dogrudur. Basimiza ne geldiyse kitap okumaktan geldi. Aciyi bildigimizu sandik, gercegiyle karsilasinca bisi olmaz sandik. Ama karsilasinca da 1 seneyi askindir kendini toplayamayan bi bünyeye sahip hale geldik.
Ne tarafınızla okuduğunuza bağlıdır.
bir insan kendine zarar gelmesini istemiyorsa ** o kişiye zarar verilemez. sonuç olarak üzüldüğümüz, acı hissettiğimiz şeyler zarar mıdır? bence değildir. ben tecrübelerime değer veririm, asla böyle şeyleri zarar olarak değerlendirmem. hele kitap okumanın insana zarar veriyor olması neredeyse imkansızdır. kitaplar az çok insanların hayatlarında değer verdikleri şeyleri yazmasıyla oluşur. çoğu kitap boş lakırdı değildir, öyle olsa bile ya bunu başında belli eder ve okumazsınız ya da en kötü ihtimalle boş lakırdı türündeki kitapları fark edene kadar boş lakırdı okumuş olursunuz. sonunda boş lakırdı türü kitapların nasıl olacağını öğrenmiş olursanız bu sizin için büyük bir tecrübe olacaktır. eğer bile bile aynı yanlışı iki kez yapıyorsanız bu hem aptallık hem de en büyük zarardır.
gerçek olmayan bir durumdur. (bkz: okumadan yazmak)
ancak şu da var ki, kitap okuma oranı arttıkça ülkeyi yönetenlerin gördüğü zarar artacaktır. ancak böyle bir zarar getirmesi mümkündür.
şöyle bir durum var atıyorum kahraman tazeoğlunun bukre romanını okumak, soğuk kahveyi okumak size ne katacaktır gerçekçi olalım. Dizi izlemekten farkı yok fakat tarihi veya bilimsel bir kitabı okumak size çok şey katar. Bu iki şeyin arasındaki farkı gördüğümüzde kitap okumanın faydasını yakalarız.
--spoiler--

sen dün elif şafak okuyun demiyor muydun insanlara?

--spoiler--
okumanın getirdiği mesuliyet düşünüldüğünde kısmen doğru kabul edilecek önerme. gül diken gibi.
Okudukça boynu eğilmiyorsa insanın o insan her koşulda üstten bakar. Bmw alır malboradan başka sigara içemiyorum der. Yalnız şunu da söyleyeyim kitap okuyun dediklerinde eğitici kitaplar okuyundur dedikleri şey. paulo coelho nun elifi ni kimyacısını okudum aklımda bir kırıntı yok şuan. Film izlemekten farksızdır. Tabiki yararlıdır ama genç insan bilgiyle geçirmeli vaktini bu kitaplar playstation oynamaktan farksız.
Okuduğun kitabın içeriğine göre değişir aksine bir John stenbeck ya da Yaşar Kemal okursan, toplumdan soyutlama yerine toplumu anlarsın sürekli nietzsche okursan soyutlanırsın tabi maksat hepsinden tam dozunda almak hem toplumla uyum içinde yaşayıp hemde entellektüel olabilecek seviye de çevrendeki insanlara yardımın dokunur.
doğrudur. cahillik özgürlüktür.
konusu tam da bu olan Kağıt Ev - Carlos Maria Dominguez kitabını okurken başlığı görmemin dayanılmaz ironisi...

"Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar."
Sanırım sıkıntı son bölümde... *
(bkz: ignorance is bliss) sözünü akla getiren ve kişiyi acaba gerçekten öyle mi? sorgusuna götüren bir iddiadır.
akla 2 soruyu getirtir;

1- cahil nasıl olunur ?

