılan büyük ve küçük çapta evrimlerdir. Mikro düzeyde olan değişiklikler mutasyon veya adaptasyon olarakta adlandırabileceğimiz çevreye uyum, hayatta kalma ve beslenme eğilimi dahilinde genellikle zihinsel ve içgüdü anlamındaki değişikliklerdir. Örneğin bir ceylanın doğar doğmaz ayağa kalkıp yürümesinin genlerine kodlanmış olması gibi, aksi taktirde yırtıcılara yem olması kaçınılmazdır. Ancak milyonlarca yıl önce yaşamış olan bir varlıktan eğer siz ara geçiş formu olarak kanıt isterseniz ve "ara geçiş formu" tanımını kendi içinizde yarım kanatlı, yarım ağızlı, çeyrek dişli olarak yaparsanız, kusura bakmayın ama "Nah!" bulursunuz. Bunun nedeni yarım kanatlı bir varlığın hayatta kalma, dolayısıyla türünü devam ettirme şansının olmayışıdır. Türünü belirli bir süre(en az yüzlerce veya binlerce yıl) devam ettirememiş bir varlığın fosilini bulmayı nasıl bekleyebilirsiniz? Dolayısıyla ara geçiş formu olarak adlandıracağınız bir türün fosilini bulabilmeniz için bir anlamda programda yaradılış savunucularının sürekli dile getirdiği gibi "mükemmel" varlık olması gerekmektedir. Yarım kanatlı bir varlığın hayatta kalmasının tek yolu uçuş için kullanılamayacak olan uzuvun başka bir işe kesinlikle yarıyor olmasıdır ki biz "yarım kanatlı" birşeyin fosilini bulabilelim ki bu düzeyde bir evrimsel atlamaya, yani yeni tür oluşturabilme kapasitesi olan gelişmeye de biz makro düzeyde evrim diyoruz zaten. Yani o yeni uzuv daha farklı bir canlıya gidişin göstergesidir ve daha sonraki canlılarla yapılan biyolojik karşılaştırmalara göre bir ara geçiş formu sayılabilmektedir.

Açıkçası evrimi savunan bilim adamlarının böyle bir noktaya değinmeyip de farklı argümanlarla birşeyler anlatmaya çalışmasına anlam veremedim. Herhalde programın sinirlerini bozmasından olsa gerek ki düzgün düşünemediler çünkü sık sık çok saçma saptırtmalar ve diyaloglar yaşandı. Ayrıca konuklar kusura bakmasın ama programın %60-%70'inden önce evrim köşesinde yer alan Doç. Dr. Ergi Deniz Özsoy dışında düzgün argüman üretebilen birisin görmedim.*
para versen bu kadar aptalı bir araya toplayamazsın, uğraşsan bu kadar gayrı ciddi bir şekilde evrimi tartışamazsın. teşekkür ederiz sansürsüz "antitez"!

allah belanızı versin bu halkı yanılttığınız için...
bugün yayınlanan bölümüyle türkiye'de kimlerin doçent, profesör unvanı taşıdığını gözler önüne sermiş olan program. hele o evrim karşıtı pembe gölekli, kırmızı kravatı olan sözde akademisyen tam bir komedi. ortaöğretimde okuyan bir çocuk düzeyinde argümanlarla güya evrim teorisini çürütecek. türkiye'de başka evrim karşıtı akedemisyen kalmadı mı yahu.
--spoiler--
bir balığı al, amfibiye dönüştür bakalım laboratuarda
--spoiler--

bir de sürekli bir tesadüf lafı dönüyor. ulan dinlemeyi bile bilmeyen adamları çıkarmışlar programa, programı siktir et adamı profesör yapmışlar lan. şaka gibi.
arkadaş nasıl iştir anlamadım. iki taraf bilimsel argümanları ortaya koyduğunu iddia ediyor. bir taraf fosili, genetiği bilmem ne mitokondriyi gösteriyor. diğer taraf sen felsefe yapıyorsun, olmaz öyle şey diyor. elde kanıtı olmadan ben inanmıyorum diyor.

bu prof abiler bilim insanı, bilimle uğraşıyorlar. ama 'sizin görüşünüze saygı duyuyuoruz, ama biz inanmıyoruz.' diyolar. lan din mi bu inanma - inanmama boyutunda tartışıyosun. bilim la. ben de oksijene inanmıyorum arkadaş, bu da benim felsefi görüşüm.

(bkz: yauuv gözünü seveyim diyen profesör)

kanım ısındı amcaya.

(bkz: profesöre amca demek)

(bkz: türkiye de bilimsel literatürün olmaması)
an itibariyle, bir biyolog olarak, dehşet içerisinde izlediğim program. ben biyoloji eğitimi aldıysam masanın sağ tarafında oturan ve akademisyen olan bu insanlar nasıl bir eğitim almışlar, nasıl bilimden bu kadar uzaklaşarak akademisyen kalabilmişler merak içindeyim.