bugün

kuranda da islamda da sünnet diye bir uygulama yoktur. çükün kesilmesini kastediyorum. çünkü tevratta yazılıdır, islamla uzaktan yakından alakası yoktur. yazık ediyorsunuz erkek çocuklarınıza. bu bir .
ikincisi ibrahimin, muhammedin sünneti diye bir kavram da yoktur kuranda.
sünnetullah vardır, yani allah ın yasası.
mesela güneşin son saate dek belli bir yörüngede allah ın emirlerine boyun eğerek akıp gitmesi onun yasalarından sadece biridir, yani sünnetullahtır.

muhammed peygamberimizin sünneti diye bir sünnet anlayışı uyduran ehli cinnet vel cinayet ekibi, peygamber kabak severdi, o halde biz de haydi kabak yiyelim anlayışlarını terk edip kuranı bi araştırsın.
o kadar iyi hadis uydurmuşlar ki, tahmin etmişler benim gibi bir tane kafası çalışan müslüman çıkacağını, bu aptallıklara öyle cevap vereceğini. antitezini de üretmişler hadisler ile hahaha.

örnek hikaye:
- abi bak hadislerde şöyle bi saçmalık var.
+ olur mu öyle şey! bak şu hadise göre saçmalığa saçma diyen insan cehennemlik kafir bla bla..

kuranla gel bana. senin uyduruk külliyatın kendini hamsterın kısır döngüsü ile korumuş. hadisi hadisle doğrulama pratiği denir buna. kuranla gel bana. kuranda geçen tüm ayetlerde, sünnetullah geçer, allah ın yasasıdır. bir yerde muhammed peygamberin sünnetini gösteremezsin ayetlerde, çünkü yoktur.
Şimdi sana kuranla geliyorum. Ama bunları sana anlatmıyorum. iki kelimeyi bir araya getirip konuşmayı beceremeyen ergene ne anlatacağım.


Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir. Nisa 59

Bir daha kuranla geliyorum.
Nisa-80 “Kim Peygambere itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur.”

Haşr-7 “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size neyi yasakladıysa ondan da sakının.”

Nisa-113 “Allah sana Kitab’ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir.”

Nahl-64 “ihtilaflı şeyleri insanlara açıklayasın ve iman eden bir kavme de hidayet ve rahmet olsun diye bu Kitabı sana indirdik.”

Nisa-65 “Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.”

Ahzab-36 “Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.”

Araf-157 “O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.”

Araf-158 “Allah’a ve ümmi nebi olan Resulüne iman edin!”

Enfal-20 “Allah’a ve Resulüne itaat edin!”

Ahzab-21 “Resulullahta sizin için (uyulması gereken) güzel örnekler vardır.”

Feth-13 “Allah’a ve Resulüne inanmayan (kâfir olur) kâfirler için de çılgın bir ateş hazırladık.”

Bekara-269 Allah, dilediğine hikmeti verir. Hikmet verilene de, çok hayır verilmiştir.

Bekara-151 “Size kitabı, hikmeti getiren ve bilmediklerinizi öğreten bir Resul gönderdik.”
Allah neden peygamberler gonderdi ki ?
Peygamberler (a.s.) ne işe yarar ?

Kuranı kerim kime vahyolundu peki ?

Peyfamberimiz efendimize. (S.a.s) hz muhammedin bildirdiği, allahın (c.c.) ayetlerine inanıyorsun da peygamberinin uygulaması olan sünnetine ve hadislerine niçin inanmıyorsun ? Neden yalanlıyorsun ? Niye inkar ediyorsun ? Ne hakla hz peygamberi devre dışı bırakıyorsun ? Ne demeye dini yıkmaya çalışan gizli kafir ve münafıkların tezgahına malzeme taşıyorsun ? inanmıyor musun yoksa ? Yoksa işine mi gelmiyor ? Ey sünnet ve hadis inkarcıları, sözüm hepinize..! Tehlikeli sularda yüzmeye kalkanların sonu boğulup gitmektir.

