bugün

'' geleceksin değil mi kuki? bak bu seferde ekersen valla bir daha webcam da soyunmam he. 7 de orda ol taam mı? '' diye söylenmişti serap. '' tamam serpil saat tam 8 de ordayım '' deyip kapattım teli.

bu semra ile sanal alemde tanışmış ve iyiden iyiye biribirimizi merak etmiştik. artık buluşup görüşmeli, etli canlı birbirimize dokunmalıydık. onun memelerini avuçlamalı, o da benim seksi bedenimi cırmalayarak baklavalarımı ısırmalıydı. göbek deliğimin çevresine küçük masum öpücükler kondurmalı, popoma şaplaklar atmalıydı.

sözleştiğimiz gibi akşam saat 10 buçukta eyüp de bulunan pier loti'ye doğru yola çıktım. her zamanki gibi orhan baba şarkısı dinliyor, sol kolumu arabanın camından çıkarıp müziğin ritmine uyarak tempo tutuyordum. zaten ne zaman ' işte kuzu kuzu geldim ' şarkısını dinlesem bunu hep yapardım. parmaklarımı kapıya vura vura araba sürmek çok hoşuma giderdi.

''ateşe attım yaktım da geldim'' diye mırıldanırken güneş ışıklarının gözümü aldığını hissettim ve gözlük takmak için torpitoya doğru eğilirken '' vay amuğu yiyim '' diye çığlık attım.

amk ben gaziosmanpaşa şanzelize cafenin nerede olduğunu bilmiyordum.

sevtap'la nasıl buluşacaktım?

ama kıza söz vermiştim, onu bekletmek bana yakışmazdı. hemen yolda gördüğüm birine adres sordum ' dayı ulus parkı nerede biliyor musun ' dedim. ' sen çok yanlış gelmişsin kardeş ' dedi. iyice paniğe girdim. araba otomatik vites olduğu için birden kökledim. yaklaşık 200 metre ileride kot pantolonlu beyaz gömlekli bir kadını otostop çekerken gördüm. dedim kesin bu orospudur, istanbul'u avcunun içi gibi bilir, dur şuna bi sorayım dedim. yanaştım yanına '' hanfendi taksim gezi parkı nerede, nasıl gidebilirim '' dedim. '' aa bende oraya gidiyorum, binebilir miyim '' dedi. peki dedim açtım kapıyı. oturdu kız koltuğa.

oturur oturmaz gözlerim fal taşı gibi açıldı. daha önce hayatım da hiç böyle bir bacak görmemiştim. nil karaibrahimgil ve stoya'nın bacaklarından bile daha güzeldi. mini eteği ve dar giyim mavi badisi ile resmen iştahımı kabartıyordu. kasıklarım zongluyor, kalbim çıtı pıtı, çıtı pıtı atıyordu. dayanamadım. ayağımı debriyajdan çeker çekmez gaza bastım. müthiş pati çektik ve bana dönüp manalı bir cümle kurdu.

- çok hızlısınız.
+ teşekkür ederim hanfendi. her şeyde öyleyimdir, yemeği bile seri yerim.
- belli zaten, 1 dakikadır boşalmadınız.
+ anlamadım?
- vitesi diyorum 1 dakikadır boşa almadınız.
+ he o mu? yokuş aşağı insem de boşa almam ben. kimyama ters.

ulan baktım kız manalı manalı konuşuyor, benden daha cesur. kendi kendime dedim yalandan yere bacağına dokunsam bile belki ses etmez dedim ve adın ne senin diyerek sağ bacağını avuçladım. tebessüm etti '' ben nermin'' dedi. öyle derken dibim düştü. kızmamıştı çünkü.. kendime güvenim geldi ve elimi az daha aşağa doğru kaydırıp '' ne yapacaksın ada parkta nurdan '' dedim. '' adım nermin, ayrıca taksim gezi parkına gidiyoruz, adapark nereden çıktı'' dedi. şok oldum. bana bakıp dudaklarını ısırıyordu. altında külot bile yoktu. eteğini az biraz daha sıyırıp kukusunu hapazlayacakken ' durdur arabayı durdur, işte taksim gezi parkına da geldik zaten '' dedi.

oha amk. ortalık insandan geçilmiyordu. lan ne oluyordu burada? ben neredeydim? az önce am elleyecek iken şimdi üzerime doğru gelen kalabalığa bakıyordum. beşiktaş formalı gençler koşa koşa arabaya geliyordu. korktum. kızı bağlayıp beni sikecekler sandım. çarşı grubunun sağı solu belli olmazdı çünkü.. titriyordum. içlerinden bir tanesi eğilerek '' abi helikopter kullanmasını biliyor musun '' dedi. cevap veremedim. mal mal kalabalığa doğru baktım.. bunlar neyin peşindeydi?

