bugün

nebe suresi 33. ayet: Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar (kaynak: http://www.kuranikerim.com/mdiyanet/nebe.htm)

çok tuhaf bir ayet. tanrının bunları söyleyebileceği hiç aklıma sinmedi, göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış kız nedir? tanrı beni tahrik mi etmek istiyor acaba?

diğerleri:

maide suresi 33. ayet: allah ve resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. onlar için ahirette de büyük azap vardır.

maide suresi 38. ayet: hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. allah izzet ve hikmet sahibidir.

tevbe suresi 5. ayet: haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. allah yarlığayan, esirgeyendir.

bu ayetlerin hepsi diyanet mealinden alınmıştır (http://www.kuranikerim.com/m_diyanet_index.htm)

edit: bak bak, işin ehline soracak mışım? arkadaşım sen beyin özürlü müsün? elmalılı hamdi yazır olsun resmi diyanet meali olsun, hepsinde aynı şey yazıyor. nesine daha ehline soracağım? okuduğun ayetin gerçekliğine inanmıyorsan, sen zaten ayeti inkar edip kafir olmuşsun. yallaaah cehenemme!
cennet hurilerinden bahsediliyor ve bu bir mükafattır. tuhaflıkla alakası yoktur yıllardan beri bilinen bir gerçektir.
--spoiler--
Dünyanın her yerine peygamber gönderilmiştir. Peygamberlerin sayısını bilemiyoruz. Yalnız hadis kitaplarında, bir rivâyette 124 bin, diğer bir rivâyette de 224 bin peygamber gönderildiği bildirilmektedir. Hadis usulü açısından bu rivâyetlerin hepsi tenkid edilebilir. Ancak, ister 124 bin, ister 224 bin olsun, sayı mühim değildir. Mi'ıhim olan husus şudur: Allah, hiç bir devri boş bırakmamış hemen her devirde peygamber göndermiştir.
--spoiler--


bu peygamberlerin çoğu halkı tarafından katledilmişlerdir. hal böyleyken ve son peygamber ve tüm dinlerin tamamlayıcısı olan son din de bu tehdit altındayken yaratıcı o na ve ashabına öldür emrini vermiştir.
Tuhaf olmayan durumdur.Nebe haber demektir.Nebe suresi kıyamet haberlerini ihtiva eden bir suredir. (bkz: dine bok atma çabalarının boşa çıkması)
bazı insanlara göre zamanın şartlarına bakılarak değerlendirilmesi gereken ayetlerdir. allah son kitap olarak gönderdiği bu kitabı geleceğin bütün kuşaklarına hitap edeceğini söylüyor. peki gelecekte her şeyin değişeceğini ve daha insancıl bir hayat olacağını allah göremiyor mu? neden zamanın şartlarına bakıyoruz bu kitap evrensel değil mi? kuran bütün senelerde evrensel olamıyor mu?
tuhaf insanların tuhaf çabalarıdır.
allahsızlara göre tuhaf olması normal olan ayetlerdir.
adam zaten inanmıyor. çok mantıklı falan gelecek hali yok ya!
senin hayatın tuhaf lan!
kadınlar bile yaşlandıkça hep gençlik yıllarındaki güzelliklerini hatırlayıp iç çekerken, evlenmek isteyen erkeler her kadınla her haltı karıştırıp, evleneciği kızın el değmemiş genç ve bakire olanını ararken, eh insan için de bu dünya hayatı en fazla yetmiş yada 80 taş çatlasa en fazla 100 yıllık ömre tekabul ederken, neden sonsuz hayatta, yaratıcısı kullarına böyle genç kızlar vaad etmesin ki. aldanmayın dünya ya, gitmeyin onun peşinden, sabr edin, ben size cennette onları sonsuz sunacağım... bu kadar basit. (i na nan lar i çin)!
ayetleri tuhaf görmek bi ateisttin en doğal propaganda amacıdır.

