bugün

yaşamayı hak etmeyen herkes için pratik çözüm.

riya karıştırmadan yapınız...
en sancılı yöntemi yaşamaktır.
yaşamayı hak etmeyenlerin, yaşamayı hak edenlere armağanı.

yaşamayı hak edenlerin ellerini pis varlığınızla kirletmeden yapınız...
belki bir kurtuluştur ha belki.
çok büyük günah.

ama kimi ruhlara ihtiyaç. can çekişen ruhu azad etmek gerek.

yine de ilk seçenek olmalı yaşamayı denemek...
yapılacak hiçbir şey kalmadığında huzura, kurtuluşa giden yoldur iyidir.
Çaresizlerin son durağı olabilir ama olamaması daha iyi.
bencilliktir. kişinin dünyada bir tane dahi seveni varsa bulaşmaması gerekir. çoğumuz da tamamen yalnız değilizdir.
intihar eden kişinin ölüm anında bundan pişmanlık duyacağı söylenir nitekim bu söylem mantıklıdır.
Kendi kendini öldürme eylemi.

Şimdi kaç senedir her cumartesi günü ritmik şekilde gelen bir nevi içgüdü bu bana. Ama nerde bende o cesaret *. Kısaca merak etmemeniz gerekiyor.

Çok farklı metodlar vardır ölüme ulaşmak için, hadi yine iyisiniz katalog hazırlıyorum bakın.

1) büyük bir klasik, kendini asmak.
- biz kalabalık aileyiz canım. Şimdi çoluk çocuk odaya girdiginde ailenin en zeki bireyinin cesedini tavanda sallanırken görüp ömür boyu etki altında kalsınlar, annem beddua etsin istemem. Bunu çıkarın.

2) gotik tarz, kanını boşaltmak.
- çok basit. Ben basit bir insan değildim ki ölümüm basit olsun. Yakışmaz.

3) cesaret patlaması yaşayıp, tren araba önüne atlamak.
- Ben karizmalar içinde ölmek istiyorum. Ağız yüz bir tarafa gitmiş, kan her yere sıçramış, elbise yırtılmış filan. I ıh bana göre değil. Fakir intiharı.

4) poşetle kendini boğmak.
- Gülerler adama.

5) havasız kalmak.
- Kim bekleyecek şimdi oksijen bitsin de, karbondioksit artsın da... Bsg.

6) kendi kendini çarpmak. (elektrik çarpması)
- Asffdfsdsa canım yapmayın böyle şeyler. Amerika'ya gidip seri katil olalım bari de bedavaya çarpsınlar. (ölüm cezası- elektrikli sandalye)

7) suda boğulmak.
- Hep karizmatik bulmuşumdur, denize yürüyerek ölen, suya meydan okuyan insanları ve en büyük korkum boğulmaktır. Bu yüzden bu güzel.

8) korkak ölümü, şimik kokteyl.
- inanılmaz.derecede dayanıklıyım ilaçlara, şimiğe. Bu bende olmuyor canım. 12 yaşımda 2 tane 1000lik ağrı kesiciyi toz haline getirip burundan çektikten sonra evde bulduğum bütün ilaçları almıştım. Bana misin demedim valla.
O günden beri psikolojik kontrol altında tutuldum. Ama hakkımda hala bir şey bilmiyorlar hep senaryo anlatıyorum, ayrıca bana hipnoz da işlemiyor evet.

9) kendini vurmak.
- ben buna cesaret edemem. Sesten çok korkarım.
Bana böyle sakin bir şey ayarlayın.
Vurularak ölme riskini göze alabilsem asker olurdum. Gerçi annem tutmasa yine olurdum da neyse.

10) yüksekten atlamak.
Yükseklik korkusu var bende, bari ölürken eziyet çekmeyeyim di mi ama. Hem başarısızlık oranı çok büyük.
-------------------------------

Evet bunlar en popi yöntemler. Şimdi size senelerdir düşündüğümü anlatmak istiyorum.

