bugün

Aşırı hayal kurmadır hatta tüm gün, bende böyleyim benimki çocukluktan beri var, ama bir zaman sonra kendinize bir dünya yaratıyorsunuz sabit bir evren hayat ve dış dünyayla bağınız kopuyor en kötüsüde dışarı çıktığınızda suratınız hep asık oluyor etrafa donuk donuk bakıyorsunuz.

çünkü artık o yarattığınız dünyada değilsiniz ve artık o çok güçlü ejderha avlayan bilge insan değilsiniz bazen karşıdan karşıya geçerken içimden bir an uçmak geliyor ama öyle bir istiyorumki sanki gerçektende uçacağımı düşünüp sonra hayal kırıklığına uğruyorum.

ders çalışamazsınız çünkü odaklanamazsınız kafanızda uçan bizonlar bitmek bilmeyen müzikler, ben birini aklımdan çıkarıyorum diğeri iki tane bir den alıp getiriyor sinir oluyorum.

size tavsiyem eğer sizde böyleyseniz zaten bu başlığa uğradığınıza göre yüzde 80 aşırı hayal kurma sorununuz var, kendinize bir hobi bulun adobe illustrator'a bir bakın resim çizmeye başlayın lisedeyken bilgisayar hocam bana 3ds max proğramını vermişti onada bir bakın illa bunlar olacak değil başka şeylerde yapın ama mutlaka yapın çünkü affedersiniz ama; Hayallerle yaşayanı gerçekler siker.

hayal kurmak kötü bir şey değil, insan hayal kurmasaydı günümüzde pek çok icat olmazdı ama her şeyin fazlası zarar.

bununla ilgili bilgisayarımda sevdiğim çizimler var.





görsel
uyumsuz hayal kurma, aşırı hayal kurma, alternatif gerçeklik gibi çevirileri olan bir tür rahatsızlık diyemicem bana kalırsa aşırı hayalperestlik durumu. gün içerisinde çok kolayca hayal kurma, günün belli bir saatini hayal kurarak ve rutin haraketlerle bunu desteklemek, bir çok tetikleyiciyle bi anda hayallere kapılma gibi örnekler mevcut. elbette bunun rahatsız kısmına geçtiği durumlar vardır. ben bu terimi öğreneli bir ay oldu ama beni tetikleyen ya da rahatsız eden her şey martin scorsese'nin the king of comedy filmini izleyince başladı. kafamda bir çok şeyi hayal edip o dünyada tatmin olduğumu ve şu karantina günlerinde sırf bu yüzden hiç de sıkılmadığımı anladım.

bendeki süreç şöyle, hatırladığım aklımın erdiği kadarıyla, ilkokulda annemin ve babamın çalıştığı benim evde günümün çoğunu yalnız geçirdiğim dönemde müzik kanallarını açar hayal kurarak dans ederdim. bu hergün yaptığım bir şeydi. ortasonda geceleri uyumadan önce radyo programı dinlemeye başladım, ara ara kendimi o konuşmaların içinde hissederdim. liseye geçince bu evde kalıp dans etme durumu olmadı çünkü lisem bi yarım saatlik yürüme mesafesindeydi ve o sırada müzik dinleyip yürüyüp hayal kuruyordum ve bu zaman dilimi hayal kurmam için tatmin ediciydi. öncelikle şöyle söyleyeyim hayallerim asla fantastik değildir. şarkıcı, astronot, başbakan bile olmam; gayet gerçekte de olabileceğim statüdeyimdir. asla tanımadığım kişiler yok, belki çok nadir, ve genelde bir mekanım var hep oradayım hayallerimde. şiddet içermiyor, kaçırılma gibi gerilimler yok. hayallerimde aslında zaten reeldeki halim gibi hep makara eğlence içinde. üniversiteye geçince hayal dünyamdaki bir çok alan azaldı, bir iki senaryonun etrafındaydım. günde belki max o da uyumaya harcadığım ve yürürken ki vaktimle bir saat sürüyordu, zaten işe de başlamıştım yani vaktim yoktu. bahsetmek istediğim yanımda birileriyle iletişim halindeyken donup hayal kurmuyorum. pandemiyle beraber hep evde olunca benim bu durumum arttı. zaten beni korkutan da bu oldu. duşa giriyorum içimden konuşuyorum, yemek yapıyorum içimden konuşuyorum. aslında reelde hala arkadaşlarımla iletişim halindeyim, ailemle iyiyim. ama yok çok boş vaktim olunca bu da arttı. kimseye anlattığım bir şeydi, taa ki başka bir sözlükte denk gelene kadar. birkaç kişiden de gayet sosyal olduklarını ama pandemide boş vaktin artmasıyla hayallerinde arttığını duydum. bu sanıyorum tıbbi tedavisi olan bir durum değil çünkü bir hastalık değil. ama google'a yazarsanız size hemen şizofren olduğunuzu ve tedavinizin olmadığını söyleyecektir. bu durumu çok güzel anlatan bir video buldum, linkini bırakıyorum. biraz daha durumun arttığı veya asosyal kişilerin örneklerinden bahsediyor ama benim gibi örnekler de var. açıkcası ben bunu azaltmak istiyorum çünkü kafamın içindeki arkadaşlardan işlerden aşklardan tatmin olmak istemiyorum, ha becerebilcek miyim? bilemiyorum.

