bugün

ben bu mahi devranın ne istediğini anlamıyorum arkadaş. sultan süleyman sarayı bırakıp seninle ayrı eve mi çıksın kadın? o kadar harem var, bissürü şey var. hürremi kıskanıyorsun. ömür boyu seninle yatsın padişah. pis şaşı.
(bkz: pargalı)
--spoiler--

o degil seferden donen suleyman, iki aydir mala vuramadi./

--spoiler--
pargalı iyice atlattı.ona buna bağırıp çağırıyor artık.aşık falan da oldu ya iyice hassaslaştı paşam.
--spoiler--

bu bölümde kanuni "kıyamadım küçük mustafa'ma" demiştir. oysa ki aynı kanuni 30 yıl sonra o mustafa'sını bizzat boğduracaktır. şehzade mustafa ile ilgili kanuni'nin dizide kullandığı her cümle aslında 30 yıl sonrasına gönderme, ve ironidir aslında. ve dizi bunu inceden inceden güzel kullanmaktadır.

--spoiler--
--spoiler--

2 aylik hamile hurremin karninda bi öküz olmali, ulan 2 ayda o kadar buyur mu o karın.

--spoiler--
ulan hani o zehir kanla falan boğuyordu.kadın at gibi sırıtıyor hala.tabi o zamanlar tıp gelişmemiş pek.
hep dediler ya dizi gercekleri yansıtmıyor, bu bölümde gerçek tarihe en uygun cümleyi mahidevran söylemiştir:

"o rus köle hanedamınızı çökertecek"

ve o rus köleden sonra valide sultanlar devri başlamış, ve önce duraklama, sonra gerileme devri başlamıştır.

önce;
(bkz: hürrem sultan)
sonra;
(bkz: kösem sultan)
sultan sülüman'ın şekilden şekile girdiği dizi. yürü be insanı hemcinsinden korkutan kadın hürrem sultan yürüü kim tutmuş ki seni!
o değil bu değil, zehirlenmeden dönen kişi akşama o kadar iyi mi olur ya. hürrem'de de süper iyileşen bir bünye varmış.
hürremin her bölüm muhakkak bi kere öldügü dizi.

(bkz: hürrem öldü)

(bkz: yüzüm öldü)
ulan sultan sülüman ne güldü öyle be.

hah hah hah hah

gayet tok, haşin bir sesle. korktuk lan.
hepsini geçtim pargalı okan yalabık acayip sinirli.sakin ol paşa.
--spoiler--

pargali hurremi .ikse yeridir

--spoiler--
ekşi sözlük yazarlarındansa uludağ sözlük yazarlarının daha muzip, eğlenceli ve doğru düzgün entryler girdiği başlık olmuştur an itibariyle sayın seyirciler.
bir kere o nasıl bir ayva tatlısı yemektir öyle. zehirlenmeden önce boğularak gidicek diye korktum.
yani güzel güzel giden bi diziyi niye sapıttırırlar anlamadım. tamam, ne güzel, spartacus'a benzetmişsiniz de, ulan koskoca kanuni sultan süleyman, ön saflarda mı savaşır? bu mudur yani? biri kılıcı soksa, gitti.
dizideki bir replik beni yarım yarım yarmıştır. hani hürrem hatun zehirlenmiş halde sayıklıyordu ya;
"sü sü sü sülüman" diye. tekerleme gibi ya.
Sanki üç defe "beetlejuice", şey "sü sü sü" deyince sülüman hemen orada bitiverdi.
hürrem'in dokuz canlı olduğu dizi.

ben süleyman'ın yerinde olsam hürrem'i bir kenara çekerim, "bak hürrem, sana aşığım diye kendini bir bok sanma. koca padişahım lan ben. elalemin önünde bana sülüman deyip duruyorsun ağzını burnunu kırıcam bir gün beni dellendirme kadın! ya adımı doğru düzgün söyle, ya da çıkşarı gözüm görmesin bir daha seni" derim, tavrımı belli ederim orda. bu ne lan? koca padişaha pelikan ağzınla ve porselen dişlerini göstere göstere sülümaağğn demeye utanmıyor musun hürrem? ne hale getirdiniz adamı be püü.

sevgili hürrem;

rica edeceğim aşkını içinde yaşa. lütfen. sülüman benim aşkım, sülüman gel aşkım derken o kadar iğrenç oluyorsun ki bunu sana anlatamam. davul olmuş koca göbeğin ve pörtlek gözlerinle, kafamın rahatlıkla girebileceği boyuttaki ağzını kapasitesini zorlayarak açman suretiyle süleyman'a koşuyorsun ya, işte o an iboş çıkıp sana çelme taksa da yere kapaklansan diyorum. ayrıca görgüsüzün tekisin. önüne gelen ayva tatlısına "ama oğlum istiyoor" deyip utanmasan ellerinle saldıracaksın. yavaş ol biraz. koca saraydasın, yanında padişah var. iki naz yapıp "süleymaaan, tatlı da pek güzelmiş" desen adam önüne kazanlar dolusu ayva serecek. ama sen ne yapıyorsun? içindeki ayıyı bebeğin üstüne atıyorsun ve hayvanlar gibi yiyorsun. "evet, ben yemek yemeyi çok seviyorum, dayanamıyorum" diyecek kadar bile açık sözlü değilsin. nigar kalfa seni kumaş için götürmek isteyince sana "işimiz var gel" diyor, sense "ben gebeeem, iş yapamam" diyorsun allahın angutu. pfff hürrem. üstelik biyolojik olarak da ne ayaksın anlayamadım. senden korkuyorum. akşam zehirlenip ölümün eşiğine geliyorsun, sabağnan domuz gibi oluyorsun. kışt, kışt!

