bugün

--spoiler--
muhtemel filme gidenlerin çoğunun yaşadığı bir olaydır.. ama bir de hayatına es kaza ıssız adamların girdiği kişilerin bunu yaşaması vardır ki o en vahimidir.. filmdeki o en sondaki sarılma sahnesinde onlar için film kopmuştur artık.. o dakikadan sonra kızla oğlanın durumuna ağlamazlar artık.. ağladıkları mantıklarının o saate kadar bastırdığı duygularıdır, kendi ıssız adamlarıdır, ya da aşkını unutmak zorunda kalmış olmaya isyanlarıdır.. birini sevebilmek zordur vesselam.. lakin ondan da zor olanı sevdiğin kişiyi unutmak zorunda bırakılmaktır hatta daha da zoru bunu yapanın sevdiğin kişi olmasıdır.. söylenen replikler bellidir, tıpkı filmdeki gibi " ben seni haketmiyorum, sen beni tanımıyorsun senin için doğru olan ben değilim".. aslında onlar için doğru olan sizsinizdir ama bunu farkedemeyecek kadar ıssızdırlar.. tıpkı alperin adanın tokasını bulduğunda farketmesi gibi onlar da bunu çok geç farkederler.. filmin sonundaki sarılma sahnesinde bunlar gelir aklınıza ve de tutamadığınız gözyaşlarınız vardır artık.. ondan sonra filmde ne oluduğunu görmezsiniz bitiş yazılarının başladığını farketmezsiniz.. aklınızdaki sadece istanbul sularının altında bıraktığınız ya da ankara sokaklarına gömülmüş duygularınızdır.. ağladığınız bu duyguların cesetleridir çünkü bu filmle birlikte bu cesetlerle yüz yüze gelmişsinizdir, ağladığınız bu duyguların gün gelip yine tekerrür edeceğini bilmenizdir çünkü siz o ıssızlığı hep sevdiniz ve de hep seviceksiniz akabinde de gözyaşınız hiç durmayacak.. tıpkı filmden çıktıktan sonra arabaya bindiğinizde, eve geldiğinizde, kafanızı yastığınıza koyduğunuzda hatta uyuduğunuzda dahi hiç durmaması gibi...
--spoiler--
(bkz: hüngür fosurt ağlamak)
adamın çatı çatır karıları götürmesi münasebetiyle, abazan bünyenin büyük serzenişidir. sende bağlarsın bir gün ellerini kollarını, korkma dersin, ağlama aziz abazan, ağlama, sabret!
(bkz: çizgi film karakterleri gibi ağlamak)