Bravo tebrikler..! Kafanız çok iyi çalışıyor..!
görsel
abi sizde hiç mi kafa yok? beyninizi hiç mi kullanmıyorsunuz?

allah a ve resule uymak ayetini getiriyor benim önüme ya. müthiş bi zeka.
resule uymak demek, resul adına emeviler, ebu hureyre ve türevleri tarafından uydurulup bi takım buhari, müslim gibi fitneciler tarafından 250 sene sonra uydurulan gerizekalı hadislere uymak demek değildir.
resule uymak demek, onun getirdiği ve hakk katından ona öğretilen islama yani allah a teslimiyeti içeren öğretilere uymak demektir. muhammed öldü, gerizekalı mısın? kitap eğer, muhammed peygamber olmadan anlaşılmaz ise, allah onu da yaşatırdı son saate kadar kitap ile birlikte. ama muhammed peygamber öldü. ölü bir insana nasıl itaat edeceksin benim sivri zekalı arkadaşım? onun ağzından uydurulan pedofili (aişe ile 9 yaşında evlendi hadisi), zalim (ellerini ayaklarını çapraz kestirdi, gözlerini dağladı hadisi), deve sidiği içilmesini öneren (aynı hadis), savaşta kadın ve çocukların öldürülmesinde bir beis görmeyen (buhari hadisi), mürted (din değiştiren) öldürülür (buhari hadisi), recm vb. şerefsizliklere, puştluklara uyarak mı itaat edeceksin resule benim geri zekalı arkadaşım?

resule uymak, onun allah teala tarafından aldığı ve o güzel elçinin bizlere aktardığı o mesaja, o zikre yani kurana uymak demektir. bunu o kafasız aklına bi sok önce.

diğer konu, peygamber kendi hevasına göre helal haram koyamaz. dinde tek kanun koyma yetkisi allah a aittir. allah ın dini lan bu, insanların dini değil. allah tek yasa koyucudur. peygamber,din nedir iman nedir bilmez iken onu yola sokan allah tır, bu konudaki ayeti oku önce. muhammed peygamberimiz, yalnızca allah ın haram buyurduğu şeyleri insanlara haram etmiştir. çünkü o kendi hevasından konuşmaz, konuşsa idi şah damarını keserdi allah (ilgili ayete bak)

peygambere inanmama gibi bir durumumuz yok elhamdülillah, onu inkar etmiş olsam zaten otomatikman kuranı da inkar etmem, onu muhammed yazdı demem gerekirdi değil mi benim akıllı arkadaşım? az beynini kullan.

resulde elbette bizler için güzel örnekler vardır. nitekim kendisi, senden çok daha zeki, çok daha naif, çok daha kibar ve çok daha merhametli bir insan idi. ama sen benim karşıma, abidik gubidik, ossuruktan teyyare lafları ''aha bunlar resule ait, bak buhari, müslim vs. peygamberin ölümünden 250 sene sonra sağdan soldan duyup yazmışlar, arada 7 kuşak var ama ben 7 kişinin nakline de güveniyorum, müthiş adamdı onların alayı'' gerizekalılığı içinde bana sunar ve benim kabul etmemi beklersen, daha çok beklersin.

anlıyor musun akıllı kardeşim benim?
islam’da sünnet/sahih hadis, teşriin ikinci kaynağıdır.

islam alimlerine göre,

“Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilâf ettikleri meselelerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça, iman etmiş olmazlar.”(Nisa, 4/65),

“O kendi heva ve hevesiyle konuşmuyor. O, kendisine vahyedilen bir vahiyden başka bir şey değildir.”(Necm, 53/3-4)
mealindeki ayetler, sünnetin, teşriin ikinci kaynağı olduğunun delilidir.

Buna göre, Hz. Peygamber (asm)'in -fiilî, kavlî, takrirî- sünnetini bize ulaştıran sahih hadisleri inkâr etmek büyük bir dinî risk taşımaktadır. Hz. Peygamber'in sünnetinin teşri kaynağı olduğunu inkâr eden veya sahih bir hadisin Hz. Peygamber'in sözü olduğuna inandığı hâlde kabul etmeyen dinin dışına çıkmış olur. Bu husus âlimlerin ittifakla kabul ettiği bir konudur.

Nitekim, imam Ebu ishak b. Rahuye: “Hz. Peygamber'den kendisine gelen bir haberin doğru olduğuna inandığı hâlde –hayatî bir zorlama olmaksızın- onu reddeden kâfir olur.” hükmünü vermiştir.

