bugün

evet efendim..

izmir gibi sahil kıyısında öyle kendi halinde sahil yörüklerinin yaşadığı ve deniz, kum, güneş, atatürk ile anılıp cumhuriyet yanlısı olduklarını iddia ettikleri gayet modernize olduklarını dile getirip çağdaşlıktan dem vuran halkın yaşadığı, sokaklarının hizmetsiz kalması ve kordon adı verilen sahildeki çay bahçelerinin arkasında ağaç diplerinde çok feci şeylerin döndüğü memleketinden olduğunu dile getirirken hissedilen iç burkulması durumudur.

düşünsenize böyle izmirlisiniz iş için bir ortama geliyorsunuz karınızla. arkadaşlarınızla oturuyorsunuz, arkadaşlarınız karınızı süzüyor gözleriyle, fofeynk yapma arzusuyla tutuşuyor, nasolsa çağdaşsınız diye hesabı size kitliyorlar, türlü türlü küfürlü muhabbet ediyorlar karınızın yanında. nasolsa çağdaşsınız ya diyorlar. ve siz böyle bir ortamdan çıktıktan sonra başka bir ortama girerken izmirli olduğunuzu söylemeye utanıyorsunuz, keşke olmasaydım da böyle şeyler gelmeseydi başıma diyorsunuz içten.

içiniz burkuluyor, keşke ben de konyalı, tokatlı, amasyalı olaydım. o zaman böyle şeyler diyemezdi kimse ellaam diyorsunuz.

evde yalnızken ağlıyorsunuz, hüngür hüngür ağlıyorsunuz. hiçte utanmıyorsunuz..
özel isme ek getirme kurallarını bilmemenin verdiği burukluktur.
(bkz: izmir lilerin hbbia ı siklememesi)
iç burukluğu değil o mutluluk gurur. izmirli değilim derken iç burukluğu vardır.
izmirli olmanın ayrıcalığını yaşyamayan yazar yorumudur.
asla hissedilmeyen iç burukluğudur.

zira arkadaşının karısını kesip, arzulamanın ne çağdaşlıkla, ne modernlikle, ne de izmirli olmakla alakası vardır. bu düpedüz orospuçocukluğudur ki tanıdığım en şahane orospuçocukları bile böyle bir şey yaparken çekinmektedir.
sonuç olarak izmir'e, izmirlilere bok atacağına arkadaş çevreni değiştir dostum.!

ayrıca;
(bkz: izmirliyim derken hissedilen gurur)