bugün

abd'den f-104 alımında rüşvet bulaştığı söylenen alım olmuştur. yargılanmalar olmuş, hava kuvvetleri komutanı emin alpkaya emekliye sevk edilmiş, üzüntüden kanser olmuş ve vefat etmiştir.. sonuçta tsk kuvvetlerinin subayları aklanmıştır. genelkurmay başkanı sancar paşa, kenan paşa ise genelkurmay ikinci başkanıydı.
skandal döneminde Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkayanın adı bu skandala karışmıstir. Tahsin Şahinkaya, Time Dergisi'nin "Dünyanın en zengin generalleri" listesine girmiştir.

O dönem de skandala karisanlarin kalıntısı bugünkü Anayasa'nın 15.maddesiyle de kendilerini garantiye almislardir.

TÜRKiYE CUMHURiYETi ANAYASASI

Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması

MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.

(Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
günümüz gençliğinin çok iyi bilip öğrenmesi gereken skandaldır. bakın atatürkçü maskesi takmış olan bazı paşalar devlet hazinelerini nasıl kontrol ediyormuş;

"nato'nun artan av-önleme uçağı gereksinimini karşılamak için lockheed firması f-104 kodlu uçağı geliştirmiştir. buna eşzamanlı olarak da ingilizler roket motorlu bir savaş uçağı geliştirmişler, ve nato'da kabul edilen av-önleme uçağının kendilerininki olmasını istemektedirler.

ingilizler'in tasarladığı savaş uçağı, f-104'ten çok daha iyi manevra kabiliyetine sahiptir. kanatları daha geniş olduğundan daha çok silah taşıyabilmektedir. ne var ki amerikan lockheed şirketi, bir kalemi andıran f-104 için (ki "missile with a man in it" de denmektedir bu uçağa) çok paralar harcamıştır, ve bu uçaktan çok paralar kazanmayı beklemektedir. tek getirisi çok yüksek hızı olan f-104, devrinin herhangi bir savaş uçağıyla kapışamayacak kadar hantaldır. yani ingiliz uçağının yanında hiç şansı yoktur.

ne var ki yapılan müzakereler sonucunda nato, birden bire f-104'ü kullanmaya karar vermiş, ingilizler'in roket motorlu savaş uçağı hayali noktalanmıştır.
daha sonra, yahudi sermayeli lockheed firmasının, f-104'ü, nato'daki tüm ülkelerin (türkiye de dahil) yüksek rütbeli askerlerine çok büyük rüşvetler vererek kabul ettirdiği ortaya çıkar.
nato karışır."

"türk silahlı kuvvetleri, kıbns müdahalesi sırasında düşen uçaklarını yenilemek ve hava gücünü artırmak için 1974-1975 yıllarında locheed firmasından 40 adet f-104 savaş uçağı satın almıştı. uçaklar lockheed lisansıyla italya'da üretim yapan aeritalia şirketinden alınmıştı. hemen tsk ile millî savunma bakanlığı yetkililerinden oluşan bir araştırma komisyonu kuruldu, başına da korgeneral musa öğün getirildi. tbmm de olayı soruşturmak için bir meclis araştırma komisyonu kurulmasına karar verdi. komisyonlar çalışmaya henüz başlamışlardı ki, skandal içinde yeni bir skandal ortaya çıktı: aeritalia şirketi, eylül 1975'te deprem felaketine uğrayan lice'ye okul yapılması için hava kuvvetleri komutanı emin alpkaya'ya 30 000 dolar göndermişti. bütün gözlerin üzerine çevrildiği alpkaya, "konudan genelkurmay başkanı semih sancar'ın haberinin olduğunu" söyledi. işte kıyamet de o zaman koptu. genelkurmay başkanının haberi yoktu!

sancar'ın cumhurbaşkanı korutürk ve başbakan demirel'ie anlaşarak istifaya zorladığı emin alpkaya, 5 martta kendi isteğiyle emekli oldu. yerine gelecek komutan terfi sırasına göre orgeneral irfan özaydınlı veya orgeneral ethem ayan'dı. genelkurmay'ın önerisine karşın. başbakan demirel sürpriz yaparak komutanlığa korgenaral cemal ergin'i atadı. özaydınlı, yüksek idare mahkemesi'ne dava açıp bu tayini iptal ettirdi. bunun üzerine hava kuvvetleri komutanlığına ethem ayan getirildi. alpkaya hakkında 7 nisanda açılan dava jet hızıyla görüldü ve 30 nisanda beraatla sonuçlandı. genelkurmay başkanı sancar karan temyiz ettiyse de askeri yargıtay beraat kararını onayladı. bir genel, bir ara seçim geçti, hükümetler değişti,

ordu komuta kademesi değişti, lockheed skandalıyla ilgili soruşturmalar da sürdü gitti. sonunda dosya 12 eylül'den önceki son hükümetin başbakanı demirel'in şu sözleriyle kapandı:

"bence lockheed bir muammadır. üzerinde çok uğraşılmış, bir şey çıkarılamamıştır. kişi suçu ispatlanmadıkça suçsuzdur, ispatlarlarsa ben de üstüne vannm. biz üstümüze düşeni yaptık. çok iyi yaptık...""

soner yalçın ,bay pipo s.158

bu arada dönemin hava kuvvetleri komutan tahsin şahinkaya değil emin alpkaya'dır. kaya'lar karışmasın lütfen.

tahsin şakinkaya'nın oynadığı sahne başkadır. 1983 yılınd iktidara gelen özal, bir abd seyahati sınrasında f-15'leri çok beğenir ve bu uçaklardan satın alınmasına ve türkiye'de montajı fabrikası kurulmasına karar verir lakin yine aynı firma lockheed martin devreye girerek tahsin şahinkaya'nın emri ile f-16'ların montajına başlanır. düşünün f-15 yerine f-16... f-15 montaj fabrikası da türkiye yerine güney kore'ye taşınır.
(bkz: öğrenince çok şaşırılan bilgiler/#26381258)
(bkz: öğrenince çok şaşırılan bilgiler/#26381258)
güncel Önemli Başlıklar