bugün

kuranın apaçık kitap olduğu bile tartışmalı.

kuranın açık dilli bir kitap olup olmadığını tartışırken aslında totoloji yapıyorlar.
teolojik metinlerin özünde vardır apaçık anlaşılmamak. anlaşılmasın ki, otoriter güç sırtını o metinlere dayayıp kendi karar verdiği şekil ve yönde halkı güdüp, istediklerini uygulayabilsin diyedir.
kafa yapısı kardeşim, kafa yapısı.
Bu gün ortalama zekada bir insan açıp kuranı okusa, tanrının kullarından ne istediği anlar. bunu belirtelim. fakat bu işin derinliğine inmek isteyen (ilahiyatçılar gibi örneğin) kişiler için kuran yeterince açık, net olmayabilir.çünkü zaman ,zemin, kültür, dünyaya bakış açısı değişti. kuranın bu bağlamda ap açık oluşu; indiği günkü arabistan coğrafyasındaki insanlaradır. çünkü kur'an o insanların hayatından ,kültüründen, zihinlerindeki dünyalardan örneklem yapar, bahis açar.
evet mesela ben okudum, allahın erkeğe 4 kadına kadar evlenme hakkını verdiğini anladım, apaçık yani o... ama nedense türbanlılar pek yanaşmıyor bu hükmün uygulanmasına, kınıyoruz kendilerini?
Muhkem ayetler zaten açıktır. Lakin kesinlikle düz okuyarak bir hüküm çıkaramazsınız. Çoğu emir ve yasaklar yavaş yavaş yerine oturmuştur. Örneğin içki birden yasaklanmamıstır. Savaş konusunda bir çok ayet vardır. Islamın doğuşu, gelişmesi ve devlet olması durumuna gelene kadar aşama aşama kendini oturtmustur çoğu konu.

Biz peygamber i görmedik. Bir sürü hadisler içerisinden hangilerinin tam doğru olduğunu kestirmek gerçekten çok zor.
Allah a şu ayette ne demek istediğini sorma olasılıgımızda olmadığına göre ayetlerin nuzul sebebini mutlaka bilmek gerekir. Yani iş kur anı anlamak için tefsir, fıkıh, hadis, kelam, Arapça ılımlerını bilme gerekliliğine geliyor.

Kuranı basit kitap gören ahmaklar var, onkar için ;

" Yoksa onu Muhammed uydurdumu diyorlar? Deki; haydi sizde onun denginde bir sure getirin ve Allah tan başka çağırabileceğiniz kim varsa onlarıda yardıma çağırın. Sözünüzde samimi iseniz bunu yapın"

Yunus 38

Yani kıçına güvenen ateist deneyebilir. Kıyamete kadar geçerli bir meydan okuma ayetıdır. Sizde yazın Allah ın hükmü gibi ve onu peygamber uydurmuş deyin.

Aksi takdirde kur a nı ankamak isteyen yukardaki ilimleri takip edecek.

Düz meal okunursa faydasıda olur zararıda

Müteşabih ler zaten imtehan içindir. En üstteki arkadaşın yazmış olduğu metinde olduğu gibi. Ali imran 7
--spoiler--
Saf kalpli bir köylü, cinci hocaya muska yaptırmaya gider. Köylünün derdi büyüktür. Sevdiği kız kendisine iltifat etmemektedir. Öteden beri adını bildiği ve hünerlerini işittiği muhabbet muskasını yaptırmak ister. Hoca, her zamanki usta sahtekarlığıyla nazlanır. Köylü üsteledikçe nazlanmaya devam eder. Sakalını sıvazlayarak muskanın pek pahalı olduğunu söyler. Cinlerin muska işine zam yaptıklarını ve en az iki altın istediklerini üzüle büzüle anlatır.
Bizim gariban için pek büyük bir para olmasına rağmen, kara sevdanın pembe sarhoşluğuyla kabul eder ve iki altını peşinen öder. Hoca da kendisine üç muska verir. Birisini kaynatıp suyunu içecek, ikincisini boynuna asacak, üçüncüsünü de sevdiği kızın kapı eşiğine gömecek...

Kimseye görünmeden gece yarısından sonra uygulayacağı bu eşiğe muska gömme işlemi zorlu bir iştir. Hani bir görülse, hesapta hırsız zannedilip postu deldirmek de var. Fakat, mecnunu çöllere düşüren, Ferhat'ı dağlara çıkaran aşk hastalığı ne gece dinler, ne tehlike!.. Köylü muskacı hocaya dualar ederek ayrılır.

Ne var ki, daha kapıdan çıkmadan hoca kendisine önemli bir uyarıda bulunur: "Sakın ha!" der, "muskayı eşiğe gömerken aklına tavşan getirmeyesin. Uğursuz hayvandır!" Köylü, tavşanı aklına getirmeyeceğine söz verir.
Bizimki ertesi gece, birinci muskayı kaynatıp suyunu içtikten, ikincisini de boynuna astıktan sonra, elindeki üçüncü muskayla sevdalısının evine yönelir. O gece muskayı eşiğe gömmek zorundadır. Ne var ki, bir türlü hocanın tembihlediği tavşanı aklından çıkaramamaktadır. Uğursuz hayvan, kene gibi beynine yapışmıştır. Unutmak istedikçe tavşan direnir.

