bugün

merdivenleri yıkıyoruz ablamla

apt.daki kadının biri:kolay gelsin kızlar

biz:sağolun

bi başka kadın:(fısıltıyla) kız olduğunu nerden biliyosun ahahah

şimdi ne diceksin bu kadına. nasıl anlatıcaksın kendini. bütün anlatma çaban yetersiz kalıcak. çünkü biraz daha zekası olsa gerizekalı olucak bi insan bu.

yaklaşık 1 yıl sonra gelen edit: sonra bunu söyleyen kadının 4 yaşındaki çocuğunu, kendi ihmalinden kaynaklanan kazada kaybettiği öğrendik. sonra taşındılar o apartmandan. beddua etmedik o kadına. ablamı ağlattı. çok ağlattı. bense sinirlendim çok fazla. allah kimsenin içinde acı bırakmasın.
bir de şu şekilde düşünelim ; oğlan - erkek.
nedir olan? biri henüz milli olmamış, diğeri olmuş. ama erkeklerde millilik kavramı bir nev'i statü belirteci gibi bir şey olurken dişi türde bu sorun oluşturmaktadır. her ne kadar çağdaş düşünceli olduğunu iddia edenler olsa da nikahsız milli olmuş kıza patlak, erkeğe ise helal koçum denmektedir.
statüdeki onur farklılığından dolayı belirtilmesi gerekliliği doğuyor bu durumda.
peki çağdışı olan kadının değerini zara eş değer tutan zihniyet mi, yoksa kız kadın ayrımının yapılması mı?
tabii ki bu ayrımın yapılmasına olanak sağlayan zihniyetin var olmasıdır.
bekaretini yürkiyede uzak doğuda satan bir sürü hatun olduğunu düşünürsek son derece yanlış bir önermedir.
madem yaştan dolayı değişiyor o halde neden erkeklerde böyle bir ayırım yoktur. kim ne derse desin. günümüzde belki yaş ile ilişkilendirilmiş olabilir ancak bu ayırımın çıkış noktası bekarettir.
benim annemle yaşıt, 42 yaşındaki teyzemin kızı evlenmedi daha. ondan bahsederken hep kız diyorlar ama o benim gözümde tabi ki kadın. ama 17 yaşında evlenen dayımın kızı ise bir anda "koskoca kadın" oluverdi. bu halkın algılayışına tükürürüm.

neden, çünkü "koskoca kadın" tabiri halk arasında bir "kınama" tabiridir. kadının yaptığı bir şeyi ona yakıştırmayıp, kınarlarken hemen bu söylenir. ha gözlerinde hala kızsan "koskoca kız" derler.

en acısı bu kadınların bunu çok rahat benimseyebilmesi. yaşını başını almış kadınları geçtim 20 yaşındaki evli bir kadın, evlenmeden önceki zamanlardan bahsederken "benim kızlığımda" diye konuşabiliyor. bu sözü her duyduğumda midem bulanıyor maalesef az da duymuyorum.
yaş farkını belirtmek için kullanılan kavramlardır. diğer türlü kullananlardan uzak durunuz.
madam .

madmazel .

cüneyt arkın bir filminde madmazelleri madam yapmakla tanınıyordu . film tabi.
el kadar kız çocuğu ile koca kadın elbet farklı kelimelerle ayırt edilecektir. ancak olaya patlak, ya da bakire diye yaklaşan öküze ne dedirtsen boştur .
çükümüzle düşünmeyip de yaş olarak bu ayrımı kabullenirsen sorun olmaz.

bekaret değil yaştan dolayı değişir bayanların sıfatı.
(bkz: misis vs matmazelle)
(bkz: genç abazalar rahatsız)
şimdi hiç uzun uzadıya diğer dillerdeki kullanımına girmeden bu ayrım türkçede tamamen kişisel algıyla alakalıdır. eğer belli bir olgunluktaysa kadın, değilse kız diyorsun. yani bunu bekaret seviyesine indiren insanlara sormak isterim ki bir kız 10 yaşında atıyorum allah korusun tecavüze uğrasa veya 14 yaşında evlense bu kadın mıdır? hayır değildir yine kız demeye devam edersin. yani gözünde o bahsettiğim olgunlukta ise kadın yoksa kız dersin. yeri geliyor 30 yaşındaki insana kız diyebiliyorken, 20 yaşındakine kadına bak diyebiliyorsun. aslında zaten iç içe geçmiş kavramlar oldukları için çok da üzerinde durulmasına gerek yok.
dünyanın çeşitli dillerinde bu uygulama vardır, yirmili yaşlarda genç bir kıza kadın demek açağdaşlık değildir, kız gençliği simgelediği için daha kolay kullanılır ve karşıdaki de rencide olmaz..
çağdaş + çağdışı / 2 = çağdış.

başlıkta çağdış yazıyordu o zamanlar.
(bkz: küçücük kadın çocuğu)*
kocaman olursa '' kocaman kadın'', ufak ise '' küçücük kız'' ayrımıdır. gerisi fasa fiso.

düdüt: başımıza kalmış başlık.
çok saçma bir ayırımdır. zira tam olarak tespit edilme ihtimali çok kolay değildir. ne gerek var böyle ayırımlara diye sorguladığım, erkeklerde görülmeyen utanç verici durumdur.