bugün

ümit yaşar oğuzcan'ın en ama en güzel şiirlerinden biridir. yağmurlu bir kış akşamı denizden esen soğuk bir rüzgar gibi. çok acı, çok gerçek.

farzet ki bir bataklığa düşmüşsün
kader seni bir yere doğru çekmekte.
sen istediğin kadar kaç bu yalnızlıktan
yalnızlık sana gelmekte.

o yalnızlıktır günlerin getirdiği
o hüzündür kalan bu günden yarına.
boşuna çırpınmaların, yakarmaların
ne ellerine hükmün geçer, ne ayaklarına.

yaşamak bir kör dövüşüdür amansız
milyonlar bir seldir bu şehirde akıp gider.
bu yerde insanlar bin yıldan beri
yalnız yaşadılar, yalnız öldüler.

bu şehirde bir pastır yalnızlık
bir zincirde yüzyılların bıraktığı.
yum gözlerini daha iyi göreceksin
seni çepeçevre saran bu yalnızlığı.

ve bir gün her şeye sen de alışacaksın
dilin varmayacak yalnızım demeye.
unut artık bildiğin bütün şarkıları
yalnız yaşa ve hazırlan yalnız ölmeye.
Başka bir yalnızlıktır. Bir yalnızlığın en yalın halidir belki de. Onca insan onca hayat arasında sıkışıp kalmışsınızdır. Ne gidebilirsiniz , ne de kalmak için bir sebebiniz vardır. Sokaklara vursanız da kendinizi tek başına oturduğunuz odadan daha kalabalık olmazsınız olamazsınız. istanbul yalnızlığı yıkar, acıtır, ağlatır. Ve aniden manik depresyon hastası gibi gülme krizine sokar. Böyledir bu şehrin yalnızlığı milyonlarca insan içinde en yalnız siz olduğunuzu düşünürsünüz . Üzülmeyin sizden yalnızlar da var bu şehirde . Bu şehir yalnızlıkları biriktirir. Ta ki yalnız kalacağı güne kadar.
istanbul yüksek tepelerinden bakıldığında en mahrem yerlerini gösteren bir fahişe ruhlu bir kadın.
ara sokaklarına indiğin de ise tecavüze meyilli bir barbar oluverir.
istanbulda yalnızlık, istanbul la teke tek kalmak demektir ki,daha korkutucu pek az şey vardır hayatta.

(bkz: intersex)