bugün

Mature bir kadının tecrübe dolu anılardır.
Gençlere yol gösterir.
Bu gece 12'den sonra sadece Uludağ sözlük'te...
(bkz: Uludağ sözlük Erotik yayın kuşağı)

görsel
Oğlum sen daha dün cuma namazı camide uyumuyor muydun nerden geliyor bu fantaziler camide uyurken mi.
Tek başına yaz tatiline çıkan bir mature'nin anılarıdır.
Bu gece yayında.
Bu sözlükte böyle bir şey olduğuna inanmıyorum .
Peçeteleri hazırla true..
Dün ayak yaladım, pişmanım. Özenmeyin denemeyin.
anlattıklarını hiç bir yerde okuyamazsınız.
görsel
Şu kadınla sevişmek için böbreğimi bile satardım amk.

Yani organ mafyası olmaması daha iyi olur tabi ama...
Muhtemelen öyle olurdu..
25 üstüne teyze diyen maksimum 8 yaşındaki arkadaşların ilgisini çeken konudur.
Eşinden ayrılmış bir kadının öyküsüdür.
Kızım yeni üniversiteye başlamıştı. Okumak için şehir dışına çıkmıştı.
Bende, bir tanecik kızım lise son sınıftayken kocamdan boşanmıştım. Çocuğum da yanımdan Ayrılınca, kendimi özgürlüğe adım atmış hissediyordum.
Ve artık yeni bir hayata başlamak istiyordum.
Bu yüzden yalnız başıma bir tatile çıkmaya karar vermiştim. Bavulumu toplayıp Fethiye'ye doğru yola çıktım...
istek üzerine devam eden anılardır.

Fethiye'ye otele varmıştım. Resepsiyonda uzun boylu sarışın bir kız karşıladı beni. Oldukça çekiciydi. içten içe onu kıskanır gibi olmuştum nedense...
Kayıt işleminden sonra genç ve kaslı bir Bellboy, bavulumu odaya çıkardı. Ona 100 TL bahşiş verirken yanağından makas alıp teşekkür ettim.
Evet, yıllarca süren mutsuz bir evlilikten sonra artık özgür bir kadındım ben. içimde hapsolmuş duyguları yaşamak için gelmiştim buraya. Kimseye bağlı değildim artık!
Hayata yeniden başlıyordum...
bir gün yine matureyim, allah sizi inandırsın asansörle 8. kata çıkacaktım. tam o sırada .....
hayır bir de kalemi öyle yeteneksiz ki...
serinin devamını getirin çok heyecanlı.
Söz verdiğim gibi cumartesi gecesi devam eden hikayedir. Hafta arası çok pm aldım dostlar. Desteğiniz için çok teşekkür ederim. Sizlere layık olmaya çalışıyorum. Neyse...

Part 4:
Akşam üstü odama yerleştikten sonra duş alıp birazcık uyudum ve yol yorgunluğumu attım.
Saat 20:00 gibi restoranta indim. Oldukça elit bir oteldi. Genelde ailecek veya sevgilisiyle gelenler vardı.
Tek başına tatil yapan bir ben gibiydim sanki. Bu durum beni birazcık gerse de umursamadım pek.
illa ki birileriyle tanışacaktım. Yemeğimi alıp masaya geçtim. 15 dk sonra falan iki kadın yanıma geldi.
Oturmak için müsaade istedi. Buyurun dedim.
Tabi içimden de; gele gele 2 tane hatun geldi şansa bak! Diye geçirdim.
Hafiften sohbet başladı. Meğerse bunlar 23-24 yaşlarında abla - kardeşmiş. Üniversite'den yeni mezun olmuşlar.
Zengin erkek avına çıkmışlar.
Görüştükleri beyle bir hafta otelde tatil yapmışlar. Sonra adam yurtdışına dönmüş. Ama kızlar için de 10 günlük otel ödemesi daha yapmış.
Bana güzel tüyolar verdiler. Zengin bir Rus işadamı olan igor'dan bahsettiler. Olgun kadınlardan hoşlanıyormuş. Tam senlik falan deyince bir heyecan bastı.
22:30 dan sonra otelin bar'ına gelmemi önerdiler.
Bende yemekten sonra odama çıktım. Makyaj tazeleyip, süslendikten sonra bar'a geçtim. Tabureye oturdum ve favorim olan vişne likörünü yudumlamaya başladım...
görsel
Part 5: (final)

Pistte dans edenleri izlerken içkimi yudumluyordum. Aslında hayatımda ilk kez böyle yerlere gelmiştim. Ama bunu belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü boşandığım kocam fabrikada işçiydi. Ucuz bir Cafeye bile çok nadir giderdik. Bende marketlerde kasiyerlik falan yapmıştım.
Bu yüzden kendime bir kimlik inşaa etmeye karar vermiştim. Kendimi edebiyat öğretmeni olarak tanıtıyordum.
Bu düşünceler içinde kırmızı gömlekli ve boynunda altın kolye olan bir bey yanıma geldi.
Yabancı aksanıyla Türkçe konuşuyordu. Beni dansa kaldırdı.
Adının igor olduğunu söyledi. Evet, doğru adamın kollarındaydım!

40 dakika kadar fütursuzca Dans ettikten sonra masaya geçip, tekrar alkol almaya başladık. igor özel uçağını, moskova'daki şirketlerini anlattıkça içim ısınmıştı.
Ardından elimden kavradığı gibi beni asansöre götürdü. ilk öpücüğüde orada almıştı benden.
Ardından odaya geçtik. Üzerimdekileri parçalar gibi çıkıyordu. Beni yatağa attıktan sonra ise iyice kabalaşmaya başlamıştı.
Birazcık kibar olmasını söylediğimde:
"kes ulan kaltak" demişti.
Şivesi de değişmişti. Ben ne olduğunu anlamıyordum. içkiyi fazla mı kaçırmıştık acaba?
Diye düşünürken igor:
+ ben Konya'lı hasan. Esnafım! igor ayağına senin gibi hatunları beceriyorum...
Dediğinde kafamdan kaynar sular dökülmüştü. Büyük şaşkınlık içindeydim.
Ben de Hasan'a, edebiyat öğretmeni falan olmadığımı söyledim. Benim için farketmez! dedi.
Artık yapacak bir şey yoktu. Anın tadını çıkarmalıydım. Ve bu yaşadıklarım bana tecrübe olacak daha iyilerini yaşayacaktım...