bugün

Verelim ki onlar:

* Cumhurbaşkanı olabilsinler,

* Milletvekili,

* Bakan,

* Meclis Başkanı, hatta Başbakan olabilsinler,

* Belediye Meclis üyesi,

* Belediye Başkanı olabilsinler,

* General olabilsinler, Jandarma Genel Komutanı olabilsinler,

* Oy kullanabilsinler, oy...

* Benim karım oy kullanabiliyor ise, bir Kürt dostumuzun karısı da oy kullanabilsin.

Pardon, biz onların siyasal haklarını 1923'te vermiş miyiz?
Keşke vermeseydik, bugün verip sevindirirdik.
Peki, o zaman bu açıklanmayan paketin içinde neler var acaba?

Allah devletimize zeval vermesin, ben bir türlü açıklanmayan "Kürt Açılım Paketi"nin içinde olanları tahmin ediyorum:

- Önce Doğu ve Güneydoğu'da ağalık sistemi yıkılacak. Vatandaşlar ağanın köleliğinden çıkarılarak vatandaş statüsüne geçirilecek.

- Bu işe bir feodal Kürt beyi olan DTP Başkanı Ahmet Türk'ün görkemli Kasrı Kanco'sundan başlanacak.

- Orada yaşayan köylülere Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman başarılamayan toprak dağıtımı sağlanacak.

- Kürt halkının vazgeçilmezi olan töre cinayetleri ve kan davası çözülecek.

- Kız çocuklarının okuması sağlanacak.

- O vatandaşlarımızı yeşil kart, çocuk parası, çiftçilik yardımı, erzak yardımı şeylerle gibi oyalayarak miskinliğe alıştırmaktan vazgeçilerek bu kaynaklar yöreye yatırım olarak yönlendirilecek.

Kürt kardeşlerimize tarihimizde 38 Kürt isyanı çıktığı,

- ve bunların hepsinin feodal Kürt sistemini devam ettirmek için çıkarıldığı

- ve iki topluma da ne kadar zarar verdiği öğretilecek.
Örneğin: 1925 isyanının sonunda Şeyh Sait'in sponsorları tarafından teslim edilmiş ve bunu hayati ile ödemiş olduğu,

- Mustafa Kemal'in de bunun karşılığında Kerkük'ü ingilizlere bırakmak zorunda kaldığı * hatırlatılacak.

- Dersim isyanı'nın 1930'lu yıllarda devletin elinin bu yörelere ulaşıp:
Yol, köprü, telefon-telgraf, eğitim-öğretim ve güvenlik güçlerinin gelmesi, yani devletin fiziksel olarak oralarda var olmasının, ağalık sistemini yerinden sarstığı için ağalar tarafından* 1937 yılında başlatılıp, önce telefon-telgraf direklerinin yıkıldığı, köprülerin uçurulup okulların ve jandarma karakollarının yakıldığı hatırlatılacak.

- Bunun tam da Fransızlar ile Hatay sorununun çözülmek üzere olduğu günlere gelmesinin bir rastlantı olmadığı anlatılacak.

- Kürt kardeşlerimize; çözümün, feodal Kürt liderlerinin peşinden giderek veya varlığını teröre ve bir terör örgütüne borçlu olan partilerde ve onu destekleyen yabancı devletlerde değil, Mustafa Kemal'in çizdiği yol haritasından başka bir yerde olmadığı anlatılacak.

Ben akliselim olan Kürt kardeşlerimin, Atatürk'ün 10. Yıl Nutku'nda verdiği mesaja hiçbir itirazları olmadığını biliyorum.
Bu ülkenin birliği, beraberliği ve refahı için tek yol haritası vardır:
Ne mutlu Türküm diyene'

Prof. Dr. Bingür Sönmez
siyasi hakları olduğu ve kullanıldığı halde hakkının olmadığını söyleyen insanlar
(bkz: kendi kendini ezilmiş, hor görülmüş halk olarak görenler)
(bkz: tanzimat fermanı)
(bkz: ıslahat fermanı)
(bkz: osmanlı nın çöküşü)

osmanlı'dan böyle güzel bir ders almışken doğru olmayan eylemdir.
(bkz: azınlık azınlığını bilecek)
elini versen kolunu kurtaramıyorsun.
(bkz: eline vermek)
öncelikle bende kürdüm ama bunu söylerken ırk ayrımı falan niyetinde değilim kesinlikle kürtlere öyle haklar vermeliyiz ki bence bunlar birbirleriyle üstünlük olmayacak ve onları farklı bir kesim olarak görmemeli bu haklar bence daha çok türkiye cumhuryetindeki tüm insanların birbiriyle aynı stadüde olduklarını ve diğer kesimlerle tartışmaya zemin hazırlamayacakk haklar olmalı bence çünkü hepimiz biliyoruz ki! bu ülkede türk kürt olayı bizlerin kendi aramızda çıkardığı yada bizlerin birbirimizle geçinmekten çıkmadığını bunu malum kesimlerin işine geldiği zaman bazı olayları bahane ederek hem kürt kardeşlerimizi hemde türk kardeşlerimizi birbirimize kulanılan bir siyasi straji ve bizde ne yazık ki bu oyunlara milletçe geliyoruz.
tabi ki de verilmesi gereken haklardır, sonra dövlet bize bohmiyir diyip dağa çıkıp, it misali öldürülmeleri bizleri de üzmektedir. hayır şahsen ben bir askerimizin elini kana bulamasını istemem.