bugün

universitelerin bilimum makine mühendisliği, öğretmenliği veya ressamlığı gibi bölümlerinde okumakta olanlara verilen genel addır. bu insanlar kampüs ortamında "makinacı" olarak bilinirler.

öğretim zamanlarının bir kısmını soğuk atölyelerde, makine başında, talaş ve demir kokusu içinde geçirirler. bahsi geçen makineler torna, freze, vargel ve taşlama makineleridir. bu makineler doğrusal ve eksenel hareket eden ekipmanlara sahip olduğundan, makinacı bünye atölye ortamında her daim yaşam mücadelesi içindedir. çünkü tornadan fırlayan bir parça, frezede takımın kırılması, taşlama tezgahında taşın patlaması gibi ölümcül iş kazaları her zaman vuku bulabilir. bu yüzden dikkatli olunmalıdır, uyanık kalınmalıdır.

bir diğer zaman dilimi ise bilgisayar başında geçer. günümüz teknolojisinde makineler bilgisayar kontrollü olmuştur ve bu makinelere CNC adı verilmiştir. her ne kadar bu teknoloji makinacının işini kolaylaştırmış gibi görünse de aslında içinden çıkılmaz dehlizlere sürüklemiştir kendisini. onu soğuk atölyelerden çıkarıp bilgisayar başına hapsetmiştir. bilgisayar başında yapılan tasarım saatler almaktadır ve detaylar çok önemlidir, makinacıyı yormaktadır. zira cad* ve cam * programlarında yapılan en ufak hata makinacının karşılaması zor olan mali kayıplara sebebiyet vermektedir.

bu ikilem içinde makinacı kendini işine vermek durumundadır. çünkü teknoloji hızla ilerlemekte, her gün yeni programlar türemekte ve bunların da öğrenilmesi gerekmektedir. bir yandan da akışkanlar mekaniği, dinamik, ısı transferi gibi kazık dersleri de geçmek gerekmektedir.

bu bağlamda düşünülecek olursa makinacının sosyalliği sıfırdır. en sosyal olabildiği mekan sınıfıdır. sınıfındaki kız populasyonu da çok az olduğundan - hatta bazen olmadığından- sosyalliği hep ikinci plana atılmıştır. bu nedenle makinacıların en belirgin özelliği genel itibariyle abazan olmalarıdır.*

makinacı bünyenin kendi fakültesini aşması, başka fakültelere sirayet etmesi, ortamlara girmesi ve bu ortamlarda aşklar yaşaması bir başarı öyküsü olarak nitelendirilir. zira bu aşamalardan geçen babayiğitler arkadaş ortamlarında zafer törenleriyle karşılanır, meşaleler yakılır, şölenler yapılır, ateş üzerinden atlanır.* bu tip kişiliklerin diğer makinacılara da anti-sosyallikten kurtulmak için yardım edeceği düşünülür, ancak bu düşüncede yanılma payı çok yüksektir.

Böylelikle makinacılar iki grupta incelenebilir:

1- Sosyal olamayan ve kendini mesleğine adayan makinacı.
2- Bir şekilde sosyal olmayı başarmış makinacı.

Sosyal olamayan makinacı kendini mesleğine adar, demirde, talaşta, CNC programlarında mutluluğu arar. bu tip makinacıların kafalarındaki düşünce meslekte bir numara olup paraya para dememek ve akabinde geçip giden gençliğin acısını çıkarmaktır. halbuki bahsi geçen plan çoğu zaman başarısızlıkla sonuçlanan bir plandır. çünkü herşeyin yaşanması gereken bir yeri ve zamanı vardır. üstelik meslek sabit kalmamakta, yeniliklere açık olduğundan sürekli olarak ilerlemekte ve takip etmesi güçleşmektedir.

Böyle makinacıları tespit edebilmek için yapılacak yegane yöntem kızlarla ilgili soru sormaktır. makinacı sorunun cevabını veremiyorsa, konuyu değiştirmeye çalışıyorsa ve ortamdan uzaklaşıyorsa 1. tip makinacı olarak sınıflandırılabilir.

Bir şekilde sosyal olmayı başarmış makinacı için ise artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. dersler ona sıkıcı gelecek, arkadaşlarıyla iletişim konusunda zorluklar çekecek ve kendini onlara ait hissetmeyecektir. ortamdan kopması durumunda da arkadaşları arasına geri dönemeyecek,* tabir- i caizse ortada kalacak ve muhtemelen arabeske bağlayacaktır.

sonuç itibariyle makinacının yaşamı her daim çile ve kederle yüklüdür. ne yapsındır, alın yazısıdır.*
(bkz: abaza)
makina imalatcısı.
pezevenk ol makinacı olma.
fabrikada işçi alımlarında 1 adım önde olan şahıslar illa makina mühendisi olmaya gerek yok bi fabrikada boyahanede makinayın başına koyulan elemanların her biri 1 milyar çocuk zart zurt paralarınla 1,400 buluyor.