' biliyor, biliyorrr ' diye bağıran birisi arabanın içinden bünyemi çekip çıkardı.

arkam da yüzlerce insan yürümeye başladık. bir an kendimi savaş kahramanı gibi hissettim. havaya girmiştim. külotsuz kadın nerede onu bile düşünmüyordum, buluşacağım şeyma adlı kız sikimde bile değildi. beklerse beklesin kodumun zillisi diyerek koşa koşa kendimi toma arabasının önüne attım.

dur yapma diye bağırdılar. ama ben kendimde değildim. çılgınlar gibi aracı tekmeliyor, su sıkan adama ellerimi açıp atar yapıyodum. '' sıksana amına kodum çocuğu, sıksana hadi '' diye yerimde zıplıyordum.

derken bi ışık gördüm.

havada 3 takla atmışım

tüm eylemciler anında başımda toplandı. bu kaç, bu kaç diye herkes ellerini gösteriyordu. yarım saat tek tek hepsine cevap verdim. birisi sıfır gösterip ' hayır 3 tü '' diye kıllık yapsa da hepsini doğru bildim. tekrar kalabalığa karışıp sağa sola taş atarken telefonum çaldı. arayan buluşacağım kız sevim'di.

neredesin? diye sordu.
bilmiyorum seda dedim.

o gürültü ne? ne yapıyorsun? dedi
esnaf camlarını kırıyoruz bilmiyorum dedim.

eylem de olduğun belli? senin amacın ne? dedi.
ne eylemi suna? valla bilmiyorum, uydum kalabalığa dedim.

bilinçsiz bir şekilde gösteri mi yapılır salak dedi
küfür etme bana sıçarım bacağına dedim.

sende hakkını doğru ara o zaman . çabuk gel, sıkıldım hem dedi.
peki kız dedim sevinç çığlıkları atmaya başladı ve hakkı'yı aramak için tekrar arabaya doğru yol aldım.

külotsuz kız karşımdaydı.

bana baktı ve medeni bir şekilde pankart açtı;

pankartın üzerinde bir köpek resmi vardı ve köpeğin üzerinde şöyle yazıyordu;

'' siz parkıma sıçtırmazsanız bende avm'ye gider sıçarım ''

güldüm.

arabaya binip hakan'la buluşmak için marşa bastım.
tanrım, gökyüzü çok güzeldi. koşarak uzaklaştım...
inci sözlük'ten alınmış olması muhtemel yazı.
(bkz: mindfuck)
güzel bir kombinasyon yakalamıştır.
külotsuz etek giyip badi giyen kız şayet kamyoncuya otostop çektiyse pek şansı yok yatak bölümüne anında
çeker kesin uzun menzilli yer. fakat normal bir araca denk gelirse aracın içindeki şoföre bağlı olay adam kötü
niyetli olursa çalıların dibine çeker görünmeyen bir yeri tercih eder çünkü kamyon gibi değil lakin iyi niyetli bir
şoförse kızın külotlu olup olmadığına bile bakmaz. gideceği yeri sorar aracına bindirir götürür.
görsel
böbrek peşinde olan kızdır.
biber gazı iyi kafa yapıyormuş gerçekten meğerse şehir efsanesi değilmiş sonucuna varacağımız hikaye. eylemlerde donsuz etek giyip meydanlara doluşan kızların olduğunu bilmemizi sağlamıştır.
otomatik vites arabası olup, ayağını debriyajdan çeken yazar söylemidir.
çirkin giyinmiş kızdır. mavi badiye etek mi olur ya.
eksini verdim pampa.
inci'den gına gelmiştir, nettir, ööyykk kusacağızdır, yeterdir artık!
(bkz: Give Her The Dick)
büyük ihtimalle yazarın birinin hayalini süsleyen fantazidir.
#direnkukla erken boşalma diye pankart açan kızdır.
(bkz: külottan sonrasını okumadım)*
kuklavari tipik sığ bir başlık.

"başlıklarım süper ilginç olsun" diye "külotsuz etek" diye bir saçmalığı bile gözden kaçırabiliyor artık kukla *
ha külotlu etek diye bir tekstil malzemesi tasarladıysa kafasında, bunun imalatına girsin ona bişi demem bak.
(bkz: külotlu etek)
(bkz: betimleme)
katildir.
almayin araciniza.
vajinasinda disleri olan bi uzaylida olabilir.
kopari verir sefameti valla.
anliycaginiz sadece filmlerde vardir beyler bu kiz.
Adrenalin tukkunu bir kızdır. Ayrıca istanbul da çiçekcilerden başkası araba durdurmaz. Rüyadan da öte bir şeydir.
çok cesurdur. kendine güveni sonsuzdur.
terli kamyoncuların tespih asılı dikiz aynalarında, çığlık atan yüzleri yansır. zordur umutla çıkılan yollarda penis işkencesi çekmek.