10) toplu katliam, haz ve ölüm.
- Zaten günah değil mi intihar? E batmışken en dibe batalım olur mu?
Canımı acıtan insanları, sebep olanları, küçükken bile düşmanlık beslediğim insanları birer biret bulup işkence ede ede, ellerimi kanlarına bulaya bulaya öldürüp onları yoketmek istiyorum.
Onları yoketmek yetecek mi? Hayır.

Son gün diye belirlediğim gün, bir insanı sırf "gıcıgıma gidiyor" ya da "ya benden daha iyi" diye vurmak istiyorum. Onlardan hemen sonra da een büyük düşmanım, en gıcık olduğum insan olan kendimi öldürmek istiyorum.

Gerisi kesmez beni.

Ve bir gün bunu yapacak seviyeye, ve sinir derecesine mutlaka ama mutlaka geleceğim... Getireceksiniz.
insanin hayatindaki yapacagi son eylemdir. bu aralar dusunuyorum bakalim.
diyelim ki ben tanrıyım. iyi ve kötü diye bir şey yaratmadım. lakin insanların kendi algısallıklarıyla neyin iyi, neyin kötü olacağını belirleyen içsel gücü onlara verdim. akıl ve vicdan ile bunu belirleyebilecek yeteneği, ve de kendi seçimlerini kendilerinin yapma gücünü ve bunu fark edebilme yeteneğini de verdim.
ama o fark etmedi bunları. bir türlü ortaya çkaramadı benliğini. hem kendini hem ailesini ve çevresini mutsuz etti. o halde nedir çözüm?
ona göre mutsuzluk kötü bir şey olmayabilir. ama bana göre kötü bir şey. ve günden güne zarar veriyor ise bu mutsuzluk ve de o halden çıkılamıyorsa yaşamanın ne anlamı vardır?
elbette hiç bir anlamı yoktur ve intihar edilerek her şeye son verilmelidir.

evet diyelim intihar etmeye karar verildi. bundan sonra da bir şeyler yapmak gerek. ama bu kararı verdiyseniz döneklik yapmayacaksınız ve delikanlı olacaksınız. intihardan sonra ne olabilir bunu düşünülelim.
eğer bir ceza olacaksa o da şöyledir muhtemelen;
belki intihar eden kişi farklı bir biçim ve formda yeniden dünyaya gönderilebilir. ama bu büyük ihtimalle daha kötü bir şekilde olur.
sonra ceza ile gelen beden daha iyi şeyler yapar, sonra da onu daha iyi bir şekilde gönderir, ve bu saçma düzen de böylece sürüp gider. bu risk te göze alınmalıdır tabii ki.

belki insan bir önceki bedenindeyken yaptığı kötü bir şey yüzünden bu haldedir!
o halde bunun sorumlusu ben değilim ki, bunun cefasını neden ben çekeyim?
evet, kesinlikle mutsuz bir beden yaşamına son verebilmelidir.
ama hemen yapmamalıdır tabii. önce sonuna kadar çabalamalı ve hâla bir şey gelişmemişse ve mutsuz ise her şeye bu şekilde bir son vermelidir.