"Gözünü seveyim tavşan, benden beş dakikalığına ayrıl" diye yalvarıp yakardığı halde hayvanoğlu tavşan aldırmaz. Bizimki tavşanla tartışa tartışa muskayı kızın evinin eşiğine gömer. Tavşana rağmen bir kaza veya bela çıkmaz.
Günler, haftalar, hatta aylar geçer. Muskanın bir etkisi görülmez. Bizimki muskaya olan inancını sarsmamak için direndikçe direnir. Amma, sevdalısının bir başkasıyla nişanlandığını işitince çılgına döner. Doğruca cinci hocaya hesap sormaya gider.

Hoca, köylüyü önce bir teskin eder. Sonra muskaları sorar. Birincisi talimata uygun olarak kaynatılıp suyu içilmiştir. ikincisi boyna asılmıştır. Üçüncüsü de gizlice eşiğe gömülmüştür. Her şey usulüne uygun yapılmıştır. Nihayet sıra tavşana gelir:

"Sakın ha, muskayı eşiğe gömerken tavşanı aklına getirmiş olmayasın?!"

Köylü şaşkın ve suçlu bir edayla itiraf eder:
"O uğursuz tavşan birsaniye bile aklımdan çıkmadı ki.." Hocanın "defol" sözüyle dışarı kaçan zavallı köylü, pür hiddet arkasından savrulan tavşanlı sözleri ömür boyu unutamaz:
"Sana dememiş miydim, tavşanı aklına getirmeyeceksin,tavşan uğursuz hayvandır, işini bozar diye?.. Bre kafasız, sana dememiş miydim?!"

Halkımızın beynine sokulan uğursuz tavşanların sayısı pek çoktur. Kasıtlı ve kasıtsız olarak üretilen cins cins tavşanlar, insanımızın sağlıklı düşünmesine engel olmaktadır. Beyinlerde biriken bu rengarenk tavşanlar zamanla bilinç altına gizlenmekte ve tedavisi çok zor düşünce sapmalarına, kompleks davranışlara yol açmaktadır

Olaya tek taraflı bakmazsak, tavşan üretiminde televizyonun, kitapların ve basının çok daha başarılı olduklarını göreceğiz. Günümüzde 6-7 yaşlarından başlayarak çocukların kafasına sürekli tavşanlar yerleştirilir. Erkek tavşanlar, dişi tavşanlar... Yeşil tavşanlar, kızıl tavşanlar... Beyaz tavşanlar, kara tavşanlar...

Günlük hayatımızda kullanmak zorunda kaldığımız bir çok ifadeye yakıştırılan ikinci anlamlar, kişinin elinde olmadan birinci anlamın yanında göz kırpar. Genellikle kinayeli sözler ve mecazlarla insanların beynine sokulan bu tavşanlara bir kaç örnek vermek isterdim. Fakat o tavşanlardan habersiz olanların olabileceğini düşünerek, bu tavşanların üremesine yardımcı duruma düşmekten çekindiğim için örnekler vermeyeceğim. Ancak, halkımızın kafasına yerleştirilen tavşan türlerine bir kaç örnek vereyim:

Cinsel tavşanlar
Ruhban tavşanlar
ideolojik propaganda tavşanları
Rüşvet parolası, bukelamun tavşanlar
Mistik tavşanlar
........................
Kendinizi bir yoklayınız.
Acaba bu tavşan türlerinden kaç tanesi kafanızda saklambaç oynuyor?

Kafalara zararlı tavşanların sokulmayacağı ve yararlı tavşan üretiminin gerekli görülmeyeceği ileri ve özgür bir toplumun özlemiyle...
--spoiler--

edip yüksel - kitap okumanın zararları
"Madem Kuran apaçık neden farklı görüşler var?" sorusu üzerinden Kuran'ın apaçık olmadığını iddia etmek, "Madem Tanrı'nın varlığına deliller var neden bir sürü ateist var?" sorusu üzerinden Tanrı'nın varlığını çürütmeye benzer. Bu önerme ateistler için bir şey ifade etmez tabi ki ama Müslüman olup da Kuran'ın apaçık olmadığını iddia edenleri umarım düşündürür.

Birinin bilgisi azdır diğerinden farklı anlar. Ön yargısı vardır farklı anlar. Yanlış meal okur farklı anlar. Ayetlere bütüncül bakamaz farklı anlar. Algısı kısıtlıdır farklı anlar vs. Farklı yorumların olması kullanılan metodolojinin yanlışlığını değil olsa olsa metodolojinin kullanımının yanlış olduğunu ispatlayabilir.
güncel Önemli Başlıklar