bugün

senin yazdiklarini gorunce halime bi kez daha sukur ettim. siz gavurlar yazdikca benim imanim dahada kabariyor. daha bi celalleniyor.
yanicaksiniz.
ciddi olarak merak edenler için ciddi bir yazı atıyorum. okuyun kültürlenin amk.

Pakistanlı araştırmacı yazar Dr Jawad Ali’nin islam’dan önce arap tarihi kitabı 5’ci cilt, sayfa 223.
ATAERKiL YAPININ ARABiSTANA GELiŞi.
Ataerkil yapı tarihi süreçte m.ö. 4.000 yıllarda Sümerlerle mezopotamyada oluşmaya başlamıştı.
Bu dönemden sonra eski ana tanrıçalar yavaş yavaş asimile edilmiş, yeni ata tanrılarla değiştirilmeye başlanmıştı.
Babil tanrısı Hu Baal ortadoğuda hızla yayıldığı için Arabistanın ana tanrıçaları olan Allat, Uzza ve Manat için tehtit oluşturmuştu.
YAY BiÇiMiNiNDE OLAN AY VE BiRiNCiL ANA TANRIÇA SiMGESi.
Ay ve yıldız günümüzde islam’ın simgesi olarak görülür. Oysa bu simgenin antik çağlarda anadoluda kullanıldığını biliyoruz. islama geçmeden önce m.s. 800’lü yıllarda anadoluya yerleşmiş Türk boyları bu simgeyi kullanılıyorlardı.
Tarihi daha eskilere dayanan hilali Babil ve eski Mısırlılarda da görüyoruz.
MEKKENiN ÜÇ TANRIÇASI.
Kureyş kabilesi Mekkede Allat, Uzza ve Manat isimli üç tarıçayı kutsayarak inanıyor, Ka’aba etrafında dönerlerken tarıçaların isimlerini söylüyorlardı. 737-819 yılları arasında yaşamış Arap tarihçi ibn al-Kalbi, kureyşlilerin Ka’aba etrafında dönerlerken “Allat, Uzza, Manat üç idol/önderimiz siz bizim (al-gharānīq) üst ulu kadınlarımızsınız” dediklerini ve onlara saygı olarak kafalarını kazıdıklarını kitabına yazmıştı. islam öncesi tarıçalara saygı ifadesi olan kafa kazıma uygulaması islamın haç ritüelinde de uygulanmakta.
HU-BAL,TANRIÇALARIN BABA TANRISI.
Nabateanlar (Petra, Ürdün) için , Allat tüm tanrıların annesi iken öbür Araplar için Allat, El-Uzzâ ve Manat ( الله جل جلاله ) Allah’ın kızları olarak Allah’ın rızasını sağlayan aracılar olduğuna inanılırdı. Allah(tanrı) inancı tanrı Sin – Hubal ( Baal ) olarak Arap panteonuna mezopotamyadan getirilmiş, daha sonra Mekkede egemen olmuştu. Çok az da olsa bu tanrı ile ilgili küçük tapınaklar, temsiller ve yazılı kayıtlar günümüze kadar gelmiştir . Allah ismini islam öncesi araplarda kullanıldığını Muhammed’in babasının ismi olan Abd’Allah sözcüğünde Allah’ın kulu, yardımcısı anlamında görüyoruz.
KABE, TANRIÇA ALLAT TAPINAĞI.
Ka’aba sözcüğü Arapça küp anlamına gelir. Fakat “kızlık” anlamına gelen eski yunanca “Kaabou” sözcüğünün Yunan mitolojisinde tanrıçalar olan Astarte ve Aphrodite inançsal vurgusunu islam öncesi üç tarıçaya inanılan Ka’aba-Kaabou sözcüğünün benzer anlamlar içerdiğini ve ortak inançsal olguları paylaştıklarını görüyoruz . El-Uzzâ (العزى) cahiliye dönemi denilen islam öncesi araplarda aynı Roma imparatorluğunda venüs gibi bekaret tanrıçası olduğuna inanılırdı . Antik tarihçiler islam (jahilya, cehalet dönemi) öncesinde Arap yarımadasında 24 Ka’aba olduğunu, Mekke Ka’aba’sının ise tüm kabilelerin saygı duydukları tapınak olduğunu yazmışlardı. Suudi araştırmacılar Arabistanın birçok yerinde benzer Ka’aba’ların olduğunu ve bu yapılar etrafında belirli günlerde dairesel yürüyüşler ve kurban ritüelleri gerçekleştirildiğini bulmuşlardı. Bunlardan en önemlileri Taif’te bulunan tanrıça Allat, Nakhlah’ta tanrıça Uzza ve Quadayd’a ki tanrıça Manat Ka’aba’larıdır.