en çokda ne tuhaftır biliyo musunuz bu ayetlere "tuaf" diyenleri o tuaf dedikleri ayetlerin hükümleriyle öldürememek. bazı ayetler size çok ağır yada çok tuaf gelebilir fakat bunlar cezalardır. ağırlaştırılmış müebbet hapis de bir cezadır müebbet hapis verin dese daha mı insaflı olacaktı? şuan da uygulanan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası insanlık suçudur.
kuranı iyi açıklayan yobaz kesimden olmayan hocalara sorulup yada hazır sorulmuşunun cevabını okuyup tuhaflığı giderilebilecek türden ayetlerdir. sonuçta sözlükteki her müselmandan hacı hoca olmasını bekleyemessiniz. verdikleri bilgilerde ne kadar doğru olur bilemessiniz. işin ehli birine sorup öğrenebilirsiniz. burada yazmak yerine aynı zamanla araştırıp öğrenebilirsiniz.
insanı dinden çıkarabilecek kadar yanlış bir önermedir.
Ayetlerin çoğunluğudur çünkü yapılan çevirilerin çoğunluğu yetersiz veya subjektiftir.
hayatta değişmeyen bir kuraldır: "nasıl bakarsan, öyle görürsün."
enes (r.a)’ten rivayete göre, ukl kabilesinden bir gurup rasulullah (s.a.v)’in yanına geldiler. medine’nin havası onlara ağır geldi. Peygamber (s.a.v)’de Medine dışındaki zekat develerin bulunduğu yere gitmelerini orada develerin sütlerinden ve idrarlarından içerek orada eyleşmelerini emir buyurdu. Öylece yaptılar sıhhat bulunca, çobanı öldürüp develeri alıp götürdüler. Peygamber (s.a.v) onların yakalanıp getirilmelerini emretti. Enes diyor ki: O adamlar getirildi elleri ayakları kesildi, gözlerine mil çekildi, kesilen yerleri dağlanmadı ve öylece bırakılarak ölüp gittiler. Bunun üzerine Allah, Mâide suresi 33. ayetini indirdi: “Allah’a ve elçisine karşı savaş açanların ve yeryüzünde hak düzeni bozmaya çalışanların döneklik ve sapıklıkları yüzünden cezaları; öldürülmeleri, asılmaları veya ellerinin ayaklarının çaprazvari kesilmesi ve sürgün edilmeleridir. Bu onların bu dünyadaki uğradıkları zillettir. Öteki dünyada da korkunç bir azap bekler onları.” (Buhari, Tefsir: 104; Ebu Davud, Hudud: 3)

nebe (31-34) Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

1 Eylül 2009; 20:54:51

Peki, bu ayet nasıl anlaşılmalıdır? Bu ayet gerçekten Müslüman-gayrı Müslim ilişkilerini mi belirliyor yoksa burada anlatılan başka bir şey mi var? Bunu anlamak için bu ayeti öncesiyle beraber okuyalım Tevbe suresini 1 ayetten itibaren okursak 5 ayette öldürülmeleri istenen müşriklerin “bütün müşrikler” olmadığını, “antlaşma yapıp da antlaşmayı bozan savaş suçlusu müşrikler” olduğunu görürüz

1) Antlaşma yaptığınız müşriklere, Allah ve Elçisi tarafından yapılan ilişkiyi kesme duyurusudur
2) Bu topraklarda dört ay daha dolaşın Bilin ki, Allah’ı çaresiz bırakamazsınız Ama Allah, görmezlikten gelenleri (kâfirleri) rezil eder
3) Bu büyük hac gününde Allah ve Elçisi tarafından bütün insanlara bildirilen şudur: Allah’ın o müşriklere desteği yoktur; Elçisinin de öyle Ey müşrikler, tevbe ederseniz hayrınıza olur Sırt çevirirseniz bilin ki, siz Allah’ı çaresiz bırakamazsınız Görmezlikten gelenlere (kâfirlere) acıklı bir azabı müjdele
4) Bu duyuru, sizinle antlaşma yapmış ve daha sonra bir kusur işlememiş, size karşı kimseye destek vermemiş müşrikleri kapsamaz Onlara karşı olan andınızı süresinin sonuna kadar tam yerine getirin Allah korunanları sever
5) (Dört) yasak ayı çıkınca o müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün Onları yakalayın, onları kuşatın, onlar için her gözetleme yerinde oturun Ama tevbe ederler, namaz kılarlar, zekât verirlerse yollarını açın Allah’ın bağışlaması çok, ikramı boldur”

5 ayette anlatılan müşrikler; savaş suçlusu olan, antlaşmayı bozan müşriklerdir Ayetleri dikkatle okursak bunu çok kolay anlarız Çünkü birinci ayette “anlaşma yaptığınız müşriklere ilişkiyi kesme duyurusudur” dendiğine göre ayetler tüm müşrikleri/gayrı müslimleri kapsamaz

4 ayette de “antlaşmayı bozmayanların ve Müslümanların aleyhine çalışmayan müşriklerin hariç tutulduğu” söyleniyor Demek ki bu ayetteki ilişkiyi kesme duyurusu, anlaşma yapılan her müşrikle ilgili değildir

5 ayette de “o müşrikler” deniyor 4 ayette antlaşmayı bozmayanlar hariç tutulduğuna göre geriye sadece “antlaşma yapıldığı halde antlaşmayı bozan müşrikler” kalıyor

