bugün

büyük harflerle ana başlığı yazmak ve altına gelen konuları da küçük harflerle yazar birde madde sayılarını 1,2,3 'ü .. kırmızı kurşun kalemle yazardım. kırmızıyı görmek her zaman güzel olurdu.
d.m.o idi benim kırmızı kurşun kalemim hep.

ayrıca ilkokulda defterlere kenar süslemesini de kırmızı kalemle yapardım. 3 çizgi aşağı doğru sonra 1 satır boşluk ve yine aşağı doğru 3 çizgi .baş ve sondaki çizgiler çapraz atar ortadakini hep aşağı olduğu gibi indirirdim.

şimdi de kırmızı kurşun kalem kullanıyorum iş yerinde. bazı yerleri tik ile belli ediyor, elimdeki evrakların iş bitince kırmızıyla işaretleyip kaldırıyorum dosyaya.bu hafta müdürüm benim için 1 kutu kurşun kalem ve 1 kutu kırmızı kurşun kalem talep etti.

hala geçmedi çocukluk hala içimde kurşun kalem sevdası...
Samimiyet, saflık, duruluk kokan dünyanın tüm kirliliklerinden uzak başlıktır.
pek de bir numarası yoktur düşününce. o zaman nasıl yapılıyorsa öyle yapmış çocuktur ne de olsa. saflıkmış. öyle bir çocuk büyüyüp ileride benim gibi bir insan olabildiğine göre, masumluktan söz etmek gülünçtür.
Paragrafları hep bi' parmak içeriden ve tüm paragrafları aynı hizadan başlatan düzenli çocuklardık.

Sene başında 12'li Faber Castell kırmızı kalemlerimizi alırdık. O kırmızı kalemlerin içi kırık olurdu çoğunlukla, kalemler aça aça hemen biterdi. Allahsız Faber Castell.
masumluktan söz etmek gülünç diyen kişiler yüzünden coçukların masumiyetlerini küçümseyen beyinlerin var olduğunu görmekteyiz napalım kardeşim sen buyuyunce masumiyetini kaybedip iğrenç bir insan olduysan ama butun çocuklar masumdur, saftır.
o kalemin bir de ağza burna değip her tarafınızı batırması var ki, anneden dayak yeme sebebi. ürperdim.
Bunun bir üst versiyonu da yarısı lacivert yarısı yeşil çift taraflı kalemlerdi. Hey gidi günler.