bugün

iki depremin karşılaştırılmasıdır:

marmara depreminde: sadece kayıtlara göre onbinlerce kişi ölmüştür. onbinlerce kişi de kayıptır.

van depreminde: ölü sayısı 300 civarıdır.
264 ölü vardır van depreminde. bu o depremi küçük düşüremez. bir can kaybı dahi önemlidir. ayrıca van'da şu an da soğuk hava hakimdir. gece don olacaktır.
bazı köylere hala ulaşılamamıştır, köylerde su yoktur.

kısaca gereksiz bir karşılaştırmadır. her insan değerlidir.

edit: maalesef ölü sayısı artmaktadır ve artacağı düşünülmektedir. ölü sayısı 326 dır. ailelere sabır ve baş sağlığı dilerken bir yandan yardım yollamaya devam etmemiz gerekiyor.
marmara depreminde: bırak köyü şehirde su yoktur. şehirde bırak suyu su şebekesi bile kalmamıştır. hatta ne yol ne boru hiç bir şey kalmamıştır.

van depreminde: köylerde şebeke suyu kesiktir.
marmara depreminde : cumhurbaşkanı bile ertesi gün haberdar olmuştur. devlet 1 hafta ortalarda gözükmemiştir.

van depreminde: başbakan bile 5 saat sonra olay yerine gitmiştir.
bazı insan görünümlü köpeklerin yaptığı karşılaştırmadır.
hatta bu köpekler yazardır.

(bkz: sidik yarıştırmak)
marmara depremi real madrid ise, van depremi getafe'dir
koparılan yaygaraya bakılıp marmara için kılını kıpırdatmayan köpeklerin van için dünyayı ayağa kaldırmasına isyandır.
gerizekalı japon askeri görünümlü bilimci geçinenlerin ortaya attığı iddaa dır.
a.b.d nin 10-20 yıl önceki malzemelerini kullanıp artislik yaparlar birde.
marmara depreminde: bütün hırsız ve eşkiyalar yağma yapmaya değişik doğu şehirlerinden kamyon kamyon gelmiştir.
van depreminde: milletimiz kamyon kamyon yardım malzemesi götürmüştür.
depremleri değil de sanırım insan psikolojilerini karşılaştırsak daha ciddi sonuçlar ortaya çıkar... çünkü marmara depreminde evsiz kalan binlerce vatandaş -belki de hava şartlarından dolayı- çadır, prefabrik konut sıkıntısı çekse dahi sesini çıkartmadı. kendimden biliyorum, 1 hafta sokakta yattık, çadır yoktu, hiç aklımıza gelmedi "nerede bu devlet" demek... çünkü bizden daha büyük sıkıntısı olanlar vardı, farkındaydık... enkaz altında kalanlar, can çekişenler, ölenler... insanlar o haldeyken her birimiz sağlıklı ve hayatta oluşumuza şükrettik...

ancak van depremini yaşayan insanlar her gün bu sebepten yakınıyor... devlete(!) bok atmak için ellerinden geleni yapıyorlar sanki. van'da bulunan akrabalarımdan biliyorum bunu. kendim ve ailem istanbul'da olduğumuz için orada sağ kalan -ne yazık ki bir çok akrabamı kaybettim- bir kaç kişiye barınabilecekleri yerler önerdik kendi evimiz de dahil, ancak hiç kimse yanaşmadı. gerekçe olarak devletin kendilerine yardım etmesini beklediklerini söylediler... biz insan olarak yardım etmeye çalışıyoruz, yetmiyor sanırım... her şeyi devletten bekleyen zihniyet tam da bu olsa gerek...

bir diğer konu; yemek konusu. insanlar yemek yeyip, su içebilecek durumda olduklarına şükretmek yerine akşam yemeğinde yedikleri pilav ve çorbayı küçümsüyorlar. biliyorum, zor bir durum. yaşadım ve hala yaşıyorum. oradakiler için üzülüyorum evet ama tam da bu zamanda biraz olsun anlayışlı olmak gerekiyor sanırım... üstelik bu kadar insan kenetlenip yardım gönderirken iş sanırım bu noktada oradaki insanların vicdanlarına kaldı. devlet ve oradaki yönetim hiç bir şey yapmasa da halk ve diğer dünya devletlerindeki insanlar van'ı unutmadığını her şekilde gösteriyor. sırf bu yüzden bile susup şükretmeli insan. edebilmeli...

her durumda devleti suçlayan zihniyet de benim gözümde evi yıkılmış, eşini, dostunu, evladını, annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş insan zihniyeti değil biliyorum. bunu bilmeme rağmen onlara bile üzülebiliyorum... ve sanırım bu oranın günahsız halkını ezen zihniyetle aramdaki en büyük fark... ben onlar için bile üzülebiliyorum, onlar üzmekten başka hiç bir işe yaramıyorlar...

tek temennim en kısa zamanda -bizim kendi kıyametimizi atlattığımız zamandan daha da kısa bir zamanda- bu hal-i vaktin geçmesi... allah van'daki günahsız insanların yardımcısı olsun...