Ayetteki ilk muhataplar Mekkeli müşriklerdir Onca suçlarına rağmen yine de bunlara dört ay süre tanınıyor ve yanlıştan dönenlere (tevbe edenlere) ve çekip gidenlere dokunulmayacağı bildiriliyor Ayet böyle olduğu halde ayeti bağlamından koparıp burada “o müşrikler” diye anlatılan müşrikleri, “tüm müşrikler” olarak anlamak ve bu ayeti Müslüman-gayrı Müslim ilişkilerinin merkezine oturtmak tam bir cinnet olsa gerektir Zaten dikkat edilirse ayette; “el-müşrikîn” kelimesi geçiyor “el- müşrikîn” “o müşrikler” demektir Arapça kurallara göre bir kelimenin başına belirlilik takısı (el) gelirse bilinen bir şeyden bahsediliyor demektir Dolayısıyla 5 ayette bahsedilen müşrikler tüm müşrikler değil, antlaşmayı bozan müşriklerdir Ama maalesef tarihte, bu özel olayı anlatan ayetler tüm müşriklere genellenmiş ve buna göre hukuk oluşturulmuştur
Aslında bu ayetler, Mumtehine suresi 8-9 ayetlerle ilgili bir örnektir

Mumtehine suresi 8-9 ayetlerde üç kırmızıçizgi çizilmiştir Bu kırmızıçizgileri çiğnemeyen herkesle iyi ilişkiler kurulur Bu çizgiler şunlardır:
1 Dinimizden dolayı bizi öldürmeye kalkanlar (savaş açanlar)
2 Bizi vatanımızdan sürüp çıkaranlar
3 Vatanımızdan sürüp çıkaranlara destek verenler

Tevbe suresi 5 ayette bahsedilen müşrikler, bu üç kırmızıçizginin tamamını çiğneyen Mekkeli müşriklerdi Mekkeli müşrikler sırf inançlarından dolayı Müslümanları öldürmeye kalkmışlar, onları yurtlarından çıkarmışlar ve çıkarmak için işbirliği yapmışlardı Peygamberimizle yaptıkları barış anlaşmasına (Hudeybiye antlaşmasına) rağmen Medine’nin dış mahallelerine baskın yapıp adam öldürmüşler ve hayvanları alıp götürmüşlerdi Bu olaydan sonra peygamberimiz Mekke’yi fethetmiş ve bu işi yapan insanlara bir yıl hiç dokunmamış, sonra bu ayetler inmişti Ayetlerde o müşriklere dört ay daha süre tanınıyordu (toplam 16 ay) Bu dört aylık süre zarfında istedikleri yere gidebilirler ya da Müslüman olabilirlerdi Bu süre bittikten sonra Tevbe suresinin 5 ayeti uygulanacaktı Bu ayette geçen haram aylar zilkade, zilhicce, muharrem, receb ayları değildir Bu ayetin gelmesinden sonraki dört aydır
Fakat elinizdeki meallere bir bakın, Tevbe suresi 5 ayete nasıl anlam vermişler? Mesela ben bir-iki örnek okuyayım:
“O haram aylar çıktı mı artık diğer müşrikleri nerede bulursanız öldürün”
“Haram aylar çıktığı zaman müşrikleri nerde yakalarsanız öldürün”
Peki “diğer müşrikler” ile “o müşrikler” aynı kavram mı? Veya “müşrikler” ile “o müşrikler” aynı şeyi mi anlatıyor? Ne oldu ayetin manasına? Ayetin manası değişti ve sistem tersine döndü
Günümüzde bilen bilmeyen herkes meal yapmaya başladı Meal yapanların çoğu, ayetler arası ilişkileri dikkate alarak değil, eski ulemanın görüşlerine uyarak meal yapıyor Onlar bir konuyu yanlış anlamışsa bu yanlış anlayış normal anlayış haline getiriliyor Bu da hakların çiğnenmesine ve saldırılara yol açılıyor Dikkatsiz cahil insanların tuzağa düşmesi de kolaylaşıyor.

hırsızlık bahsi ise tamamen şeriatın uygulandığı bir ülkede olması gerekendir. eğer bir ülkede şeriat gerçek manada uygulansa fakir kalmayacaktır sebebi herkesin zekat verecek olmasıdır. fakir değilken çalanın eli kesilmeli bakalım ondan sonra hırsızlık yapan olurmu.

not: hakikatleri görmek isteyen okur. selametle.
ayetin kendisini bulamadım ama duydugum bir iddiaya göre "türkiye-suriye savaşı" Kuran'da yazıyormuş.