TANRIÇA ALLAT’IN RAHiBELERi.
Yedi çıplak rahibe her gezegen için ( güneş / ay / mars / Merkür / Venüs / Jüpiter / Satürn) yaklaşık yedi defa taş etrafında dönerlerdi. Günümüzde Ka’aba bekçilerine yaşlı kadının oğulları, Saba’nın oğulları anlamına gelen “Beni Shaybah” denilir. islam öncesi ise tanrıça Allat’ın bir takma adı veya lakabı vardı. Shaybah/Şeybe olarak telafuz edilen Saba isimleri “kadim bilgeliğin” veya “eski/yaşlı bilge kadına ait” anlamlarına geliyordu.
islam öncesi Ka’aba’nın bekçilerine yaşlı bilge kadının kızları anlamına gelen “Bathi-Sheba”, Saba evinin rahibe kızları anlamına gelen “Bethsabée” denilirdi. Günümüzde ise müslümanlar tanrıça Allat rahibelerinin tapınma ritüellerini aynı biçimde Ka’aba etraffında yedi defa dönerek bu geleneği tekrarlarlar.
Ka’aba bekçileri olan rahibelerin yerini islam’dan sonra erkekler almıştır.
TAŞ KÜLTÜ.
Aynı paganlar gibi bir taşı kutsamak !!!
Çok tanrılı eski dönemde tanrısal taş anlamına gelen béthyle sözcüğünü ibranice Bethel “kutsal taş” anlamında da görüyoruz. Kâbe taşıda bu inançsal uygulamadan ayrı değildir. Bir taşı kutsama anlayışı islamiyetin ilk dönemlerinde ortadoğunun her yerinde ve eskiden beri antik çağlarda yaygın dinsel bir uygulamaydı. Örnek olarak roma imparatoru olmadan önce büyük rahip olan Élagabal/Elagabalus veya Héliogabalus’un kutsadığı Emese’nin siyah taşını, Petra’da bulunan Dusares’in siyah taşını ve m.ö 204 yılında roma imparatorluğuna giren, anadolunun bir çok yerinde eski kalıntılarda bulunan Fikikyalılardan kalma Kibele, Artemis, Sardes ve eski Mısırda bereket ve verimlilik tanrıçası olan Astarte’nin kutsal taşlarının takipçilerince kutsandıklarını gösterebiliriz. islam öncesi Arabistanda sadece siyah taş kutsanmıyordu, Arabistanın güney kenti Ghaimanda kırmızı taşa ve Mekkenin güneyinde olan Tabala kenti yakınlarında bulunan Kaaba d’al Abalat’ta Beyaz taşa tanrısallık verilerek kutsanıyordu.
ALLAT’IN CiNSEL ORGANI VE KARA TAŞ.
Birçok batılı, özellikle de bilge kadınlar Kabe’nin köşesinde olan, deliği kadın cinsel organına, kara taşları da organdan çıkan bebek başına benzetmişlerdi. Mekkede kabe etrafında dönülerek yapılan Hajj/hac sözcüğü arapçada sürtünme anlamına geliyor. islam öncesi pagan Arap inancında kadınlar doğurganlıklarını yükseltmek için kara taşa cinsel organlarını sürtüyor ve sonra kan revan içinde çıplak olarak (tavaf) etrafında dönüyorlardı.
MEKKE DE AYAKTA KALAN FALLiK KÜLTÜMÜ ? ŞHiVA HACILIĞIMI ?
