bugün

XIII. yüzyılda Anadolu'da görülen haliyle Kalenderilik Budizmden geniş ölçüde esinlenen bir tarikat olarak görülür. Cemaleddin' Savi (630/1232-3) tarafından kuralları belirlenerek tarikat haline getirilen Kalenderilik daha önce Horasan ve Türkistan taraflarında yaygın idi. Bunlara Anadolu'da Cavlakiye adı da verilmiştir. Bunun sebebi şeyhlerinin cavlak adı verilen bir elbise taşımasındandır.

Mevlana'nın şiirlerinde de Kalenderilere dair birçok beyite raslıyoruz. Bu beyitlerde bir Kalendere ait hayli telmihler vardır:
"Aşk ordusu geldi, şehrin ta göbeğine kondu. Ey kalender dost, hele bir kurtuluş sesi duy bakalım.
Her şeyi mübah gören bir Kalender çıkageldi. Ey saki, şarap kadehiyle karşıla, böylece ta: sabaha dek sun ona ey güvencim, ey bana şifa veren.Halka haram olan şarap, kalenderlere mübahtır, içer dururlar. Saki,kendine gel de artık yeter, bittideme. Nerde başlangıcımız, hani tamamlamamız.Kalender, hiçbir şeyle mukayyed değil gibi görünür amma sırlardan mücerret değildir. Önce hirçok dikenlerin derdiı:ii çekerdi, fakat şimdi baştan başa gÜLoldu, dikene aldırış bile etmez ... Kalender gemide oturmuştur, yolda gidip durmadadır, fakat kendisi yürümemekte"

http://t.co/tCDQTiF
akdeniz' in karşı tarafında bir zamanlar pek yaygın tarikat. çalışmazlar, paraya pula itibar etmezler, bir öğünlük yiyecek bulup karınlarını doyurana kadar yol kenarlarında dilenirler, daha sonra yol kenarlarından geçenlerin yüzlerine ayna tutarlar bu kişi de kendilerine bakınca selam verip selam alırlarmış. kalenderiler divan edebiyatında mazmun olarak da geçer. sevgilisinden yüz bulamayan aşığı tanımlamak için yer yer kalenderi dervişi ifadesi kullanılır.
yaşadıkları toplumun kurallarına karşı çıkarak dünyayı dikkate almaya değer görmeyen bu düşünce tarzını günlük hayat ve davranışlarına da yansıtan tasavvufi akımdır. kalenderilik tek parça halinde bir yapı sergilemez. düşünce ve uygulamada yüzyıllar boyunca farklı kollara ayrılmış ve düşünce yapısında değişimler geçirmiştir. kalenderiler; bir koyun veya keçi postuna sarınmış bir şekilde yaz- kış bu kıyafetle gezerlerdi. ellerinde ucu topuzku bir asa taşırlardı. birçok yerde tekkeleri olmasına rağmen pirleri olduğuna inandıkları battal gazi' nin türbesi'nin bulunduğu seyyid gazi zaviyesi' ni çok üstün tutarlar ve her cuma burada ayin yaparlardı.