mahidevran bebişim, mahi, ben de iboşum gibi seni savunup dururdum ama bu bölüm yüzümü kara çıkardın. lan manyak! deli karı! hürrem'den kurtulacağım diye milleti katil ettin be. nasıl bir hırs bu? zaten iticilikte ve sevimsizlikte sınır tanımayan bir oğlun var, oturup şu çocuğu nasıl sevimli hale getirebilirim diye düşüneceğine hürrem'i öldürmeye kalkıyorsun. bir de şizofrene bağlayıp gülşah'a "onu öldürmeyi sen istedin" deyip zavallı kıza kafayı yedirtmeye çalışıyorsun. neyin peşindesin? çenesiz daye hatun ve iboşum senin arkanı toplamak zorunda mı be?

saftirik gülşah, öyle "senin için canımı bile veririm" deyip mahidevran'a yağ çekeyim diye saçma sapan hallere girersen olacağı budur kızım, kapiş? haysiyetsiz cibiliyetsiz seni. atmışsın koca saraya kapağı, hasekinin kankası modundasın, pis işlere bulaşmayıver kır dizini otur. bundan böyle de aklını başına devşir hasekim hasekim ihihi diye gezinme ortalarda. alırsın hasekiyi işte böyle.

valide sultan, yaprak dökümü'nün hayriye hanım'ı modundan ne zaman sıyrılacaksın merak içinde bekliyorum. kimse duymadan halledin, konu kapansın deyip duruyorsun valide, istisnasız her bölüm "aman ağzımın tadı bozulmasın" diyen hayriye teyze gibi. bir ağırlığın, harem üzerinde saldığın bir korku yok hiç. sırf sana hürmet ediyorlar o kadar. mahidevran desen seni ayakta uyutuyor, hürrem desen işi gücü sana yağ çekip senin gözüne girebilmek. biraz dur düşün neden beni kimse siklemiyor diye. süleyman bile iboş "valide sultan'a gideceksiniz heralde?" deyince, "hayır bu sabah annemi görmek istemiyorum" dedi. o an sana çok acıdım valide. yazık sana. o torunun olacak sevimsiz mustafa da geçen bölümlerden birinde arkandan taklidini yaparak yürüyordu, sen fark etmedin. sana tavsiyem, bütün sarayı topla, al karşına, "yeter ulan bundan böyle benim dediğim olacak, bir yanlışınızı görürsem yarrağı yersiniz" de. tavrını koy canım aa.

nigar kalfa, sümbül ağa, maria, üçünüz arasından hanginizin daha içten pazarlıklı olduğuna dair bir seçim yapmak istiyorum, ama yapamıyorum. üzerinde düşüneceğim. hadi şimdi dağılın.
yer budin;

layoş: ben yalan mi süyluyorum.

ileriki sahne, vatikan;

papa: el sultaaano süleymano.

bilmem yoruma gerek var mı. saçmalık. dizi güzel ama, şu saçmalıklara bi son verilsin artık.

edit: hee bi de, tamam, bu bi dizi, belgesel değil. ama biraz inandırıcılık olsun. koskoca padişah, 2 ay belgradtan istanbul' at sırtında mı gelir ulan? yok mu bu adamın bi kervanı bi faytonu!
birçok hata barındıran dizi.
ancak konusu itibariyle izlenmeyi hakediyor.

bazı kraldan çok kralcı psikopat yobazları saymazsak kimsenin bu diziye tamamen karşı çıkacağını sanmıyorum. osmanlı'yı kötülemenin aksine sevdirdi bana.
bugünkü bölümde savaş sahnesinde gülmekten karnım ağrıdı. özellikle ibo nun suratına kan sıçrayıp ağzını ayırdığı sahne beni benden aldı sanırsınız porno starı. beceremiyorsanız çekmeyin şu sahneleri. arkada vişne suyu paketi patlıyormuş gibi neydi o kan sıçrama sahneleri. tek tesellim spartaküse özenilmiş olsada erotik sahnelere özenilmemiş olması. yoksa o heriflerin birde popolarını görmek zorunda kalacaktık abovvv insan uyumaya korkar....
savaş sahneleri spartacüsü anımsatmıştır. sadece savaş olarak geçersek kıyaslayacak rakip yok ama kavga sahnelerini işin içine alalım. türkiye'de daha iyisini görmedik.
(bkz: muhteşem yüzyıl jenerik müziği/#10771294)
hürrem'i polat alemdar kadar abartan dizidir.
güncel Önemli Başlıklar