bugün

ahmet şerif izgören'in iş ve yönetim serisinden son bir kitabı. tüm kitaplarında olduğu gibi bunda da kendine has kokusunu hissettirmiş. kitap işle ilgili yazılmış olsa da sanki bir kişisel gelişim setinin devamı niteliğinde. özellikle küçük bir iş yeri işleten ya da büyüyen firmayı daha kaliteli bir yere taşımak isteyen yöneticilerin edinmesi gereklidir. şayet kitapta yazılanlar internet sitelerinde dolaşan anonim hikâyelerden değildir. şirketlere verdiği eğitimler sırasında şerif bey'in öğrenmiş olduğu olaylardır.

içersinden -telif hakkı var ama bir şey olmaz- aklımda kalan gerçek bir olayı paylaşmak isterim:

bir gün müşteri memnuniyetine çok önem veren -man- otobüs firmasını karadenizli bir müşteri arayıp "benim bir top çekim kayıp" diyor. man'dakiler şokta. çünkü önemli bir suçlama, hele kişisel çekiyse ve biri imzalar imzalar dağıtırsa altından kalkamazlar. her yeri arıyorlar, yok. adam "bir top çek bagajdaydı" diyor. allah allah, bagajda çek koçanı ne arar? hem niye almazsın, tamire yollarsın çeklerini? telefonda da zor anlaşıyorlar. karadenizli bir man yöneticisinden rica ediyorlar. adam çok sert, sen konuş, halledersin diye.

alıyor karadenizli yönetici telefonu eline:

- merhaba ahmet bey, ben de karadenizliyim.
- ne cuzel.
- çekler şahsî mi? şirket çeki mi?
- ne biçim soru bu? şahsî çekim.
- yav hemşerum, her şeyi anladık da çekler bagajda ne arıyor?
- müşteriye dağıtıyorum, sağa ne? geri verin çeklerimi.
- yav, müşteri çeki ne yapsun? niye dağıtıyorsun şahsi çekini müşterine?
- yiyor kardeşim, sana vazife mi müşterinin top çeki ne yaptuğu?

anlaşılıyor ki müşterinin bagajdaki bir koli "top keki" araç tamirat için sanayiye gittiğinde oradaki çıraklar tarafından afiyetle yenmiş. herkes rahatlıyor. sonra da müşteriye bir koli top kek alıp gönderiyorlar.
bursada bulvarda klan, caddeüstü, sükse, big mammas gibi bir çok mekanın hizasında olup geliş yönünüze göre ilk ya da son sırada olan, duyduğuma göre içki servisine de başlayan hoş mekan.