https://www.youtube.com/w...&feature=youtu.be

ya acaba ben aşırı hayalperest biri miyim yoksa bu durum hafif freak mi diyenler içinde şu yazıyı bırakıyorum:

https://www.somer.co.il/~..._Hayal_Kurma_Problemi.pdf

edit: altı ay sonra yazmak istediğim bir kaç nokta var. instagramdan bu durumu yaşayan bir grup kişiyle görüştüm. ve yaşadığımla alakası olmayan durumlar yaşandığını anladım. bu gerçekten hastalığa bir adım öncesi ya da ta kendisi de olabiliyormuş. konuştuğum herkes en az bir senedir yardım alan tedavi sürecinde olan ama bir türlü hayatlarını normal seyrinde yaşayamayan insanlardı. en büyükleri de 18 yaşındaydı. sanıyorum yaşlarının getirdiği bir hayalperestlik ve amaçsızlıkla gelen boş vakit-tabi aile içi travmalar baş faktör unutmamak lazım- onları iyice tetiklemiş ve bu hale getirmiş. onlarla konuşmak beni hem korkuttu hem rahatlattı. ama en azından sadece basit hayaller kurduğumu ve odak problemi yaşadığımı, hatta asolanın odak problemim olduğunu, öğrendim. yani hayatınızın akışına göre bu bir ‘fazla hayal kurma durumu’ değil hastalıkta olabiliyormuş.
maladaptive daydreaming, psikolojik bir rahatsızlık olarak ifade edilebilir. çok fazla hayal kurulmasına bağlı olarak insanın gerçek hayattan uzaklaşmasına neden olabilmektedir. aynı zamanda maladaptive daydreaming, uyumsuz hayal kurmak olarak da bilinmektedir. günlük hayatın büyük bir kısmını kaplayan hayal kurma eylemi, insanlarla iletişim kurmanın önüne geçecek türden fazla olmaktadır.

kişinin gerçeğe bağlılığını azaltıcı bir psikolojik rahatsızlıktır. hayal kurma derecesi günlük hayattaki işleri aksatmaya neden olabilecek bir boyuttadır. uyumsuz hayal kurma problemi yaşayan kişiler günlük hayatlarında insanlarla ilişkilerinde de sorunlar yaşamaktadır. hatta normal bir andayken bir anda hayal kurduğunuz dünyadaki anı o sırada yaşayıp her şeyi birbirine karıştırabilirsiniz.

maladaptive daydreaming küçük yaşlardan itibaren kendisini göstermekte olan bir rahatsızlık olarak bilinmektedir.

maladaptive daydreaming hastalarına şizofren tanısı konulmak istense bile konulmamıştır. şizofreniden farklı olarak maladaptive daydreaming hastaları kurdukları hayallerin gerçek olmadığını bilmektedir ve yalnızca bu iki anı birbirlerine karıştırırlar. birçok ortak belirtisi olsa dahi hastalık farklı kişilerde farklı belirtiler ile ortaya çıkmaktadır ancak şizofreniye kadar götürebilir.

bilinen bir tedavisi yoktur ve ayrıca; hayal kuran kişiler, kurdukları hayale oldukça gerçekçi bir şekilde jest ve mimikleriyle de katılım sağlarlar.

uzun süreler boyunca bitmeyen hayaller kurarlar. bu sürelerin fazla olması ise sıkıntıya sebep olabilmektedir.

fazla uyuyamazlar ve şöyle ki bu durum uykudan bile çalınan an ile oluşur.

yer altından notlar kitabında yazar sık sık hayaller konusuna değindiği için okurken de bu aklıma gelirdi.

köşede kalsın.
güncel Önemli Başlıklar