Yine Suyutî şu şekilde fetva vermiştir:

“Hadis otoriteleri tarafından sıhhatin şartı olarak kabul edilen kriterlere sahip olan bir hadisi inkâr eden kimse kâfir olup Yahudî, Hristiyan ve diğer kâfir kafilelerle birlikte haşrolur.” (bk. Suyutî, Miftahu’l-Cenne fi’l-ihticaci bi’s-Sünne, s.14).
Keza Allam ibnu’l-Vezîr de şunları söylemiştir:

“Hz. Peygamberin hadisi (sözü) olduğunu bildiği hâlde, onu inkâr eden kimse kâfir olur.(bk. el-Avasım ve’l-kavasım, 2/274).
"Fetava’l-lecneti’d-daime" adlı fetva kitabında şu görüşlere yer verilmiştir:

“Sünnetle amel etmeyi inkâr eden kimse kâfir olur. Çünkü, sünneti yalanlamak, hem Allah’ı hem Resulünü hem de ümmetin icmaını tekzip manasına gelir.(bk. Lecne, el-Mecmuatu’s-sanî, 3/194).
Bir hadisin sahih olup olmaması, onun senedindeki ravilerin zabt ve adalet şartlarına sahip olup olmamakla ilgilidir. imam Şafii şöyle demiştir:

“Hz. Peygamber'den hadis rivayet edenlerin sika olması, o hadisin subutu(sahih olduğu) anlamına gelir.”(el-Ümm, 10/107-ihtilafu’l-hadis bölümü).
ibn Teymiye de şu görüşlere yer vermiştir:

“Manası anlaşılmazsa bile, Kitap ve Sünnette yer alan her şeye iman etmek gerekir.”(Mecmuu’l-fetavî, 3/41).

https://sorularlaislamiye...-ehl-i-sunnetten-cikar-mi
içinizde bazı kendini akıllı zanneden halbuki ahmağın önde gideni olanlar var, sözüm onlara. Millete bilgiçlik taslamadan önce branşın olmayan konularda konuşmamayı öğren. Bu edeptir. Edep ilimden önce gelir. Önce titrini söyle. Nesin ? Kimsin ? Hadis uzmanımısın ? Yoksa kıçı kırık din alimi geçinen o sahte ilahiyaçılardan mı sın ?

Sen kafandan konuşuyon, nefsinden konuşuyon, kibrinden konuşuyon. Bak biz islam alimlerinin kaynak kitaplarından aktarıyoruz. Bilmediğin konularda ahkam kesmeden önce iyice araştır öğren ki millete kendini rezil etme.

--spoiler--

Bu açıklamalardan anlaşıldığı üzere, alimlerin bu konuda görüşleri şu merkezdedir: Sünneti/hadisleri prensip olarak inkâr eden dinden çıkar. Mütevatir bir hadis yakin ifade ettiği için, ona iman etmek şart olup inkârı küfrü gerektirir.

Prensip olarak kabul ettikten sonra, ayrı ayrı hadisleri değerlendirmedeki tutumuna bakılır. Eğer hadis otoritelerinin sıhhatin kriterleri olarak kabul ettikleri şartlara sahip bir hadisi -delilsiz- inkâr ederse, yine dinin dışına çıkar. Eğer bu ilmî kriterlere uymayan bir rivayet olduğu için kabul etmezse, bunda bir sakınca yoktur.

imam Şafii’nin sözlerinden de anlaşılacağı gibi, ister tevatür olsun ister olmasın, bir hadis alimlerin kabul ettiği sıhhat şartlarına sahip ise, bu onun sahih olduğunu göstergesidir.

Hasen hadis, sahih hadis rivayetinin şartlarına sahip olmayan bir hadistir. Bu sebeple, bu hadisi zayıflıktan çıkarıp hasen dercesine yükselten şahit denilen başka rivayetlerin kuvveti veya zayıflığına göre Hasen hadis de kuvvetli veya zayıf kabul edilebilir.

Hasen hadisin sıhhat tarafı ağır basan bir hadise ilişmemek gerekir.