Şeytan taşlama; arapçada : رمي الجمرات, Ramy al-Jamarat, bir hedefe (taş) atma anlamına geliyor.
Hacılar önceden topladıkları taşları hac sırasında üç şeytan’ı simgeleyen sütunlara fırlatırlar.
Bu ritüel hac’cın üçüncü günü Mekkenin 5 km uzağında olan Mina’da uygulanır. Eskiden küçük yuvarlak olan sütunları günümüzde devasal duvarlar almıştır. Ka’aba’nın kenarında,içinde kara taşların bulunduğu oval biçimli delik kadın cinsel organını andırdığı gibi şeytan olarak taşlanan üç sütun ise üç tarıçayı dölleyen üç phallus/erkek cinsel organı simgesi kökenli olarak bize islam öncesi pagan doğurganlık inancından kalma olduğunu gösteriyor. Çember içinde taşlanan bu üç sütunları aynı Hinduizm tanrısı Şhiva inancından kalma Phallus/Fallik simgeleri olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü hacılar aynı Hinduizm inancında olan Brahmanlar gibi beyaz giyiniyor, aynı onlar gibi hac sonunda kafalarını kazıyorlar.
RAMAZAN ORUCU VE ALLAT’IN HAMiLELiĞi.
Miladi takvimden 11 gün eksik olan müslümanların kullandıkları hicri takvim ayın hareketlerine göre hesaplanıyor, bir yılda 12 ay ve 29,30 gün bulunuyor. islam öncesi pagan inançlarda insanlar ayın hareket süresine anlamlar veriyor, kadınların hamilelik dönemlerine benzetirlerdi.
islamda ise Ramazan ayı hicri takvimin 9’cu ayıdır, bu ayda müslümanlar oruç tutarlar ve sonunda bayram ederler.
Ramazan ayı, orucu ve bayramı bize Allat’ın dokuz ay hamileliğinden sonra gerçekleşen doğumu için yapılan eski pagan bayramları kökenli olduğunu gösteriyor.

https://ateistcanavar.wor...07/islamin-pagan-kokleri/
Putperestliğin ne olduğunu bilmeden, islam ile benzermiş algısı yaratmaya çalışılan başlıktır.
Ya biri tek ve soyut bir tanrı'yı kabul eder.
Diğeri bir takım maddesel formları ve somut varlıkları.
Yok arapların diniymişde bilmem ne. Arapların çoğu islamı anlayamamışlardır, çünkü çok tanrılı bir inanca sahipler tek tanrılı ve soyut bir tanrı kavramına sahip islamı zar zor benimsemişlerdir zaten bu yüzden Hz.Muhammed'den sonra değişirler eskiye eğilim gösterirler tabi hepsi için aynı şeyi söyleyemeyiz sadık olanlar da var ki günümüze ulaştı.
Kısacası bu imkansız birbirinden farklı inançlar bunlar.
yamulmuyorsam, lat uzza ve menat da allah ın kızları idi.
Uydurma bir blog sitesini kaynak olarak gösteren, tarih bilgisinden yoksun insanların varlığını bir kez daha göstermiş olan başlık.
bizatihi gerçeğe çok yakın bir önerme. zira hac-umre mesaisi bitmiyor insanların.
kuran da olmayan şeyleri varmış gibi göstermek zayıflık göstergesidir.
şimdi ilk insana kuran ın deyimiyle adem e inelim.
şöyle bir fikir üretmek abes olmaz herhalde, adem allah ı herhalde gördü ya da konuştu. ondan emirler aldı. allah ın varlığına bizzat şahit oldu. sonra dünyaya indirildi. bildiklerini oğullarına iletti. yani din i.
sonra nufus arttıkça bu bilgiler bozuldu ve sümerler ve daha eski medeniyetlerde bozuk bir din olarak yayıldı. çok tanrılı ve korkuya dayalı.

şimdi sen sümerlerin o dinini okuyup aha da tek tanrılı dinlerin aslı budur dersen bir dayanağın olur mu.
sen onu dersen başkaları da sümerlerin inançları aslında, bozulmuş ve gerçek tek tanrılı dindir derse yanlışsın diyebilir misin.