2- cahil nasıl kalınılır ?

o sürekli övündüğünüz tarihi nasıl öğreniyorsunuz sizler acaba ?
kısmen katıldığım önerme. ama tabiki hangi kitaplar, hangi yazarlar vs gibi durumlara göre değişir bu.

mesela piyasa yazarları okursanız, yüzde yüz doğrudur. onlar zaten aptallar için yazılır ve okuyanları da gittikçe aptallaşır. kezban kitapları okuyanlarda bariz görülür bu

diğer yandan bunun haricindeki kitaplarda ise biraz durum karmaşık.

insan kitap okudukça beyni de buna adapte olmaya başlar. ona sunulan düşünceleri de doğru yada yanlış diye yorumlar kendi içinde yada beyninde sürekli dolanır onlar. sonuç mu ? evet bilgili biri ama yaratıcılıktan yoksun. papağan gibi sürekli okuduklarını tekrarlar farkında olmadan. yaratıcılık ölür zamanla. kendi fikirlerini üretemez. ha derseniz ki, kitap okumak zararlı ? aslında okumayınca da insan komple aptal oluyor. yarar zarar açısından düşünürsek bence okumak illa gerekiyor fakat dozunda olmalı. temel bilgileri aldıktan sonra devam etmemeli. bakmayın, çevrenizde hep kitabı öven tipler illa olur, sanki tamamen faydalı bir şey gibi.
"ok" diyerek butun kitaplarimi yakmama sebep olan teori.
kitap okumanın bir zararı olamaz, sadece kitap benzeri paçavraları okumak boşa zaman harcamaktır.

(bkz: kahraman tazeoğlu nu yazar sanmak)
Nasıl bir mantıkla yazıldığını anlamadığım başlık.

Teorik ve uygulamalı fizik genelde bilimkurgu kitaplarında yazanlardan esinlenir.

isaac asimov robotların icat edilmesi durumunda konulacak yasaları simule etmiştir ve bu bilim çevresince kabul görmüştür.

H. G. Wells zaman makinesi kitabında çekirdeksiz üzüm fikrini ortaya atmıştır.

O kitapları okurken mal gibi kendini hayattan izole edenlere, cem yılmazdan "çocuk olmuş mu?" Sorusunu yöneltmek istiyorum.
''Bir kitap okuyan her şeyi bildiğini zanneder. ikinci kitabı okuyan kuşkuya düşer. Üçüncü kitabı okuyan hiçbir şey bilmediğini anlar.''

Pollock.
öncedende keşfetmiş olduğum bir tespit. katılıyorum, ama bunda kitap okumaya laf atamayız burada problem kitap okumanın abartılmasıdır. sanki 2 kitap okuyunca kendini tamamlıyormuş gibi gösterimlesi. genellikle tek yaptıkları budur çünkü, evine kapanan asosyal ezik kitap okumaya zorlar kendini, müthiş bi başarımdır yaptığı, wowwwwwwwwwwwww 220 sayfayı bitirdi ve artık mükemmel bir insan oldu.
akla fahrenheit 451 i getirmiştir. yan etkileri boş verip okumaya devam ediniz dedirtir swh
düzenli kitap okuyan insan üzerinde gereken analizlerin yapılmasıyla görülebilecek, toplumsal normlara tamamen aykırı olduğu kanıtlanabilecek bir gerçek.

bu ruhu bozuk kişilerde, kendini toplumdan üstün görüp soyutlanma, diğer insanlara karşı aşırı eleştirisel bakma ve kurduğu hayal dünyasındaki aşırılık sebebiyle gerçekliklere adapte olamama sorunu vardır. bir zaman sonra bu sorunlar, öteki insanların asalak olduğuna dair inançla daha da büyüyecek ve zamanla kişiyi paranoyak bir ruh haline sokacaktır.

çevresinde kendini adeta bir tanrı görür bu tipler, uydurulan şeylere tüm kalbiyle inanır, hayat gerçeklikleri karşısında her daim başarısız olurlar. yarardan fazla zarar elde etmek istemiyorsanız ;

kitap okumayın, okutturmayınız ...

delüzyonsuz bir hayat için:

görsel