anadolunun sevimli bir köyünde, yine bir o kadar sevimli iki çocuktuk. gençtik. hayallerimiz, yarınlara dair umutlarımız vardı. her gün tekrarladığımız gibi, yine o gün de amcaoğlumla ilçeye gidip gazete alacaktık. tuttuğumuz takımın haberlerini kesip uhuyla defterimize yapıştıracaktık yine. tuttuğumuz takımlar dışında neyimiz vardı ki zaten ergenlikte.

minibüs beklerken aklımıza bir çakallık geldi. ve bu çakallık sayesinde iki gazete alabilecek, dolayısıyla da takım defterimize daha çok foto, haber vs. yapıştırabilecektik.

- atlayın uşaklar.
+abi bizim tek kişilik paramız var. kabul edersen bineriz.
- olmaz öyle.
+peki abi sen bilirsin.

bekleyen minibüs ve boş boş bağıran muavin başka yolcu bulamadığı için dönüp 'gelin ulan' diyerek bize büyük bir sevinç yaşattı. çakallığımız işe yaramıştı. fakat yolu yarıladığımızda minibüs sağa yanaşıp yeni yolcular alınca, beynimizde şimşekler çakmasına sebep olacak o yavşak minibüsçünün acı repliğiyle yüzleştik.

- uşaklar! siz tek kişilik para vermiştunuz. kucak kucağa oturun. hade bakayim.

vay anasını avradını. bakın arkadaşlar, ergenliğin en hırçın zamanları diyorum size. bana şu an git birinin kucağına otur desen, seve seve oturmam belki ama o kadar da koymaz hani. ancak bu nasıl bi imtihandı ya. şiveden de anlayacağınız üzere oralarda, hele ki o yaşlarda devrimci ruh sökmez be yoldaşlar. emmoğlu ile çetin bir pazarlık yaşandı.

e - ben wade! ben senden 20 kilo ağırım. sen benim kucağıma otur.
bw - siktir lan. ben senden bir buçuk yaş büyüğüm. sen benim kucağıma otur.
e - peki.

sonrası iran filmi arkadaşlar. kıçını havalandıran ve dizlerinin acısına dayanabildiği kadar direnen emmoğlum, gücünün tükendiği noktada mecburen kucağıma oturuyordu. dinlendiğinde bir kez daha kıçı havalandırıp sonra yine kucağa geliyordu afedersin. sonra bi daha ve bi daha. ikimiz de konuşmayıp camdan dışarı bakıyorduk uzun uzun.

gün boyunca neredeyse hiç konuşmadık. ben şu fotoyu yapıştırayım mı diye sordum birkaç kez. o da her yapıştır dediğinde biraz taşşak geçtim sadece.

sonra ferdi tayfur o lanet şarkıyı yaptı. o söyledi emmoğlum dibe battı. bir daha söyledi ve iyice dibe battı. sonra ben söylemeye başladım, yalan oldu gencecik çocuk. büyüdü ve travesti şu anda kendisi.
Oha. Çüş. Bürrssst... Wowowowow haram. Ve diğer hepsi.