bugün

tanım:
hayatımızı kuşatan senaryoların, filmlerin, kitapların nihai noktası, hepimizin hayali "mutlu son"un sonrası ile alakalı tahminleri ve yorumları içerir...

peki ya sonrası? ne oluyor bu sondan sonra, hiç merak etmedik mi?

mesela, sindrella kötü kalpli üvey anne ve kızkardeşlerini aşıp prensin adamlarının elindeki camdan papuçları denediğinde ve ayağına uyduğunda prensle evlendi, kırk gün kırk gece düğün yaptılar...
ya sonra?

sindrella ne oldu? nasıl yaşadı? ev hanımı mı oldu? çocuklarına kendini adadı, saçını süpürge mi etti, eğer böyle yaptı ise ve bu sonsuz mutluluksa bunu yapan anneler neden hep şikayetçi?

ya pamuk prenses? beyaz atlı prens onu öpüp yüzyıllık uykusundan uyandırdıktan sonra ne oldu? hiç mi kıskanmadılar birbirlerini? hiç mi tartışmadılar, kırmadılar, incitmediler? bunlar da "mutlu son"a dahil mi? tuzu biberi mi yoksa?

peki neden "mutlu" değil şimdilerde insanlar?
peki herkesin hayali olan mutlu son peşinde koşarken, ulaştıktan sonrakinden daha mutlu oluyor insanlar? hayatının yegane gayesi yaptığı prens ve prenseslerine kavuştuktan sonra neden masallar gibi biz de "mutlu son"a varıp "sonsuza dek mutlu yaşamıyoruz?" da birbirimizi tüketiyoruz cahilce hısrlarla ve anlamadan dinlemeden, çok ve hatta deli gibi severken anlamaya vakit bulamıyoruz da kavuşunca mı "anlam" arayışına çıkıyoruz?

eğer, hayat masallardan farklı ise, neden biz bu masallarla büyüyor ve körpe zihinlerimizi saf ve masum duygularla doldurup hayatın acımasızlığına karşı savunmasız bırakıyoruz kendimizi???

nedir "mutlu son"un sonrası?
aslında olmasını istediğimiz şeyi mutlu son olarak adlediyoruz. ulaştımızda büyüsü kalmıyor, mutlu son olmaktan çıkyor ve sıradanlaşıyor, peki ya sırada ne var diyoruz hemen. çünkü biz insanlar doyumsuzuz.

"mutlu son" ların sonrası yeni mutlu sonlar arayışıdır. *
belki de "mutlu son" yoktur,ondandır sonrasının bunca çetrefilli oluşu... sadece "an" vardır belki de ve o da mutlu kılınabiliyorsa odur, zira ölüm denen bu dünyalık son hepimize eşit uzaklıkta... belki de "carpe diem" velhasıl...
(bkz: tarla kuşuydu juliet)
ya sonra filmi gayet güzel işlemiştir bu konuyu efendim gerçekten insanlığı amaçsızlığa sürükleyecek felsefik cümlelere düşünceler kurmamıza bir anda hayattan kopmamıza sebep olacak hadiselere neden olabilir.