Bununla beraber, bir kimse samimi olarak -ilmî delillere dayanarak- bu hadisin sahih olmadığına inanıyorsa, bunu inkâr etmekte de bir sakınca olmayabilir.

https://sorularlaislamiye...-ehl-i-sunnetten-cikar-mi

--spoiler--
ibn bilmem kim, ebu bilmem kim buyurdular, fetva verdiler diye başlayan her şeyden nefret ediyorum. bana allah ın buyurduğunu söyleyin. yedirmeyin ebunuzu ibnunuzu * iki sakal bıraktı, cübbe giydi, kafaya saksı taktı diye adam sanıp inanıyorsunuz bu ehli cinnet vel cinayet şebekesine. *
ortam tam benlik valla.

bekleyin sofiler seydanız geldi.

elinde bastonu gelir evinden
güzeldir, güzellik onun ceddinden
mevlam ayırmasın muhabbetinden
o gönüller sultanı abdülbaki...

efendim şimdi bu hadis savunucularının getirdiği ayetlerin hepsinin bir surenin ayetler manzumesi ile çürütebiliriz.

EN'AM SURESi

ayet 114-165

ALLAH'tan başka yasa koyucu mu arayayım? O ki size kitabı detaylı olarak indirmiştir. Kendilerine kitap vermiş olduklarımız onun Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. O halde kuşkulananlardan olma.

Rabbinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, Bilendir.
Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar

Rabbin, yolundan sapanları en iyi bilendir. Doğru yolda olanları da o daha iyi bilir.
Ayetlerine inanıyorsanız, üzerinde ALLAH'ın ismi anılanlardan yeyin.

Size ne oluyor ki, üzerinde ALLAH'ın ismi anılanlardan yemiyorsunuz? Halbuki zorunlu haller haricinde size yasaklananları detayıyla size açıklamış bulunuyor. Birçokları, bilgiye dayanmayan kişisel görüşleriyle halkı saptırıyor. Rabbin sınırı aşanları en iyi bilendir.

Günahların açığını da gizlisini de bırakın. Günah kazananlar işlediklerinin karşılığını alacaklardır
Üzerinde ALLAH'ın ismi anılmayanlardan yemeyin. Çünkü o, yoldan çıkmadır. Şeytanlar, sizinle tartışmaları için dostlarına vahyeder. Onlara uyarsanız siz de ortak koşmuş olursunuz.

Ölüyken dirilttiğimiz ve kendisine insanlar arasında yürüyebileceği bir ışık verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde olup da ondan çıkamıyan kimse gibi olur mu? inkarcıların yaptıkları işler böyle süslü gösterilmiştir.
Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.

Kendilerine bir mucize geldiğinde: 'ALLAH'ın elçilerine verilenlerin benzeri bize verilmedikçe inanmayız,' derler. ALLAH mesajını nereye koyacağını daha iyi bilir. Yaptıkları hilelerden ötürü suçlulara ALLAH katından bir aşağılama ve çetin bir azap dokunacaktır.

ALLAH kimi doğru yola ulaştırmak dilerse onun gönlünü islama (Tanrı'ya teslim olmaya) açar. Kimi de saptırmak dilerse göğsünü, göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar. ALLAH inanmıyanları işte böyle kötü duruma sokar.
Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alan bir toplum için ayetleri detayıyla açıklamış bulunuyoruz.

Onlar, Rablerinin yanında barış yurdunu hakketmişlerdir. Yaptıklarından ötürü onların sahibi O'dur.

Hepsini sürüp topladığı gün: 'Ey cinler topluluğu, siz çok sayıda insan harcadınız.' Onların insanlardan olan dostları: 'Rabbimiz, bize verdiğin sürenin sonuna erişinceye kadar birbirimizden hoşlandık,' derler. 'Yeriniz ateştir,' der. ALLAH'ın dilemesi hariç, orada ebedi kalacaklardır. Rabbin Bilgedir, Bilendir.

Zalimleri böylece eşleyerek birbirinin dostları yaparız. Yaptıklarından ötürü...

Ey cinler ve insanlar topluluğu, size, ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşmanız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmedi mi? 'Kendimize karşı tanığız,' dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve inkarcı olduklarına dair kendi kendilerine karşı tanıklık ettiler.

Bu böyledir. Rabbin, halkı habersiz bir durumda iken ülkeleri zulüm ile helak etmez.

Yaptıklarına karşılık olarak her biri için dereceler vardır. Rabbin, onların yaptıklarından habersiz değil.

