bugün

ayette kullanılan musliun kelimesi genişleme anlamına gelmemekte sığdırmak anlamına gelmektedir.tabi arapça da esnek bir dil fakat en doğru yorum budur.
ayrıca musliun kelimesi vasliun kelimesi ile sıkça karıştırılmaktadır.arapça taleffuzları birbirine oldukça yakındır.
Arap kadınlar çok güzel.

(bkz: filiz sevişelimmi)
büyük ihtimalle saçma olacak hikaye.

okuyasım gelmedi.
terbiyesizce bir islamı ispatlama denemesi...
muhammed kim lan sönük?
peygamber efendimiz demek zoruna mı gidiyor?
insanlar bu konuya ya taşak geçmek için ya da açık aramak için yazmis ve yazacak sanirim. abi her haltlada tasak gecmeyin amk bi adam gibi kullanin o saksiyi.
Belirtilen zamandan çok önce Hindu dini metinleri konu hakkında deki;
"O yaratışa Plazma ile başladı,dumanı yarattı.Tüm evren dumandan meydana geldi.O zaman evren Brahma'nın arzusuyla genişlemeye başladı ve gelecekte de genişlemeye devam edecek."

Çin mitolojik kaynakları ise, ntv yayınlarından çıkan mitoloji adlı kitabın (3. Baskı) 330. Sayfa 4. Paragrafında belirtildiği gibidir;
"Kadim Çin halkının bilgeliğini ortaya koyan bir husus, Çin mitolojisinin önemli bir kozmik kavrama, yani evren genişlemesine değinmesidir." (cümle aynen bu şekilde).

Evrenin genişlemesi "teorisi" mitolojik kaynaklarda mevcuttur.

Ayette bahsedilen genişlik, kudretin genisligidir. Diyanetin resmi sitesinde ve diğer tefsirlerde bu şekil açıklanmıştır. Adnan.oktar ise bunu evrenin genişlemesine yormustur. Yorum sizlerin.

Ayrıca; bahsi geçen ayetin bir sonrasında (zariyat 48), dünyanın düz tepsi misali yayılıp uzatildigi belirtilir. Buna benzer, Ra'd/2, lokman/10, hac/65, kehf/86, Hic/19 ayetlerde de dünyanın düz olduğu, göğün görünmez direklerle havada asılı duran, çatı misali bir kubbe olduğu, güneşin yer ile gök arasında, bir noktadan doğup farklı bir noktadan battığı gibi modern bilmin verilerine tamamen ters soylemler mevcuttur. Hatta dünyanın düz oluşu, Kehf/86'da , dünyanın başı ve sonu olduğu, sonunda ise güneşin kara bir balçıga battığı soylenerek desteklenmektedir.

M.ö. 400-200 arası aristo ve sonrasında samoslu aristarchus dünyanın yuvarlak olduğunu söylemişti oysa. Hatta aristo dünya merkezli bir evren derken, yaklaşık bir asır sonra aristarchus güneş merkezli evren fikrini ortaya koymustur. Düz/tepsi dünya ve kubbe gök dinlerde önemlidir. Galileo dünya yuvarlak dediği için değil, bununla beraber hareket halinde olduğunu da söylediği için öldürülmüştür. Zira kilise dünyayı düz, göğü de dünyanın üzerinde bir çatı olarak ifade etmekteydi. Aynen bizde olduğu gibi.

Buhari, müslim ve tirmizi'nin aktardığı sahih bir hadis şöyledir;
Güneş gece olunca nereye gidiyor sorusuna peygamber şu cevabı vermiştir;

Arş'ın altında secde yapmaya gider. bu maksatla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine; "Geldiğin yere dön!" denir. Böylece battığı yerden doğar.

Bu hadis teleskoplu (!) peygamberin nasıl bir evren anlayisinda olduğunu açıkça belirtmekte zaten.

Edit: ayette der ki, biz onu sizin anlayabileceğiniz şekilde indirdik ( kuran için)
1900'lü yıllara kadar neden hiçbir müslüman alim evrenin genişlemesi konusunda çalışma yapmamış peki? ayeti mi anlayamamamis ulema? elin kafiri olayı bulunca, eh zaten kuranda yaziyordu bu demek daha mı kolay geldi? şimdi olay şu; kuran söylendiği gibi, apacik,.anlasilir bir şekilde gelmedi mi yoksa ayet iddia edildiği gibi evrenin genişlemesiyle alakali değil mi?

Ayetler altta verilmiş. Siz ne anladınız onlardan? Yok kökü şu bu değil. Sen o.kelimenin dedigin anlamda 1400 sene evvel kullanıldığını kanitlayabiliyor musun? Ki arapça o donemler çok revacta bi dil.
olmayan teleskoptur.

aşşağıdaki ayetlerden yer yüzünün düz olduğu kanısına varan beyindende ancak bu beklenir zaten.

zariyat 48: Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz.

Hac 65 : Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. izni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.

rad 2: Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş'a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. Bunların hepsi belli bir zamana kadar akıp gitmektedir. O, her işi (hakkıyla) düzenler, yürütür, âyetleri ayrı ayrı açıklar ki Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanasınız.

lokman 10 : Allah gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.

kehf 86 : üneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar (gibi) buldu. Orada (kâfir) bir kavim gördü. "Ey Zülkarneyn! Ya (onları) cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın" dedik.

hicr19: Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik.

Naziat suresinin 30. ayet Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı.

“döşeme” sözcüğüyle ifade edilen kelimenin Arapça aslı “Dehâ”dır. Bu kelime, “udhiyye/udhuvve” kökünden gelmektedir ki, deve yumurtası anlamına gelip yuvarlaklığı ifade etmektedir.
Kinaye içeren bir cümleden oluşmuş başlık.

içeriğine bakacak olursak, gerçekten güzel tesbitler var.