bugün

(bkz: okuduk da ne oldu yani)
(bkz: subliminal advertising)
tavşan canlı değilse sorun olmaz.
Davranışını tasvip etmesem de Zekanı takdir ettim doğrusu.
Gönderme gibi gönderme.
etler yavaş yavaş pişeceği için kapağının kapalı tutulmasını gerektiren eylem. yeterince büyük mumunuz varsa yakıt olarak kullanılabilir. karbonmonoksit zehirlenmesinden cortu çekmemek için iyi sirkülasyonu olan ortam tercih edilmelidir.
Yoksul bir genç, bir gün bir komşusunun yanında çalıştıracak adam aradığını duymuş ve kapısını çalmış. Adam da "bana sağlam, güçlü kuvvetli bir delikanlı lazım. Bu soğuk havada akşam üzeri göle gidip yüzersen seni işe alırım." Demiş.
Genç, bunu yerine getirmiş fakat hava kararmak üzereymiş ve annesi oğlunu merak etmiş. Kadıncağız elinde aydınlatıcı olarak bir meşaleyle gölün kenarına gelmiş, oğlunun gölde yüzdüğünü görmüş. Adamsa "sen soğuk gölde yüzerken annen meşaleyle gelip gölü ısıttı. Seni işe almıyorum." Demiş.
Yoksul genç, bir şekilde hakkını aramaya karar vermiş ve köyün bilgesine danışmış. Yaşlı bilge, genci dinledikten sonra "bu akşam ziyafet verdireceğim ve senin komşunu bizim eve çağıracağım. Ona hak ettiği dersi vereceğim merak etme." Demiş.
Yaşlı adam, evinde bir ziyafet verdireceğini duyurmuş ve gencin komşusunu da çağırmış. Misafirler, eve girdiklerinde ne görsünler ocak bir yanda yanarken tencere bir yandaymış. Gencin komşusu:
"Böyle yemek mi pişer be adam!" Diye söylenmiş.
Bilge de "koskoca göl, bir kadının elindeki meşaleyle ısınıyorsa böyle yemek de pişer elbet" deyivermiş.
Komşu hatasını anlamış. Yoksul genci işe almış.
"koskoca göl, bir kadının elindeki meşaleyle ısınıyorsa " deyince " bir kadını küçümseme yiğenim annen senin için dünyayı yakar" diyememiş mi?
bu nasreddin hoca fıkrasıydı eskiden.
ya pişerse?