hatta yaşama ihtimali zayıf olanlara tanınan ötenezi hakkı daha yaygın ve geçerli bir duruma getirilmelidir. hatta devlet bununla ilgili bir birim kurmalı ve her yıl, örneğin yılın son günü intihar etmek isteyen insanları alıp yok etmelidir.
ama tabii önce ruhsal durumunun bozuk olmadığı ve bu kararı bilinçli bir şekilde verdiği de teyit edilmelidir.
ve hatta dünyadaki açlığı, yoksulluğu kökten bitirmenin en mantıklı yolu da budur. her 10 yılda bir dünyadaki yaşam standardı belli bir ölçünün altında olan insanlar toplu olarak imha edilmeli ve dünyanın tarihi yeniden yazılmaya başlanmalıdır.
Gereksiz lüzumsuz saçma eylem. Deneyip kurtulursanız kurtulmak istediğinizi fark edersiniz ki. Düşünce aşamasındaysanız zaten sizi hayata bağlayan pek çok şey olduğunu gözlemlersiniz. Birde intihar edip kurtulan pek çok insanı gözlemlerseniz panik bozukluk ya da anksiyete gibi sorunlarla boğulup hayatı daha fazla önemsemeye başladıklarını fark ediyorsunuz. Belki de acıyla bağlantılı olduğu düşünülebilir bu durumun.
Kişinin kendi hayatına son vermesidir. Yapmasının nedeni psikolojik sorunlar, bozukluklar olabilir.
muazzam cesaret gerektiren bir iştir bence...
Intihar etmek , öleceksiniz demek değil sayın yazar arkadaslar, Allah ölmenizi emrettiği zaman, Azrail canınızı alacaktır , intihar etmek sizi belki felç yapacaktır, belki beyin hasarı gibi ciddi bir rahatsızlığa sebebiyet verecektir, ömür boyu bakıma muhtaç olacaksınızdır, fakat ölüm vaktiniz gelmeden kesinlikle ölmenizi sağlamayacaktır.
Buyuk günahtır iman eksikliginden dolayi düşünülen durumdur allaha dua edilmeli sikintilardan kurtulmak icin.
Herkesin zor günlerinde aklına gelen düşüncedir.
mabad ister.
ama öyle böyle değil, baya baya mabadın hasını ister.
çünkü ötesi yoktur. bilinmezdir. kaçıştır. karanlığa bile isteye girmektir.
böyle bir yola girmek ise cesaretin ağa babasını ister, bu cesaret de ancak esaslı bir mabaddan çıkar.
son raddedir. kimisi, kolaya kaçmak der ama zorların en zorudur.
intihar edip de kurtulan insanlardan her şeyi bekleyebilirsiniz. zira onlar cesaretin son halkasını boyunlarına geçirmişlerdir.
son olarak; günahtır.
hayatımın son anlarına doğru gerçekleştirmeyi planladığım eylem. yaşamak güzel be.
geçmişte pişmanlıklarınız varsa ve geleceğinizin hep aynı monotonlukta geçeceği düşüncesi var ise aklınıza mutlaka gelmiş olan eylem.

Şahsen ben şu bilim kurgu filmlerindeki yapay zekalı robotları yapabilecekler mi yoksa yapamayacaklar mı, başka gezegenlerde hayat olup olmadığı ve en çok da tanrının olup olmadığını merak ettiğim için yaşıyorum. Evet hayattan hiçbir beklentim yok.
sorunlardan kaçmak için kullanılan en kısa yol.
Çoookkkkk büyük göt ister. Ayrıca cenaze namazı kılınmaz, lakin kafasına sıkan bir tanıdığa cenaze namazı kılınmıştı çelişkiye düştüm şimdi.
elimden bir türlü gelmeyendir, gelse ne güzel katlanmayacaktım işte bu birbaşınalığa.

http://www.youtube.com/watch?v=LIOUk4mE9ek
"yazılan her satır yokluğuna delil olarak kullanılabilir.
bir sabah uyanırsın ve her şey yerli yerindedir; ölmüşsündür.
üç ölümün bir hayatı götürdüğü rüyasının bittiği yerde, anlarsın;
her ölümde hayatın parmağı biraz vardır."

"bazı şiirlere nasıl başlayacağını bilemiyor insan,
bazı şehirlerden nasıl gideceğini...
ama bazı şiirler mayısla başlar
ve bazen mayıs herkesten önce terk eder, bazı şehirleri..."

"yaşamak diyorlar, yaşa diyorlar bilmiyorsun,
az olsun ölmesem."

"ve elbet her yağmur tanesi geri dönecektir, düştüğü buluta.
ama bilirsin, bazı yağmurlar hiçbir yere yağar!
hiçsen de insansın, boğulabilirsin suda,
bir balıksan susuzlukta!"

"ah!
hiçbir yaranın kabuğu benzemiyor bir diğerine."

"seni tanısaydım eğer, seni tanısaydım...
sana aşktan bahsedebilirdim,
beni tanısaydın mesela sana zehirli çiçeklerden ve metal mavisinden
ve kırık saçlarımdan şiirler örebilirdim."

"neyse ki mayıs şimdi, duymuyorsun;
avuçlarımda kuş sesleri."