Rabbin Zengindir, Rahmet Sahibidir. Dilerse sizi götürür ve sizi başkaların soyundan nasıl getirmişse sizden sonra da yerinize dilediklerini yerleştirir.

Size söz verilenler elbette yerine gelecektir ve onun önüne geçemezsiniz.

De ki: 'Ey halkım, elinizden geleni yapın, ben de elimden geleni yapacağım. Yakında kimin nihai başarıya ulaştığını göreceksiniz!' Zalimler onmazlar.

ALLAH'ın ürettiğı ekinlerden ve çiftlik hayvanlarından O'na bir pay ayırarak, kafalarına göre, 'Bu ALLAH'ın, bu da ortaklarımızındır,' dediler. Ortaklarının payı ALLAH'a ulaşmıyor; ancak ALLAH'ın payı ortaklarına ulaşıyor! Ne de kötü hüküm veriyorlar.

Böylece onların (Tanrı adına hüküm veren) ortakları, çocuklarını öldürmeyi bile müşriklerin çoğuna iyi bir şeymiş gibi gösterdiler. Böylece onları mahvettiler ve dinlerini karıştırıp bozdular. ALLAH dileseydi bunu yapamazlardı. Onlardan ve uydurdukları şeylerden uzak dur.

Zanlarına göre şöyle dediler: 'Bunlar dokunulmaz çiftlik hayvanları ve ekinlerdir. Dilediğimizden başkası bunları yiyemez.' Binilmesi yasaklanan çiftlik hayvanları... ALLAH'ın ismini üzerlerinde anmadıkları çiftlik hayvanları... (Çeşitli haramları) O'na yakıştırdılar. Onları iftiralarıyla cezalandıracaktır.

'Şu çiftlik hayvanlarının karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır. Ölü doğarlarsa o zaman paylaşabilirler,' dediler. Bu nitelemelerinin hesabını onlara ödetecektir. O Bilgedir, Bilendir.

Cehaletleri yüzünden ALLAH'a iftiralar ederek çocuklarını budalaca öldürenler ve ALLAH'ın kendilerine verdiği rızıkları haram edenler kaybetmişlerdir, şaşırmışlardır. Doğruyu göremezler.

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, ekinleri, zeytinleri ve narları -benzer veya farklı- yaratan O'dur. Her biri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin ve hakkını da hasat gününde verin. Savurganlık yapmayın; O, savurganları sevmez.

Çiftlik hayvanları, binmeniz, kesmeniz veya kendilerinden yatak malzemesi çıkarmanız içindir. ALLAH'ın size verdiği rızıklardan yeyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin; çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.

Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: 'iki erkeği mi haram etti, iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerindekileri mi?' Doğru sözlüler iseniz, bir bilgiye dayanarak bana cevap verin.

Deveden iki, sığırdan iki. De ki: 'iki erkeği mi haram etti, iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerindekini mi? ALLAH'ın size böyle emrettiğine tanık mı oldunuz? Halkı bilgisizce yoldan saptırmak için, yalan uydurup onları ALLAH'a yakıştırandandaha zalim kim olabilir? ALLAH zalim toplumu doğru yola iletmez.'

De ki: 'Bana vahyedilende, yiyen birisi için şunların dışında haram edilmiş bir madde bulamıyorum: () Leş, () akıtılmış kan, () domuzun eti -ki pistir-, () ALLAH'tan başkasına sapıkça adanmış yiyecekler.' Zorda kalan bir kimse, istekli olmaz ve sınırı aşmazsa kuşkusuz senin Rabbin Bağışlayandır, Rahimdir.

Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun da yağlarını haram ettik; ancak sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları, veya kemiklerine karışmış olanlar hariç. Aşırı gitmelerinden ötürü onları böyle cezalandırdık. Biz doğru sözlüyüz.

Seni yalanlarlarsa: 'Rabbiniz geniş rahmet sahibidir ve O'nun cezası suçlu toplumlardan geri çevrilemez,' de.
Ortak koşanlar, 'ALLAH dilemeseydi, ne biz, ne atalarımız ortak koşmaz ve hiç bir şeyi de haram etmezdik,' diyeceklerdir. Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar aynı şekilde yalanlamışlardı. De ki: 'Yanınızda bize göstereceğiniz her hangi bir bilgi var mı? Siz ancak zanna (şüpheli ve çelişkili rivayetlere) uyuyorsunuz ve siz sadece tahminde bulunuyorsunuz.'

De ki: 'En güçlü delil ALLAH'ındır. Dileseydi, elbette hepinizi doğruya ulaştırırdı.'

De ki: 'ALLAH'ın şunu haram ettiğine tanıklık edecek tanıklarınızı getirin.' Tanıklık ederlerse onlarla beraber tanıklık etme.

Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmıyanların keyfine uyma. Onlar, Rab'lerine başkalarını eş koşmaktadırlar.

De ki: 'Gelin, Rabbinizin size neleri haram ettiğini söyleyeyim: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya iyi davranın.

Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; sizi de onları da biz besliyoruz. Büyük günahların açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve ALLAH'ın kutsal saydığı cana haksız yere kıymayın. Bunlar, düşünesiniz diye O'nun size verdiği öğütlerdir.

Erginlik çağına erişinceye kadar yetim malına yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru dürüst yapın. Kişiye gücünün yetmediğini yüklemeyiz. Konuştuğunuz zaman akrabanız aleyhinde bile olsa doğru olun. ALLAH'a verdiğiniz sözü tutunuz. Bunlar, ders alasınız diye O'nun size verdiği öğütlerdir.

işte bu benim dosdoğru yolumdur. Ona uyun, başka yollara uymayın; çünkü onlar, sizi O'nun yolundan ayırırlar. Bunlar, dinlersiniz diye O'nun size verdiği öğütlerdir.

Nitekim, en güzel biçimde tamamlanmış, her şeyin detaylı açıklaması, hidayet ve rahmet olarak Musa'ya Kitabı verdik ki Rab'leriyle kavuşmaya inansınlar.

Bu da indirdiğimiz kutlu bir kitaptır. Öyleyse size merhamet edilmesi için ona uymalısınız, erdemli davranmalısınız.
Artık, 'Bizden önceki iki gruba kitap verildi; biz ise onların öğretilerinden habersizdik,' diyemezsiniz.

Yahut, 'Bize de kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk,' da diyemezsiniz. Size Rabbinizden bir delil (beyyine), bir hidayet ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. ALLAH'ın ayetlerini yalanlayıp ondan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Ayetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmelerinden ötürü azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.

Kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Rabbinin, yahut Rabbinin bazı işaretlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin bazı işaretleri geldiği gün, daha önce inanmamış veya imanında bir hayır kazanmamış kişiye bir yarar sağlamaz. De ki: 'Bekleyin, biz de beklemekteyiz.'

Dinlerini parçalara ayırıp grup grup olanlarla senin hiç bir ilişkin yoktur. Onların işi ALLAH'a kalmıştır; sonra onlara durumlarını haber verecektir.

Kim iyilik getirirse, kendisine getirdiğinin on katı vardır. Kim kötülük getirirse, ancak dengiyle cezalandırılır ve kendilerine haksızlık edilmez.

De ki: 'Rabbim beni dosdoğru olan yola iletmiş bulunuyor: monoteist olan ibrahim'in mükemmel dinine... O, ortak koşanlardan olmadı.'

De ki: 'Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm evrenlerin Rabbi olan ALLAH içindir.'

'O'nun ortağı yoktur. Bununla emredildim ve ben herkesten önce teslim olurum.'

De ki: 'Her şeyin Rabbi iken, ALLAH'tan başka Rab mi arayayım? Herkes kendi yaptığından yarar görür ve kimse kimsenin yükünü çekmez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. Ayrılığa düştüğünüz konuda size haber verecektir.

O ki sizi yeryüzünün mirasçıları kıldı, ve size verdikleriyle sizi sınamak için kiminizi kiminize derecelerle üstün kıldı. Rabbin çabuk sonuçlandırandır. Bağışlayandır, Rahimdir.

birisi bana Kur'an'ı okudun ve ne anladın? dediğinde. benim için bu kitabın özeti işte bu surelerdir derim.
Farkı anlamalara gelir
Sünnet: dinin kendisidir.
Sünnet: peygamber efendimiz günlük davranışlarıdır.
Sünnet:erkeklerin sünnet olma operasyonudur.

Ehli sünnet de buradan gelir. Dinin kendisini yaşayan, ehli olan insanlar.